Kalın'ın açıklamalarından satır başları:
Bugünkü kabine toplantısında yatırım ortamının iyileştirilmesiyle ilgili detaylı sunum yapıldı. Türkiye'de mevcut olan yerli ve yabancı yatırımcıların hem de bundan sonra uluslararası sermayenin Türkiye'ye çekilmesiyle ilgili yapılan detaylı çalışmalar kabineye sunuldu. Kültür Turizm, İçişleri, Adalet Bakanlığımızın da gündeme ilişkin sunumları oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın geçen hafta gerçekleştirdiği G-20 zirvesinde sunumları oldu. İlkim değişikliği, çevre, ticrate, finans, göç, mülteciler ve terörle mücadeleyle ilgili yoğun temasları oldu. Bu zirvenin marjında kendisinin bir dizi ikili görüşmeleri oldu. O görüşmelerin önemli neticilerinden bir tanesi olarak Ağustos ayı içerisinde sayın Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde Rusya Federasyonu ve İran'ın katılacağı üçlü zirve gerçekleştirilecek.
"KÜRESEL SORUNLARIN TEK YAPIYLA ÇÖZÜLMEYECEĞİ GÖRÜLDÜ"
Geçen yıl Ekim'de İstanbul'da yaptığımız dörtlü zirvenin ikinci toplantının İstanbul'da yapılması konusunda mutabık kalındı G-20 zirvesinde bir 4'lü zirvenin yapılması planlanıyor. Suriye başta olmak üzere genel güvenlik konuları etraflıca ele alınacak. Herşeyin içiçe geçtiği küresel çağda sistemin tek bir ülkenin ve yapının vesayetinde olması mümkün değildir. Ticaretten ekonomiye, teknolojiden siber güvenliğe, göç gibi siyasi ve insani meselelerden diplomasi, kültür, insani yardımda her alanda çok taraflılık küresel sistemin dayattığı bir konu haline gelmiştir. İlgili ülkelerin aralarındaki eşgüdümü arttırması büyük önem arzetmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konuyu etraflıca ele almışlardır.
"S-400'LER TÜRKİYE'DE AKTİF BİR ŞEKİLDE KULLANILACAKTIR"
S-400 konusu hava savunma sistemimizin ihtiyacını karşılamak üzere ortaya çıkan bir projedir. Sayın Cumhurbaşkanımız da ifade ettiler, Patriot hava sisteminin alınması için uzun uğraşlar verildi. S-400'lerin çok yakın bir tarihte teslimatı başlayacak ve aktif bir şekilde kullanılacak. Bu ülkemizin hava savunma sisteminin güvenliği ihtiyaçları çerçevesinde hayata geçirilen bir projedir. Bu bizim NATO sistemi içerisinde yer alan güvenlik sistemimize tehdit ya da tehlike oluşturacak bir hava savunma sistemi değildir. Bir taarruz sistemi değildir. Ülkemizin savunma ihtiyacını karşılamak amacıyla getirilen bir sistemdir. Ne NATO sistemi, ne F-35'lere tehdit oluşturacak bir yönü, boyutu bulunmamaktır. S-400'lerin nereye konuşlanacağıyla ilgili olarak Milli Savunma Bakanlığımız çalışmalarını yürütüyor. Nihayete erdiği zaman kamuoyuyla paylaşırız. S-400'ler Türkiye'nin ihtiyaçları çerçevesinde ortaya çıkmış bir tercihtir.
"BAŞKANLIK SİSTEMİ KURUMLARIN EŞGÜDÜMÜ İLE ÇALIŞMAKTADIR"
Türkiye hızlı büyüyen dinamik bir toplum. Nüfusumuz büyüyor, gençleşiyor hamdolsun. Başkanlık sistemi bu ihtiyaçtan doğdu. Burada durmamız mümkün değil. Yeni ihtiyaçlar, sınamalar ortaya çıkınca sistemin güncellenmesi gayet normaldir. Bunun değişik unsurları var. Kabine bunun bir ayağıdır, yani bakanlıklar. Başkanlıklar olarak ifade ettiğimiz kurumlar başka ayağıdır, MİT, Savunma Sanayi Başkanlığı, Diyanet İşleri gibi. Ofisler önemli ayaklarından birisini teşkil etmektedir. Bu kurumlar diğer kurumlarla eş güdüm halinde hareket etmektedir.Bütün bunlar Cumhurbaşkanlığı makamına arz edilmekte, sayın Cumhurbaşkanımızın talimat ve onaylarıyla iş yapmaktadır. Her bir kurumun değerlendirilmesi yapılmaktadır. Millete doğrudan hizmet daha etkin bir şekilde götürülebiliyor mu? Götürülen hizmetin maliyeti düşürülebiliyor mu? Mesela e-devlet uygulamasında çok önemli kazanımlar sağlandı.
"BU SİSTEMİN AMACI MİLLETE HİZMETİN ETKİN KULLANILMASI"
Bütün kurumlarımız düzenli bir şekilde toplanıyor. Toplantılarında ilgili kurumlmardan bilgi, belge, brifing almak suretiyle büyük fotoğrafın içinde yeni politikalar nasıl oluşturulur bunu yapıyor. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın başkanlığında da toplantılar yapılıyor. Politika kurullarına verilen görevler politikaların değerlendirilmesinde makro perspektiften bakılıp, teklifler geliştiriliyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin hedefleri açısından bakılrdığından büyük bir gayret, çaba ve başarının olduğunu görüyoruz. İhtiyaçlara göre belli değerlendirmeler, revizyonlar, güncellemeler yapılması normaldir. Cumhurbaşkanımız da bizzat icranın başı olarak ve baş komutan sıfatıyla bütün süreçleri takip etmektedir. Bu sistemin nihai amacı millete hizmeti en etkin, kolay ve kaliteli bir şekilde ulaştırmaktadır.
"YİK'İN HAZIRLADIĞI RAPORLAR KAMUOYUYLA PAYLAŞILABİLİR"
Yüksek İstişare Kurulu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş sürecinde gündeme gelmişti. Devlete hizmet etmiş kişilerin, ki bunlar ağırlıklı olarak eski Meclis Başkanlarımızdan oluşuyor. Bu kurulun şu anda üyeleri atanmış durumda. Cumhurbaşkanımızın tasarrufunda olduğu için buraya ilaveler olabilir. Sayın Bülent Arınç, Sayın İsmail Kahraman, Sayın Mehmet Ali Şahin, Sayın Köksal Toptan, Sayın Yıldırım Akbulut'tur. Adı üstünde bir istişare kuruludur, bir icra kuruludur. Bu eski Meclis başkanlarımızın tecrübelerinin bugün güncellenerek ihtiyaçları cevap vermesi hedeflenmektedir. Yüksek İstişare Kurulu ilk çalışmasını yaptı. Belli periyodlarla toplanacak. Yüksek İstişare Kurulu da uzmanlardan, birimlerden brifingler alabilecek. Raporlar hazırlayıp sayın Cumhurbaşkanımıza arzedilecek. Belki bunların bir kısmı kamuoyuyla paylaşılabilir.
"KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN UHDESİNDEDİR"
Sayın Cumhurbaşkanımızın sayın Ali Babacan'la bir görüşmesi olmuştur. İçeriğiyle ilgili birtakım iddialar var.Benim şu anda size bilgi vermem uygun olmaz.Bunu uygun gördüğünde sayın Cumhurbaşkanı ne oldu ise onu paylaşırlar. Kabine değişikliği konusunda geçen hafta sayın Cumhurbaşkanımız gayet güzel, net bir cevap verdi. Bu kendi tasarrufunda ve uhdesinde olan konudur. Cumhurbaşkanımız toplumun nabzını en iyi tutan bir siyasi olarak bunun ne zaman ne şekilde yapılacağını kendisi değerlendirilir. Cumhurbaşkanımız siyasi hayatında istişarelere önem veren bir liderdir ama bunun kendi tabiriyle sipariş üzerine, kampanyalarla ve birtakım baskılarla olmayacağı aşikar olsa gerektir. Ama bugün itibarıyla böyle bir şey gündemimizde yok. Ama kendisi farklı mülahazalar neticesinde birtakım tasarruflarda bulunabilir. Bakanlar sayın Cumhurbaşkanımızın yakın mesai arkadaşlarıdır. Devletin ve millete hizmet için farklı görevleri üstlenmiş kurumlarımızdır. Bu liste yayınlandı, şu liste yayınlandı gibi şeylere itibar edilmemesi isabetli olur.
"TÜRK VATANDAŞLARINA HERHANGİ BİR SALDIRI KARŞILIĞINI BULUR"
Libya'da yaşanan hadiselerden büyük endişe duyuyoruz. Hafter ve ona yakın kuvvetlerin dün bir mülteci kampını bombalaması ve 50'nin üzerinde insanın hayatını kaybetmesi büyük bir faciadır ve kınıyoruz. Bu bir savaş suçudur. Dışişleri Bakanlığımız ve ilgili kurumlarımız gerekli girişimleri yapmaktadırlar. Genel olarak Libya'daki tabloya baktığımızda uluslararası toplumun ve BM'nin tanıdığı Sarraç'la Hafter arasında anlaşma vardı. Çatışmalarda 500'e yakın insan hayatını kaybetti. İlgili bütün birimlerle sayın Cumhurbaşkanımız Amerika, Rusya, İtalya, Fransa gibi ülkelerle yoğun diplomasi yürüterek çatışmaların derhal sonlanması gerektiği konusunda bir kamuoyu oluşturdu. Hafter'in saldıraları Trablus ve civarında püskürtülmüş durumda ama yeterli değil. Sayın Sarraç yakın bir zamanda yeni bir ulusal uzlaşı süreci başlatacağını ilan etti. Biz Türkiye olarak bunu destek verdiğimizi ifade ettik. Hafter ve taraftarlarının yürüttüğü yasa dışı operasyonlar bir sorun olmaya devam ediyor. Hafter ve adamlarının Türk firmalarına yönelik tehditleri bizim kararlılığımızı perçinledi. O gün yaptığımız açıklamada Türk vatandaşlarına, Türk unsurlarına bu gemiler, havayolu, uçaklar, Türk firmalar olur, bunlara yönelik herhangi bir saldırı sözkonusu olduğunda Hafter hedeflerinin meşru bir hedef haline geldiğini belirttik. Şu anda sakinlik bir durum olduğunu vatandaşlarımız açısından ifade edebiliriz. Genel gerilim devam ediyor,bunun derhal sonlandırılması gerekiyor.
"HAFTER TARAFTARLARININ SALDIRILARINDAN VAZGEÇMELİ"
Geçmişte bizim Libya devletiyle güvenlik ve savunma anlaşmamız var. Bunun güncellenmesi önem arzediyor.Bu süreci yakından takip etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki günlerde İtalya'nın başkanlığında bir dizi toplantı yapılacak. Hafter taraftarlarının saldırgan tutumundan derhal vazgeçmesi önem arzediyor. Bunun da altını çizmek isterim.