Kerbela, hüzün ve bela demektir. Kerbela, kanın kılıcı galebe çaldığı yer demektir. Kerbela, adalet ile zumlun, peygamber torunu Hz. Hüseyin’le fasık olan Yezid’in, ahireti dünyaya tercih edenlerle, dinini dünyaya satanların savaş meydanın adı.
Zulüm var oldukça ne Aşura’lar, nede Kerbela’lar bitecektir. Bu gün Kerbeları ve Aşuraları unutup, tıpkı o gün olduğu gibi, sinek kanı ile namaz kılınıp kılınamayacağının hükmünü soran Irak’lı birine, İbn-i Ömer’in dediği gibi diyoruz; Hz.Hüseyin’in kanı üzerlerinizde iken gidip namaz kılanlar, sinek kanı ile namaz kılınıp kılınamayacağını mı soruyorlar. Bu gün Müslümanlar öldürülmekte, en ağır zulüm, ve işkencelere maruz kalmakta, eziyetler baskı ve tazyikler altında inlemekte iken, başka başka şeylerle uğraşıp gündemi Kerbela’lardan uzaklaştırmaya çalışanlara diyoruz ki; Bu günkü Kerbela’ları, zulümleri unutanlara o gün İbn-i Ömer’in dediği gibi, bu gün bizde diyoruz, ümmet nice Kerb-ü belaları yaşarken dünyanın dört bir yanı Kerbela’larla dolu iken, Hüseyin’ler, Ali Asgar’lar bir bir şehit düşerken, nerde Müslümanlar, hani nerde Zeyneb’in feryadını duyanlar… Kaç tane daha kerbela yaşanmalı, Kaç Hüseyin’ler daha Yezid’lere kurban verilmeli.

Ey Müslüman, bu sen misin? Silkin ve kendine gel, bu gafletten kurtul, sen bu olamazsın sen taşıdığın imanla yeryüzünde halife, Allahın âlemlere üstün kıldığı eşrefi mahlûkatsın. Eşrefler zilleti kat’en kabul etmezler, sende bu zilletten kurtul ve sana yüklenmiş olan o yüce misyona ulaş. Sende bir Hüseyin gibi Kerbela’da Yezid’lere meydan oku. Şairin Kufe halkı için söylediği gibi olma, “ Onların kalbi Hüseyin’le ancak kılıçları Yezid’ledir.’’

Günlerden Aşura yerse Kerbela, batıl bütün gücü ile karşıda, tereddütlü imanlıları korkutan görkemi ile tüm gurur ve adavetiyle, Yezid’in adı gibi ziyade kuvveti ile kendinden emin, kılıçlar keskin, dikildi hakkın karşısına, tarihte görülmeyen bir kıyam başlayacaktı ve bu kıyam bütün kıyamlara örnek olacaktı. Bu kıyam, kıyamlar tarihinin medarı olacak, Hz. Hüseyin’in akıttığı o mübarek kan çağları aydınlatacaktı.

Batıl bütün gücü, haşmeti ile karşıda olsa bile Hz. Hüseyin’in kıyamı ; ‘’Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, “İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun” dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!” dediler.’’ (Ali İmran-173) ayetini yeniden hatırlattı.

Yaşadığımız şu günlerde Gazze ile İsrail arasında vuku bulan savaşta bu iyi bir şekilde müşahede edebilmekteyiz. İsrail’in bütün olanaklarına, bu kadar büyük gücüne(!) rağmen, Gazze’deki kardeşlerimizin kendilerini nasıl Hüseyin vari ortaya koyduklarını ve onun yolunu nasıl sürdürmeye çalıştıklarını, Gazze’yi Yezid’lere nasıl dar ettiklerini söylemeye gerek kalmadığı kanaatindeyim.

Son olarak yaşadığımız şu dönemde içinde bulunduğumuz Aşura’lara ve Kerbela’lardaki katliamlara kayıtsız kalmamak temennisi ile, Ali Şeraiti’nin şu sözü ile bitirmek istiyorum.

“Gidenler Hüseyin’ce gittiler,kalanlar Zeyneb’i bir iş yapmalı, yoksa yezididirler. Zulüm ve zilletle yaşmaktansa, izzetlice şehit olmanın adı Hüseyin, günü Aşura, yeri de Kerbala…”

Selam ve dua ile

Yakup Kaya / Diyarbakır / Yaş:28