EKONOMİ SERVİSİ

Ankara Sanayi Odası Haziran ayı Meclis Toplantısı gerçekleştirildi. ASO Başkanı Nurettin Özdebir toplantıda genel bir ekonomik değerlendirme yaptı. Özdebir’in meclis toplantısında yaptığı konuşma şöyle:

9 AYDA 7 PAKET… AMA SONUÇ POZİTİF DEĞİL

“2018 Ağustos ayı itibariyle, finansal piyasalarda başlayan olumsuz gelişmeler, ekonominin dinamizminin sekteye uğramasına neden olmuş, bu olumsuzlukları bertaraf etmek için hükümet, 9 ayda tam 7 farklı paket açıklamıştır. Uygulamaya konulan bu paketler ise piyasanın işleyişi ve büyüme üzerinde pozitif bir etki ortaya çıkaramamıştır. Bugün tartışılması gereken, uygulamaya konulan bu paketlerin tedavi için uygun olup olmadığıdır. Bu paketler içerisindeki finansman desteğinin, yatırımlara dönüşmediğini istatistikler ortaya koymaktadır. Sorunlar çözülmekten daha ziyade, kalıcı hale dönüşmektedir. Şirketler bu ortamda, orta ve uzun vadeli bir plan yapmakta zorlanmaktadırlar. Bunun nedenleri, kurdaki oynaklığın hala devam etmesi, yüksek enflasyon ve iç talepteki yetersizlik ve bunların ortaya çıkardığı belirsizlik ortamıdır. Şirketlerin uzun vadeli ve dengeli bir strateji belirleyebilmesi için makro-ekonomik istikrarın ve güvenin sağlanması yegâne şarttır. İçinde bulunduğumuz durgunluk ortamından çıkışın, yani firmaların üretim gücünün korunması ve piyasaların işler hale gelebilmesi için kamunun reel sektöre sermaye niteliğinde kaynak aktarması gerekmektedir. Yıllardır etkin bir sanayi politikası ortaya koyamadık. Biz sanayi politikalarını hep teşvik olarak algıladık. Aslında teşvikler bir unsur ama kamunun yapması gereken, özel sektörü inovatif ve yüksek katma değer üreten bir yapıya kavuşturabilecek sanayi politikalarını ortaya koymasıdır. Etkin bir sanayi politikasının temeli, kamu-özel sektör diyaloğu ile firmaların rekabet güçlerini arttıracak bir eko sistemdir. Aynı zamanda, etkin sanayi politikası için, kamu, özel sektör ve STK’lar arasında, sektörel ve bölgesel iletişim mekanizmalarının sürekli ve etkin bir şekilde işlemesi son derece önemlidir…”

CARİ AÇIĞIN DÜŞMESİ ÖNEMLİ AMA…

“Cari açığın düşmesi, döviz talebini azalttığından önemli bir avantajdır. Lakin önemli olan üretimde ithal bağımlılığının azaltılmasıdır. Böylece, başta işsizlik olmak üzere pek çok sorunun çözülmesinde etkili olacaktır. Cari açıktaki iyileşme ihracat artışından değil üretimsizlikten kaynaklanmaktadır. Mevcut durum ithalatın artmasını engellerken büyüme aşağı yönlü gerçekleşmektedir. İhracat rakamları artarken, iç talepte ciddi azalış görülmektedir. Sanayi üretim endeksi ise geçen yılın aynı dönemine göre %4 azalmıştır. Mart ayına göre ise %1 oranında bir düşüş söz konusudur. Nisan ayının mart ayından daha kötü olduğu görülmektedir. Nisan ayında yıllık düşüş takvim etkisinden arındırıldığında %1,4 seviyesine kadar gelmiştir. Bu durum, iç talepteki ve ekonomideki küçülmenin hala deva ettiğini göstermektedir… Öngörülebilirliğin artması büyüme açısından olumlu bir sinyal olacaktır. Türkiye ekonomisi üretim odaklı bir yaklaşımla, yüksek katma değer yaratan ve ithalata bağımlı olmayan bir üretim modeli ortaya koyması ile sağlıklı bir büyüme modeline kavuşacaktır. Bunu için de daha çok üretmek mecburiyetindeyiz. Lakin üretimin önündeki engeller de hala devam ediyor. Yüksek faiz ortamında özel sektörün yatırım iştahı azalıyor, dışlama etkisi ile karşı karşıya kalıyor. Üretmeyen bir ülke de sağlıklı bir büyümeye ulaşamaz”.