Uyuşturucu madde kullanımı, alınan birçok önleme rağmen son yıllarda artış göstermeye devam ediyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Onur Noyan, 26 Haziran "Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü" ailelere önemli bilgiler verdi.
Çocukların geçmiş yıllara göre çok daha erken yaşta uyuşturucu madde ile tanıştığını kaydeden Doç. Dr. Noyan, ailelerin çocuklarının uyuşturucu madde kullanmaya başladığını yaklaşık 2 yıl sonra öğrendiğine dikkat çekti.
"Biz 'Uyuşturucu kullanma yaşı 14'e, 10'a, 9'a' indi' diyebiliriz; ama şunu çok net biliyoruz artık; çocuklar uyuşturucu madde ile geçmiş yıllara oranla çok daha erken yaşta tanışıyor" diyen Doç. Dr. Noyan, "Gerek basın yayın aracılığı ile gerek çevrelerinde görme, gerek deneme-yanılma yöntemi ile kendi kendilerini bir şekilde test ediyorlar. Uyuşturucunun erken yaşa inmesinin aslında bizim için çok büyük önem arz eden bir durumu yok." şeklinde konuştu.
"Çocuklarımızda 'Hayır' deme becerisini geliştirmeliyiz"
Noyan, "Buradaki çok daha büyük olan sorun şu; ergenlik döneminde, bütün ergenler bir şekilde maddeyi görecekler; ama bizim ergenlik dönemine kadar çocuklarımızda 'Hayır' deme becerisini geliştirmemiz lazım." diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunların zararlı maddeler olduğunu, uyuşturucu madde kullanırlarsa sıkıntılı bir süreç ile karşı karşıya olabilecekleri ile ilgili bilgileri doğru bir şekilde çocuklara, ergenlere öğretmemiz gerekiyor. Uyuşturucu madde kullanımı yaşının düşmesinden öte, uzun vadede madde kullanımının önüne geçebilecek önleyici tedbirler alabilmeyi kolaylaştırmalıyız.
Aileler gerçeği 2 yıl sonra öğreniyor!
Yapılan çalışmalar şunu gösteriyor; aileler çocuklarının aileler çocuklarının uyuşturucu madde kullanmaya başladığını yaklaşık 2 yıl sonra öğreniyorlar. Bu çok ciddi ve çok uzun bir zaman. Aileler öğrendiğinde ise iş işten geçmiş oluyor. Alınabilecek önlemler, yapılabilecek yardımların hepsinin çok geride kaldığını görüyoruz. Bu bağlamda aileler, çocuklarının madde kullandığından nasıl şüpheleneceklerini merak ediyorsa, birkaç konuya dikkat çekmeliler."
Nelerden şüphe duyulmalı
Noyan, ailelerin hangi durumlarda şüphe duyması gerektiğini şöyle sıraladı:
Her zaman bir iletişim içerisinde bulundukları çocukları, olağan davranışlarının dışına çıkmaya başladıysa.
Kendisini eve, odasına daha fazla kapatmaya başladıysa.
Odasının kapısını kilitlemeyen bir çocuk, odasının kapısını kilitleyeme başladıysa.
Eve geç saatlerde, aileden habersiz gidip gelmeye ve aileden habersiz bir şekilde evden para almaya başladıysa.
Ders notları iyiyken birden kötüleştiyse.
Aile ilişkileri iyiyken, birden kötüleştiyse,
Arkadaşlarından uzaklaştı, içine kapandı, farklı davranışlar sergilemeye başladı; ani sinirlenmeler, ani öfkeler, eve gözleri şiş, gözleri kırmızı şekilde vb. bazı bedensel ve fiziksel değişlikler de gözlenmeye başladıysa, ailelerin bu noktada bazı şeylerden şüphelenmeleri gerekiyor."
Çocukla, sağlıklı bir iletişim kurulmalı
Anne-babaların şüphelendikleri zaman da çok net bir şekilde endişelerini ve kaygılarını çocuklarıyla konuşabilmeleri gerektiğini vurgulayan Noyan, "Eğer madde ve madde ile ilgili konuları çocuklarımız ile çok rahat bir şekilde konuşamazsak, aile içerisinde bu bir tabu olarak kalmaya devam eder ve tabu olarak kalan şeyler de gizli saklı hiç kimsenin fark edemeyeceği şekilde yapılmaya devam edilir. Ama önemli olan, ailelerin çocukları ile birlikte sağlıklı bir şekilde iletişim kurmaları, bazı öncü belirtilere karşı dikkatli olmaları ve bunlar ortaya çıktığında da çekinmeden, kendi içlerinde geçen düşünceleri çocukları ile uygun ve sağlıklı bir dil ile paylaşmaları, çok büyük önem arz ediyor." ifadelerini kullandı.
"Doğru sağlık politikaları üretmek zorundayız"
Uyuşturucuya ulaşmanın hâlâ çok kolay olduğuna dikkat çeken Noyan, şunları söyledi:
"Şu çok önemli; bir maddeye ulaşım ne kadar kolaysa, o maddenin bağımlılığı ve kullanımı o kadar fazla oluyor. Yapılan çalışmalarda karşımıza çıkan sonuçlar hep şu şekilde; bir birey bir maddeye ulaşımın ne kadar kolay olduğunu düşünüyorsa, o maddeye o kadar fazla temas ediyor ve o maddeyi daha fazla kullanıyor. Buradaki en önemli sorun şu; maddelerin ulaşılabilir olduğu algısının yaygın olması; gençlerin, yetişkinlerin, tüm bireylerin maddeyi daha kullanma olasılığını maalesef artırıyor. Evet birçok önlem alınıyor, birçok yasal düzenlemeler yapılıyor ama hala maddeye karşı bizim sağlıklı ve doğru bilgilendirmeler yapmamız gerektiği konusunda bir zorunluluğumuz var. Biz hala maddenin çocuklara, ergenlere ve yetişkinlere neler yaptığı ile ilgili doğru sağlık politikaları üretmek zorundayız."
"Maddenin ulaşılabilir olduğu algısını tersine çevirmek durumundayız"
Noyan, "Her bireyin bir şekilde maddenin zararlı olduğunu bildiğini biliyoruz. Ama maddenin uzun zaman içerisinde ne gibi zararlar verdiği ve vereceği konusunda daha fazla bilgilendirme yapmalıyız. Maddenin ulaşılabilir olduğu algısını tersine çevirmek durumundayız. Bizim en büyük sorunumuz aslında ergenlerin, maddenin kolay ulaşılabilir olduğuna dair algıları. Bu konuda birçok ülkede uyuşturucu maddelerin serbest olması ile ilgili merakları ya da düşünceleri oluyor. Ama gerçek olarak değerlendirdiğimizde, diğer birçok ülkede uyuşturucu madde kullanımının yanında satışının yasal olmadığını; ama toplumdaki algının yasal olduğuna dair bir algı olduğunu biliyoruz." (İLKHA)