Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Mayıs ayı ortalarında Rusya’nın Soçi şehrine gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile yaptığı ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin de katıldığı görüşmelerde, Suriye’de siyasi bir çözüme ulaşmak amacıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararının uygulanmasını da içeren ve 8 maddeden oluşan bir plan sundu. Planda terör örgütleri ve DEAŞ ile mücadelede işbirliği, İran’ın nüfuzunun azaltılması, Suriye’deki kitle imha silahlarının imhası, insani yardımların yapılması, komşu ülkelerin desteklenmesi, Suriyeli mültecilerin geri dönüşü için gerekli şartların sağlanması ve Suriye’de işlenen suçlar için hesap verebilirlik ilkesinin oluşturulmasını hedefleyen maddeler yer aldı.

Rusya tarafı söz konusu maddeleri kabul etmiş gibi görünse de kaynaklar, Avrupa’nın Moskova’nın Washington’a verdiği sözlere dair kuşkularının olmasının yanı sıra ABD ve Rusya arasında planın “uygulama sıralaması” konusunda anlaşmazlıklar olduğuna işaret ettiler. Kaynaklar ayrıca, Avrupa ülkelerinin Washington’un sekiz maddeyi uygulanmaya koyduğunu, yalnızca “İran’ı içermediğini” söylediler.

ABD, İran’ın Suriye’den çıkmasını istiyor

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey Şarku’l Avsat’a daha önce yaptığı açıklamalarda, ABD’nin, siyasi süreç sonunda İran güçlerinin Suriye’den çıkmasını istediğini ve bu talep gerçekleştiğinde Suriye’deki yabancı güçlerin varlığının 2011 öncesiyle aynı hale geleceğini belirtmişti.

Bununla birlikte ABD Başkanı Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patrushev’in 24 Haziran’da Batı Kudüs’te bir toplantı yapmaları ve ertesi gün İsrail Ulusal Güvenlik Müsteşarı ve Ulusal Güvenlik Konseyi Müdürü Meir Ben Shabbat’ın da katılımıyla üçlü bir görüşme gerçekleştirmeleri bekleniyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz Mart ayında iki ülke arasında Eylül 2018 yılında İsrail tarafından bir Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından yükselen tansiyonu düşürmek amacıyla gerçekleştirdiği Moskova ziyareti sırasında Rusya Devlet Başkanı Putin ile yaptığı görüşmede “tüm yabancı güçlerin Suriye'den çekilmesi üzerine çalışacak ortak bir ekip” kurma önerisinde bulunması oldukça dikkat çekiciydi. Bu ziyaret, iki taraf arasındaki “askeri koordinasyonun” sürdürülmesine ilişkin mutabakatın yanı sıra Batı Kudüs'te üç ülkenin ulusal güvenlik yetkililerinin ortak bir toplantı yapmalarına yönelik uzlaşının önünü açtı.

Söz konusu görüşmelerin sonucunun, ABD Başkanı Trump ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında 28 - 29 Haziran tarihlerinde Japonya’nın Osaka kentinde düzenlenecek olan G20 Liderler Zirvesi’nde bir araya gelip gelmeyeceklerine dair işaretler taşıması bekleniyor.

Öte yandan İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani, gelecek hafta Batı Kudüs’te yapılacak üçlü zirve öncesinde, Tahran ile Moskova arasındaki pozisyonları koordine etmek üzere Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Patrushev ile Rusya federasyonu sınırları içerisinde bulunan Başkürdistan Özerk Cumhuriyeti’nin yönetim merkezinde dün bir araya geldi.

İran resmi haber ajansı IRNA’nın haberine göre Şemhani, “İran ve Rusya, Suriye’de siyasi, güvenlik ve savunma işbirliğinde başarılar. Astana’daki siyasi sürecin devam etmesi, Suriye halkının iradesine dayalı sürdürülebilir istikrarın sağlanmasını hızlandırmak için bir zorunluluktur” ifadelerini kullandı.

Moskova, BM liderliğindeki Cenevre görüşmelerinin boşa gitmesi pahasına Türkiye ve İran’ın da dahil olduğu Astana’nın görüşmelerini güçlendirme çabalarını sürdürüyor. Bununla birlikte Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev geçtiğimiz günlerde Irak ve Lübnan’ı gelecek ay yapılması planlanan Astana görüşmelerine davet etti.

Diğer yandan IRNA haberinde, Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Patrushev’in, üçlü zirvenin Suriye dosyasına yönelik olacağını ve ülkesinin bu toplantının sonuçlarını bölgedeki stratejik ortağı olarak İran’a aktaracağını vurguladığını kaydetti. Haber ajansına göre ayrıca ABD’nin Suriye’deki yasadışı müdahalesini ve İsrail’in bazı askeri eylemlerini durdurma gereğine de dikkati çeken Patrushev, Rusya’nın Suriye'deki mevcut krizi artıracak eylemlerde mutabık olmayacağının altını çizdi.

Rusya, “İran’ın Suriye'deki bölgelerini” hedef alan İsrail baskınlarına göz yumarken tekrar eden İsrail bombardımanları sırasında Suriye’deki S-300 füze savunma sistemini kullanma mekanizmasını kolaylaştırdı ve İran'dan Suriyeli olmayan milislerini Ürdün sınırı ve Golan Tepeleri’ndeki ayrılma hattından uzaklaştırmasını istedi.

Bununla birlikte Moskova ve Washington, ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon güçlerinin “İran nüfuzunun azaltılmasını” istediği ve Tahran-Şam karayolunun yolunun bittiği Suriye’nin doğusunda, “çatışmayı önleme” konusunda anlaştı.

Öte yandan Washington’ın Uluslararası Koalisyon’daki müttefikleri, kara birlikleri göndererek, havadan koruma sağlayarak ya da projelere fon temin ederek Fırat’ın doğusunda istikrarı sağlamak için adımlar atılması çağırısında bulundular.

Bununla birlikte Paris, önümüzdeki Salı günü, Suriye’nin doğusunda istikrarın sağlanması konusunu görüşmek üzere Uluslararası Koalisyon’un üst düzey yetkililerinin toplantısına ev sahipliği yapacak. Ayrıca bazı Avrupa ülkelerinin, Suriye’deki diğer bölgelerden ziyade doğudaki ekonomik projelerin finanse edilmesine öncelik verdiği belirtildi.

ABD ile Rusya arasındaki “8 Maddeli Plan”a ilişkin görüşmeler devam ederken, Washington, Suriye rejiminin destekçileri ve yeniden yapılanma çalışmalarına katılan işadamlarına yönelik yaptırımlar uygulamaya devam ediyor. ABD ve Avrupa ülkeleri “Şam’da güvenilir bir siyasi süreç başlamadan yeniden yapılandırmaların başlamaması, normalleşmenin olmaması ve yaptırımların kaldırılmaması” konusunda hemfikirler.

kaynak: şark ul evsat