Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin hazırladığı raporun yankıları sürüyor.

Callamard raporun açıklamasının ardından, TRT Haber'in konuyla ilgili sorularını yanıtladı.

Callamard'ın yanıtları şöyle:

Önceki açıklamalarınızda Cemal Kaşıkçı cinayetinin planlı olduğunu söylemiştiniz. Araştırmanızdan sonra kimi sorumlu buldunuz?

İlk sorumlu Suudi Arabistan devletidir. Sayın Kaşıkçı'nın öldürülmesinden sonra, bireylere çok vurgu yapıldığını biliyorum. Soruşturmam gerçekten devletin sorumluluğuna odaklandı ve Suudi Arabistan devletinin ölümden sorumlu olduğuna dair çok fazla kanıt buldum.

CIA raporunda cinayet emrini Prens Muhammet’in verdiği sonucuna varılmıştı. Veliaht Prens ve cinayetin emri arasındaki ilişki ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Rapor, veliaht prens dahil olmak üzere üst düzey yetkililere yönelik cezai soruşturmayı talep edecek bulgulara sahip.

Anladığım kadarı ile bu cinayette Veliaht prensin de bir parmağı olduğunu düşünüyorsunuz?

Evet, elbette sorumlu bireylerle alakalı deliller var ancak sorumlularla ilgili kesin bir sonuca varmak bana düşmez. Bunu başka biri bir sonraki soruşturmada ele almalı.

Evet ama Suudi Arabistanın üst düzey yetkilileri bu işin içinde diyebiliriz değil mi?

Veliaht prens dahil olmak üzere üst düzey yöneticilerin soruşturma bağlamında, buna suç mahallinin temizliği de dahil olmak üzere, ne yapıldığını bilmediklerine inanmak adeta mümkün değil.

Araştırmanız sonucunda, Cemal Kaşıkçının bedeninin yeri hakkında neler söylersiniz?

Kaşıkçının bedeni tespit edilmediği ve bedenine ilişkin iddialar ispat edilmediği sürece ortada uluslararası hukuk kapsamında zorla kaybolma durumu var. Bu nedenle cesedinin ortaya çıkarılmaması gerçeği uluslararası hukuk uyarınca bir suç olmasını sürdürüyor.

Suudi Yetkililer ceset hakkında bazı iddialar ortaya attılar. Bu iddialar Türk yetkililer tarafından reddedildi. Doğrusu ben de cinayete karışan Suudi yetkililerin Kaşıkçının cesedini kaybettiklerine inanmakta zorlanıyorum. Yani iddialar gerçekçi değil. Bu yüzden Suudi Arabistanı, Kaşıkçı'nın cesedine ne olduğunu itiraf etmeye davet ediyorum.

Kaşıkçı cinayeti hem uluslararası hukuku hem de uluslararası ilişkilerin temel değerlerini çignedi. İlerleyen süreçte konu ile ilgili nasıl adımlar atılacak?

Bu suç, devlet destekli bir cinayettir. Ben uluslararası topluma bu olayın devletin sorumluluğundaki insan hakları ihlali gerçeği olduğunu kabul etmeleri çağrısında bulunuyorum. Bu nedenle, üye devletler ve uluslararası toplum tarafından alınan önlemlerin bireylerden öte, Suudi Arabistan Devletine yönelik olması gerekir.

Suudi Arabistan bu olayda parmağı olan kişileri bulduğunu ve haklarında dava açtıklarını söyledi. Bunu kabul ediyor musuz? Sürece ilişkin eleştirileriniz neler?

Cinayetin işlenmesi durumu devlet imkanlarının kullanımı, devlet kaynaklarının kullanımı, devlet konumunun kullanımı, diplomatik toplulukların kullanımını, konsolosluğun kullanılmasını ve bunun gibi birçok durumu içinde barındırıyor. Ve tüm bu durumlar Kaşıkçı'nın vahşice katledilmesinden Suudi Arabistan Devletinin sorumlu olduğunu gösteriyor. Bu bağlamda Suudi Arabistan mesuliyetini ne kadar çabuk kabul ederse, biz de o kadar çabuk hesap sorabiliriz.

Türkiye cinayete ilişkin uluslarası bir soruşturma başlatılması için çağrıda bulundu. Sizce bu bir çözüm olabilir mi, bu durum süreci nasıl etkiler?

Türkiye’ye Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine konu ile ilgili resmi bir basvuruda bulunmaları çağrısı yapıyorum. Böylece cezai soruşturma için bilirkişi heyeti oluşturulabilir.

Raporda hangi açıklamalar yer almıştı?

"Kaşıkçı'nın öldürülmesi Suudi Arabistan devletinin sorumlu olduğu yargısız bir infazdır. ABD, Kaşıkçı cinayetinin araştırılması için FBI soruşturması başlatmalı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi'nin de aralarında bulunduğu üst düzey yetkililerin soruşturulması için güvenilir kanıtlar var. BM Genel Sekreteri (Antonio Guterres), Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin cezai soruşturma başlatmalı. Suudi Arabistan, diplomatik ayrıcalıkları suistimal etmesinden dolayı Türk Hükümeti'nden özür dilemeli"

Kaşıkçı'nın cesedi halen bulunamadı

Suudi gazeteci Kaşıkçı, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de girdiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda katledilmişti.

Orta Doğu'nun en etkin gazetecilerinden, Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı'nın, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesi ve sonrasında yaşananlar, Türkiye ve dünya kamuoyunun gündemindeki yerini koruyor.

Cinayetin üzerinden geçen sürede Kaşıkçı'nın ne zaman, nerede ve nasıl öldürüldüğüyle ilgili bilgiler ortaya çıktı ancak cesedinin nerede olduğu konusu hala netlik kazanmadı.

Cinayette Suudi Arabistan izleri

Amerikan Washington Post gazetesi, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA), Kaşıkçı cinayetinin emrini Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman'ın verdiği sonucuna ulaştığını yazmıştı.

BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, Kaşıkçı cinayetine yönelik uluslararası soruşturma kapsamında 28 Ocak-3 Şubat'ta Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin yazılı açıklama yapmıştı.

Callamard, açıklamasında, "Türkiye'deki görevim sırasında toplanan deliller, Kaşıkçı'nın, Suudi Arabistan Devleti yetkilileri tarafından acımasızca ve önceden tasarlanmış cinayete kurban gittiğini gösteriyor." ifadesini kullanmıştı.

Kaynak, TRT Habe