Gaziantep’te yaklaşık 5 asır önce inşa edilen tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda bakır ustaları tarafından el emeği göz nuruyla, bin bir zahmetle üretilen bakır işlemeleri, göz kamaştırıyor. Asırlardan bu yana çekiç seslerinin hiç dinmediği çarşıda bakır üretimi yapan ustaları, ata mesleklerini devam ettiriyor.

Gaziantep Bakırcılar Çarşısı’nda bulunan dükkânlarında güne bir koronun ahenkli ritmini andıran ve insana huzur veren çekiç sesleriyle başlayan ustalar, gün boyu devam eden bu seste huzur buluyor.

Gün boyu bir ellerinde darbe kalemi diğerinde de çekiçleriyle bakıra şekil veren ustalar, zamana inat çarşıda çekiş seslerinin susmaması için çaba sarf ediyor. Geçmişte evlerin hemen her alanında kullanılsa da günümüzde çoğunlukta süs eşyası olarak değerlendirilen bakırları ince ince işleyen ustalar, zahmetin, emeğin ve alın terinin işareti olan çekiç sesleriyle motive oluyor.

Tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda dinmeyen çekiç sesleri kimi ustalar için enstrüman sesi gibi gelirken kimi ustalar için de günün verdiği yorgunluğu giderici olarak görülüyor. Çarşıyı gezmeye gelen yerli ve yabancı turistlerin de yoğun ilgisiyle karşılaşan bakır ustaları, müziğe tercih ettikleri çekiç sesleri ve turistlerin ilgili bakışları altında bakıra şekil veriyor.

60 yıldır ata mesleği olan bakırcılık mesleğini sürdüren 66 yaşındaki Mehmet Ceylan, gün boyu bakıra şekil veren çekiçten çıkan sesin kendilerini rahatsız etmediğini, aksine çekiç sesiyle huzur bulduklarını ifade etti.

Ceylan, “Bakırcılık mesleği baba mesleğidir. Çocukluğumdan beri bu mesleği yapıyorum. Bu mesleğin her şeyini de biliyoruz. Bundan sonra da pek fazla çalışacak gücümüz kalmadı. Ben en fazla 5 sene daha çalışabilirim. Mesleğimi severek yapmaya başladım. Halen de mesleğimi severek yapıyorum ve yaptığım işten zevk alıyorum.” dedi.

“Gün boyu duyduğumuz çekiç sesiyle huzur buluyoruz”

Çekiç sesi duymadığı zaman adeta eksiklik hissettiğini vurgulayan Ceylan, “Bu mesleği babamdan öğrendim. Çekiç tutmayı öğrendikten sonra o gün bugündür tek başıma çalışıyorum. 5-6 yaşımda iken babamın yanına gelip gidiyordum. Mesleği bu şekilde öğrendim. Babam da mesleği bize bıraktı. O günden bu güne de baba mesleğimizi devam ettiriyoruz. Gün boyu yoruluyoruz ama çekicin sesi bize hoş geliyor. Gün boyu duyduğumuz çekiç sesi tatlı bir ses veriyor yani bizi rahatsız etmiyor, aksine huzur buluyoruz.” şeklinde konuştu.

“Ben bakırın sesiyle büyüdüm”

Çekiç seslerinin çalışma azimlerini artırdığını belirten Suriyeli bakır ustası Zekeriya Hanke de gün boyu devam eden bu seste huzur bulduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Ben 18 yıldır bu mesleği yapıyorum. Bakırcılık mesleğini dedem ve dayımdan öğrendim. Dedem 50 seneden fazla bu mesleği yaptı. Ben de dayımla birlikte mesleğe devam ediyorum. İnşallah oğluma da bakırcılık mesleğini öğreteceğim. Çünkü mesleğimi çok seviyorum. Bakırın sesi bizim için müzik gibidir ve bakırın sesi bana huzur veriyor. Ben bakırın sesiyle büyüdüm. Bakırın sesi beni hiç rahatsız etmiyor. Bakırın sesi o kadar güzel ki, Gaziantep’e gelen turistlerin de dikkatini çekiyor. Bakırın sesi ustalarına huzur verir. Çekicin sesini duymadığım gün uyuyamam, rahatım olmaz.”

“Bakır sesi bize huzur ve mutluluk veriyor”

Mustafa Abar da gün boyu çarşıda "tik tak" sesleri altında bakır işlediklerini belirterek, “Bu mesleğe 12 yaşında başladım. Şu an 42 yaşındayım ve halen mesleğime devam ediyorum. Bu meslek bayağı zor bir meslek olduğundan dolayı da bu meslekte eleman yetişmiyor. Bakırcılık mesleği Gaziantep’te yaygın bir meslektir. Bütün bakır çeşitleri Gaziantep’te üretiliyor. Bu ürünler bayağı zor hazırlanıyor. Kahramanmaraş’ta da bakırcılık var ama genel olarak Gaziantep’te daha çok yaygındır. Gaziantep’te üretilen bu bakırlar Türkiye geneline dağıtılıyor. Bakır işlerken vurmuş olduğumuz çekiç ve darbe sesleri bize huzur ve mutluluk veriyor.” ifadelerini kullandı. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)