Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sarıyer'deki Eski Büyükdere İskelesi'nde düzenlenen "Trabzon Yaşlıları Koruma Derneği Akşam Yemeği" programına katılarak bir konuşma yaptı.
Programda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin altı yıldır her biri diğerinden ağır siyasi, ekonomik ve diplomatik saldırılara maruz kaldığını söyledi.
7 Şubat MİT krizinin bu sürecin işaret fişeği gibi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi Olayları, 17-25 Aralık girişimi, çukur terörü, 15 Temmuz darbe teşebbüsü, DEAŞ ve PKK saldırıları, son olarak da geçen yıl ağustos ayında yaşanan ekonomik operasyonlarla bugünlere kadar gelindiğini ifade etti.
Son günlerde S-400 ve Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları ile Türkiye'yi hedef alan tehditlerin de aynı gayeye yönelik olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, farklı alanlarda farklı aktörlerce gerçekleştirilen bu operasyonların tek hedefinin Türkiye'nin bekası ve milletin bağımsızlığı olduğunu belirtti.
Türkiye’nin son 17 yılda ekonomi, güvenlik, siyaset ve savunma sanayiinde yakaladığı başarıların, birilerini çok ciddi şekilde rahatsız ettiğini aktaran Erdoğan, "Ekonomisi sağlam bir Türkiye, kur, faiz, enflasyon sarmalı sayesinde çalışmadan, üretmeden, hiçbir riske girmeden zenginleşen bir avuç elitin işine gelmiyor. Demokrasisi güçlü bir Türkiye, 'göbeğini kaşıyan adam' diyerek milleti aşağılayan, millete tepeden bakan seçkinlerin işine gelmiyor." ifadelerini kullandı.
Savunma sanayisi ileri bir Türkiye'nin, her yıl ülkeye sattıkları silahlar üzerinden milyarlarca dolar kazanan silah baronlarının işine gelmediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Göreve geldiğimizde yerli savunma sanayiimiz yüzde 20'yi oluşturuyordu. Şu anda yüzde 70'e çıktık. Yerli savunma sanayii yüzde 70 ve bizim buradan elde ettiğimiz imkân, savunma sanayii ihraç ürünlerinde yaklaşık 2,5 milyar dolar." diye konuştu.
"Pısırık bir Türkiye hayal ediyorlar"
Diplomasisi güçlü Türkiye'nin, bölgeyi çıkarlarına uygun şekilde dizayn etmeye alışmış emperyalist güçlerin işine gelmediğini belirten Erdoğan, "Güvenliğini sağlamış bir Türkiye, bugüne kadar terör örgütleri eliyle iç siyasetimizi yönlendiren çevrelerin işine gelmiyor. Ülkemizin son beş altı yılda sürekli hedef tahtasına konulmasının asıl nedeni, işte bu rahatsızlıklardır. Oyun kuran, oyun bozan bir ülke yerine, sadece senaryolarında figüranlık yapan bir ülke istiyorlar. Kendilerine yük olmayacak ancak karşılarında da dik durabilme cesareti gösteremeyecek, pısırık, ürkek, öz güvensiz bir Türkiye hayal ediyorlar. Eskiden olduğu gibi bir mektupla ya da telefonla hizaya getirebilecekleri bir Türkiye'nin hasretini çekiyorlar" dedi.
"Kuzey Kıbrıs'taki kardeşlerimizin hakkını, hukukunu kimseye yedirmeyiz"
Türkiye'nin 17 yıl önce IMF'ye olan borcunun 23,5 milyar dolar olduğunu hatırlatan Erdoğan, 2013'te bunu sıfırladıklarını söyledi. 27,5 milyar dolar Merkez Bankası döviz rezervinin olduğunu, şimdi bu rakamın 90 milyar dolar seviyesinde seyrettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemize yönelik dozu giderek artan tehdit dilinin, uluslararası basında yürütülen karalama kampanyalarının motivasyon kaynağı budur. Yoksa, Doğu Akdeniz'e kıyısı dahi bulunmayan Fransa, ülkemizin oradaki sondaj faaliyetlerinden neden rahatsızlık duysun? Bizim daha önce ne sondaj gemimiz vardı ne de arama noktasında gemimiz vardı. Ne yapıyorduk? Sağdan soldan kiralıyorduk. Onlarla bu işi yapmaya çalışıyorduk. Ama şimdi bizim dört tane gemimiz var. İkisi sondaj, ikisi arama. Bazen bize fedailik yapıyorlar. Biz de bütün bu noktada, Deniz Kuvvetlerimiz ile oralarda yerimi alıyoruz, aramaya devam ediyoruz." diye konuştu.
"Sıkıyorsa gelin alın"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Fatih sondaj gemisinin personeline tutuklama kararı çıkarmasına ilişkin, "Biz de onlara dedik ki 'Sıkıyorsa gelin alın.' Alamayacaklar, buna güçleri yetmez. Çünkü biz Türkiye'yiz, biz Türk’üz. Buna fırsat vermeyeceğiz. Şu anda gemilerimiz bölgede. Diğerleri de gidiyor. Dördü de bölgede çalışmalarını sürdürecek. Bu çalışmaları kararlı bir şekilde yapacağız. Kuzey Kıbrıs'taki kardeşlerimizin hakkını, hukukunu kimseye yedirmeyiz." dedi.
"Sen kimsin de bize 'Çekilsin' diyorsun"
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "Türkiye oradan çekilsin" açıklamasına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Sen kimsin de bize 'Çekilsin' diyorsun. Sen, burada kıyıdaş mısın? Değilsin. Senin burayla bir alakan var mı? Yok. Ama Türkiye, bırak buraya kıyıdaş olmayı, Kıbrıs'ta garantör ülkedir. Burada Yunanistan konuşabilir, İngiltere de konuşabilir. Niye? Garantör ülkedirler ama sen konuşamazsın. Senin bir şirketin varmış. Senin şirketin de şirketin kadar konuşur. Daha ileri gidemez. Total. Ama biz işin içindeyiz. NATO üyesi Yunanistan'ın S-300 alması sorun olmazken, Türkiye'nin S-400 edinmesi karşısında niçin bu kadar gürültü koparıyorlar? Bu da manidar. O da Rus füzesi, bizim aldığımız S-400 de Rus füzesi. Bulgaristan S-400 alıyor ses yok ama Türkiye için var. Slovakya, ses yok ama Türkiye için var. Kusura bakmayın. Biz de savunma noktasında her türlü tedbirimizi alıyoruz ve alacağız."
"Hava savunma sistemini güçlendirmek Türkiye'nin en doğal hakkı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyanın 31 ülkesindeki 450 nükleer santral hiçbir problem oluşturmazken, niçin Türkiye'nin nükleer enerjiden barışçıl bir şekilde faydalanma hamleleri, eleştiri konusu yapılıyor? Bu da manidar. Nükleer silahtan bahsetmiyorum, nükleer enerjiden bahsediyorum. Bu bile birilerini rahatsız ediyor. Bu milleti hafife alanlar, bir mektupla, bir beyanla Türk milletini hizaya getirebileceklerini zannedenler er ya da geç yanıldıklarını anlayacaklardır." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vatanımızın bekası ve milletimizin istikbali bizim için her türlü hesabın üzerindedir. Açık ve net söylüyorum: Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Türklerinin hak ve menfaatlerinin takipçisi olmaktan bizi hiç kimse alıkoyamaz. Gerekirse baş veririz, ama hukuksuzluk karşısında asla başımızı eğmeyiz." dedi.
Hava savunma sistemini güçlendirmenin Türkiye'nin en doğal hakkı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her zaman ifade ettiğim gibi elbette burada önceliğimiz müttefiklerimizle beraber hareket etmek, tedariklerimizi yine onlarla sağlamaktır." diye konuştu.
Birkaç gün önce Tacikistan ziyaretinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile S-400 konusunu görüştüklerini ve geri adım atmanın mümkün olmadığını vurguladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O iş bizim için bitmiştir, o dosya bizim için kapanmıştır ve çok kısa bir zaman içerisinde de siparişlerimizi inşallah alacağız." ifadelerini kullandı.
23 Haziran'da yenilenecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin bir yönüyle sadece bir belediye başkanlığı seçimi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1994 seçimlerinde İstanbul’u CHP’li bir yönetimden devraldığını ve o dönemde İstanbul’un çöp, çukur, çamur ve susuzlukla anıldığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin Türkiye ile hesaplaşmanın, Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirebilmenin fırsatı görenlerin hezeyanlarının gizlenecek ve saklanacak boyutu aştığına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu seçimin kendilerinden ziyade Türkiye'yi hedef alanlar için hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.
İstanbul ve Türkiye’ye yapılacak her hayırlı hizmete, esere ve belediyelerin üniversite öğrencilerine burs vermesine CHP’nin karşı çıktığını, engellemeye çalıştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu şehri senelerce maalesef çirkinliklere mahkûm eden yine bunlar. Daha koltuğa oturur oturmaz tüm İstanbullunun verilerine saldıran yine CHP'dir. FETÖ ile PKK ile ilgili tek cümle kurmazken, sivil toplum kuruluşlarımıza, hayır hasenat kurumlarımıza musallat olan yine aynı faşist zihniyettir. Evine helal rızık götürmekten başka hiçbir kaygısı olmayan emekçi, işçi kardeşlerimizle uğraşan da yine CHP'li belediye başkanlarıdır. HDP'li belediye başkanlarıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ak koyun ile kara koyun belli olmuş, siyaset mühendislerinin parlatmaya çalıştığı şahsın gerçek yüzü, karakteri ortaya çıkmıştır. İnşallah 23 Haziran'da milletimiz engin basiretiyle oyunu kullanacak, İstanbul Binali Yıldırım kardeşim gibi ömrünü ülkeye ve millete hizmete adamış, Fatih'in emanetine sahip çıkacak bir belediye başkanı tarafından yönetilmeye devam edecektir." ifadelerini kullandı.
AK Parti teşkilatlarını uyararak Pazar günü yapılacak seçim için son dört günde çok iyi çalışmaları gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Son günlerde CHP'nin ve sosyal medya tetikçilerinin milletimizi bölmeye yönelik bir nefret siyaseti güttüğünü görüyoruz. Özellikle Karadenizli kardeşlerimizi hedef alan ahlaksız bir iftira kampanyası yürütülüyor. Bu nefret siyasetinin Karadenizli kardeşlerimizin kafasını bulandırmasına asla izin vermeyeceğiz. Ben Rizeliyim ve bu ülkenin Cumhurbaşkanıyım. Öbür tarafta benim Hazine ve Maliye Bakanım Trabzonlu, İçişleri Bakanım, Sanayi ve Teknoloji Bakanım Trabzonlu, Ulaştırma Bakanım o da Trabzonlu. Grup başkan vekilim o da Trabzonlu. Eğer memleket meselesiyse bu al sana dört beş tane Trabzonlu, bir de Rizeli. Ölçü bu mu olacak? Ölçü işi bilmek, ülkeyi yönetmek olacak. Eğer biz işi bilene vermezsek bunun bedelini, faturasını çok ağır öderiz."
AK Parti iktidarlarının ve Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ın daha önce bulunduğu tüm görevlerde Karadeniz’e ve Trabzon’a büyük hizmetler yaptığını, eserler kazandırdığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah 23 Haziran'dan sonra da sizler için hiçbir ayrım yapmadan tüm İstanbul için çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz. Bunun için sizlerden belediye başkan adayımız Binali Yıldırım'a çok güçlü bir destek bekliyorum." dedi.
Konuşmanın ardından basına kapalı devam eden programda Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların sorularını da cevapladı. (İLKHA)