HABER MERKEZİ

CHP’li belediyeler yine bildiğiniz gibi. CHP’li belediye başkanları görevi devralır devralmaz ilk icraatları kendisi gibi düşünmeyen, partisinden olmayan işçilerin işine son vermek oldu. Bu konuda daha önce hem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hem de Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan kimseyi işten çıkarmayacakları konusunda halka söz vermiştiler ancak geldiğimiz noktada sözlerinde durmadılar ve işçileri işten çıkardılar. Hakkını arayan işçilerin yürüyüşünde konuşan HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan Kılıçdaroğlu’nun 'Hangi siyasal görüşte olursa olsun, hangi zamanda işe girerse girsin onların ekmeğiyle aşıyla oynamayacağız.' Sözlerini hatırlatarak Kılıçdaroğlu'na şöyle seslendi; “Bakın bizim işimizle uğraşıyorlar, ekmeğimizi elimizden aldılar. Bizi iş yerlerine sokmadılar. Sadece işçi olmak, sadece emekçi olmaktan başka bir kusurumuz yok. Sayın Kılıçdaroğlu, bu insanların feryadını duy. Biz mücadelemizi, alın teri, emeğimiz, işimiz, aşımız, geleceğimiz için yapıyoruz.”

İŞTEN ÇIKARILANLAR YÜRÜYÜŞ DÜZENLİYOR

HAK-İŞ Konfederasyonuna bağlı Hizmet-İş Sendikası Bolu Belediyesindeki işten çıkarmaları protesto etmek amacıyla günlerdir "Emek ve Adalet Yürüyüşü" düzenliyor. Yürüyüş altıncı gününde Çamlıdere ilçesinin Çamkoru mevkiinde başladı. Yürüyüşün bugünkü bölümü için İstanbul, Aksaray ve Eskişehir’den gelen sendika üyelerinin de katılımıyla 250 kişilik grup, Çamkoru mevkiinde toplandı. HAK-İŞ Konfederasyonu ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, burada yaptığı konuşmada, başlattıkları yürüyüşün bir doğa yürüyüşü olmadığını, adalet, hak ve onur mücadelesinin sembolik bir parçası olduğunu söyledi.

HER GÜN 20 KİLOMETRE YÜRÜYORLAR

Her gün ortalama 20 kilometrelik mesafeyi yürüdüklerini belirten Arslan, şunları kaydetti: "Altı gündür arkadaşlarımız emekleri, ekmekleri, işleri, gelecekleri ve çocukları için yürüyorlar. Bu yürüyüşün tarihi bir yürüyüş olduğunu, önemli bir yürüyüş olduğunu, bir hak ve adalet mücadelesinin geleceğimizle ilgili bir mücadele olduğunu dile getiriyoruz. Burada sadece Bolu'daki arkadaşlarımız değil, yarın başta İstanbul'da olmak üzere 23 Haziran'dan sonra gelişmelerin ne olacağını bilmiyoruz. Arkadaşlarımız, dün bir sendikanın başkanlar kurulunda yapılan açıklamayı lütfen takip etsin. Nasıl bir hınçla, nasıl bir düşmanlıkla, nasıl bir gözü dönmüşlükle geldiklerini görüyoruz. O yüzden İstanbul'da bir iki belediyede yaşadıklarımızı başka belediyelerde ve büyükşehirde de yaşayıp yaşamayacağımızı bilmiyoruz. Bu yürüyüş onun için üyelerimize yönelik baskıları önlemek, işten çıkartmalara karşı dirençlerini artırmak, mücadele güçlerini yükseltmek ve dayanışma içerisinde olmaları için de sembolik bir yürüyüştür."

"DÜNYA SENDİKAL HAREKETİNE UFUK AÇIYORUZ"

Arslan, yürüyüşün birçok kişi tarafından fark edilemeyen anlamı olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Bu anlama ve manaya uygun olarak kararlı bir şekilde yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Bizim yürüyüşümüzün birkaç tane özelliği var. Birincisi sağduyuyla yürüyoruz. Gittiğimiz, geçtiğimiz ilçe ve köylerde vatandaşı rahatsız edecek hiçbir tavır içerisinde olmadık. Onlarla kucaklaşıyoruz. Onların siyasi görüşlerine, fikirlerine, inançlarına, yaşam tarzlarına yönelik en küçük bir olumsuz tavrımız söz konusu değil. İkincisi, bu sağduyuyla beraber biz aslında geleceğimizi de güvence altına almak için haklı bir yürüyüşte olduğumuzu da anlatıyoruz. Bunu da kamuoyuna anlatmamız lazım. Üçüncüsü güvenlik güçlerimizle herhangi bir sorunumuz olmuyor. Onlar bize yardımcı oluyor, biz de onlara yardımcı oluyoruz. Bu yönüyle baktığımızda ise dünya sendikal hareketine bir çığır ve ufuk açıyoruz. Kavga etmeden, çatışmadan, birbirimizi üzmeden bir yürüyüş yapıyoruz. Bütün bunlar bize yakışan işler." Bolu Belediyesinde işten çıkarmaları protestonun 55'inci günü olduğunu anımsatan Arslan, "Belediyenin önündeki çadırımızda onurla, haysiyetli bir duruşla işe dönmeyi bekleyen arkadaşlarımız var. Orada nöbet tutan bir arkadaşımızın dışında onlar da buradalar. Onların sadece bir amaçları var; işlerine, aşlarına ve geleceklerine sahip çıkmak. Onun için her attığımız adım, işten çıkartmaya karşı bir mücadale, işten çıkartmaya karşı bir tavırken sendikal güvence için olumlu bir adım olacaktır." dedi.

CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU'NA ÇAĞRI

Arslan, bu yürüyüşün aynı zamanda hakların, geleceğin, işin ve aşın güvencesi olma noktasındaki kararlılıklarını gösterdiğini dile getirerek, "Biz sadece yürümüyoruz, sendikal hareketin tarihini yeniden yazıyoruz." dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da partisinin grup toplantısında bu yürüyüş ve mücadelenin ne amaçla yapıldığı konusuna değindiğini hatırlatan Arslan, şunları kaydetti: "Sayın Cumhurbaşkanımız, kimlerin ne sözleri verip de sözü yerine getirmediğini bütün dünyaya video konferansla göstermiştir. Aslında Sayın Cumhurbaşkanımızdan ve vatandaşlarımızdan doğrudan böyle bir talebimiz olmamıştır ancak bizim yürüyüşümüz, bizim bu kutlu davaya sahip çıkışımız, haklı ve adaletli şekilde davranmamız esasında bizim sorumlu davranmamızı, bu sorumluluğumuzun karşılığında da kamuoyunun inanılmaz desteğini almamızı sağlamıştır.”

BAKIN BİZİM İŞİMİZLE UĞRAŞIYORLAR, EKMEĞİMİZİ ELİMİZDEN ALDILAR

'Hangi siyasal görüşte olursa olsun, hangi zamanda işe girerse girsin onların ekmeğiyle aşıyla oynamayacağız.' diyen Sayın Kılıçdaroğlu'na buradan sesleniyorum diyen Arslan, “bakın bizim işimizle uğraşıyorlar, ekmeğimizi elimizden aldılar. Bizi iş yerlerine sokmadılar. Sadece işçi olmak, sadece emekçi olmaktan başka bir kusurumuz yok. Sayın Kılıçdaroğlu, bu insanların feryadını duy. Biz mücadelemizi, alın teri, emeğimiz, işimiz, aşımız, geleceğimiz için yapıyoruz." Hedefi vuruncaya, elde edecekleri başarıyı kutlayıncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Arslan, "Yürüyüş bunun birinci aşaması. Bu iş burada kalmayacak. Yeni mücadele alanlarını ve yöntemlerini geliştireceğiz. İşten atmaları önlemek, işten çıkarılan arkadaşlarımızı işe döndürmek, sendikal baskıları azaltmak ve ortadan kaldırmak adına mücadelemizi bundan sonra da sürdüreceğiz. Ankara'ya varmadan, sesimizin duyulduğu, taleplerimizin kabul edildiği ve gerçekten arkadaşlarımızın işe geri alındığı haberini alırsak biz Ankara'ya varmadan geri döner, işimizin başına döneriz. Bunu bir daha ifade etmek istiyorum. Herkesin bunu anlamasını, bilmesini istiyoruz." dedi.