'Dindar Nesil Projesi'nin hayata geçirilmesi için eğitim müfredatının değişmesi gerektiğini belirten Eğitim-Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, halkın inanç ve kültürünü dikkate alan yeni köklü bir eğitim müfredatına ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Eğitim-Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, 2018-2019 eğitim ve öğretim yılının sona ermesi münasebetiyle İLKHA’ya değerlendirmelerde bulundu. Eğitim ile ilgili yaşanan sorunlara dikkat çeken Gök, müfredat, ortaöğretim, sözleşmeli öğretmenlik ve öğretmen atamaları gibi sorunlara değindi.
Resmi ideolojiyi, onun figüran ve argümanlarını dayatan bir müfredat yerine halkın milli ve manevi değerlerini önceleyen ve önemseyen bir müfredatın hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Gök, “Dindar Nesil Projesi’ni hayata geçirecek müfredata bir an önce ihtiyacımız var ve bu müfredata bağlı olarak ders kitaplarının yenilenmesi gerekiyor.” dedi.
“Öğretmenlerimiz kadrolu olarak atanmalıdır”
2018-2019 eğitim-öğretim yılının birçok sorunla sona erdiğini belirten Gök, “Öğrencilerimiz için tatil başladı ama henüz öğretmenlerimiz için tatil başlamadı. Öğretmenlerimizin çalışmaları temmuzun başına kadar devam ediyor. 2018-2019 eğitim ve öğretim yılını geride bıraktık. Gerçekten birçok sorunumuz var. Eğitim çalışanları olarak en başta sözleşmeli öğretmenlerimizle ilgili problemlerimiz devam ediyor. Eğitimde değişik istihdam tipleri söz konusu ve şu anda sözleşmeli öğretmenlik, ücretli öğretmenlik ve kadrolu öğretmenlik var. Öğretmenler odasında oluşması gereken birlik ve beraberlik değişik istihdam şekillerinden dolayı bir türlü oluşmuyor. Ayrıca sözleşmeli öğretmenlerimizin özlük hakları yönünde birçok sıkıntıları söz konusu. Eş özründe ve doğum izninde sıkıntı yaşıyorlar. Öğretmenlerimiz eşi ile işi arasında tercihte bulunmak zorunda kalıyorlar. Öğretmenlerimiz çocuklarından ayrı kalıyorlar. Dolayısıyla en temel sıkıntı eğitimdeki değişik istihdam tipleridir. Bunun içinde sözleşmeli öğretmenliğin bir an önce son bulması ve öğretmenlerimizin kadrolu olarak atanması gerekiyor.” dedi.
“350 bin öğretmen atama bekliyor”
Gök, “Bu süreç gerçekleşinceye kadar bakanlıkla daha önceden de görüştüğümüz 3+1 uygulamasının hayata geçmesi ve öğretmenlerimizin yasal düzenlemeye girerek bir an önce bu mağduriyetlerinin giderilmesi gerekiyor. Ayrıca atanamayan öğretmen problemimiz var. 130 bin civarında öğretmen ihtiyacımız var ve atanamayan 350 bin civarında öğretmenimiz var. Bu öğretmenlerimizin kadrolu şekilde bir an önce atanıp, öğretmensiz sınıf kalmaması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Öğretmen atamasının ve diğer atamaların, mülakatın objektif kriterlere dayandırılamadığından dolayı sıkıntılara yol açtığını vurgulayan Gök, mülakat ile hiçbir şekilde öğretmen ve idareci atamasının yapılmaması gerektiğini belirtti.
“Bütün memurları içeren bir ek gösterge çalışması gerekiyor”
Ek gösterge vaadinde bulunan yetkililerin hiçbir çaba göstermediklerini belirten Gök, “Sadece eğitim çalışmaları yapanlara yönelik de değil bütün memurları içeren bir ek gösterge çalışması gerekiyor. Yaklaşık bir yıl önce ek gösterge vaadinde bulundu. Ama yetkililer bununla ilgili henüz bir adım atılmış değil. Dolayısıyla eğitim çalışanlarımızın ek gösterge talebi bir an önce hayata geçmesi gerekiyor yönetici görevlendirme sürecinde bir takım belirsizlikler var onun mutlaka giderilmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Öğretmenlere destek olacak bir meslek kanunu çıkarılması gerektiğini belirten Gök, bakanlığın şu an meslek kanunu üzerinde çalışmalar yürüttüğünü ve meslek kanununun “öğretmene destek kanunu” şeklinde çıkarılması gerektiğini belirtti.
“Manevi eğitim yeterli olursa eğitimde şiddet ortadan kalkar”
Eğitimcilere şiddet uygulayan kişinin, tutuklu yargılanmasının gerektiğini ifade eden Ahmet Gök, “Bir toplumda şiddet eğitime kadar ulaşmış, öğretmen el kaldırılıyorsa o toplumun ayağının altındaki halı kayıyordur demektir. Dolayısıyla yetkililerin bir an önce tedbir alması gerekiyor. Bu tedbirler öncelikli yasal tedbirler yani öğretmene şiddet uygulayan birisinin mutlaka tutuklu yargılanması gerekiyor. Eğer ki manevi eğitim noktasında yeterli çalışmaları yürütürsek, eğitimde şiddet kalkar ama bu olay uzun vadeli değişecek bir durum.”
“Yeni ortaöğretim sisteminin bir an önce değişmesi lazım”
Yeni ortaöğretim sisteminin bir an önce değişmesi gerektiğinin altını çizen Gök, sözlerine şöyle devam etti:
“Yeni ortaöğretim modelinin mağduriyet oluşturmaması gerekiyor. Özellikle de bir takım belirsizlikler var. İmam hatip lisesi, sosyal bilimler lisesi, fen lisesi ve meslek liseleri gibi liselerimizin ne olacağı ile ilgili belirsizliklerin bir an önce giderilmesi ve bunun gerek ortaöğretim modelinin gerek öğretmenler üzerinde, gerekse de öğrencilerimizin üzerinde olumsuz etkisinin olmaması lazım. Yine 2023 vizyonu hakkında belirsizlikler söz konusu. Bunların da bir an önce düzeltilmesi gerekiyor.”
“Okullarımızın donanım ihtiyaçları var”
Okulların donanım ihtiyaçlarının olduğunu belirten Gök, “Öğretmenlerin mesleki gelişimleri esasında kariyer basamaklarının yeniden kurgulanması gerekiyor. Okullarımızın donanım ihtiyaçları var. Bir an önce giderilmesi gerekiyor. Okullarımızın tamamına sadece liselere değil mutlaka bütçe ayrılması, ödenek tahsis edilmesi gerekiyor ki kayıt parası ve benzeri ödenekler öğrenci ve velilerden okullarımız para toplamak zorunda kalmasın.” dedi.
Eğitimin kalitesinin arttırılması için hizmetli memurların da haklarının geliştirilmesi gerektiğini belirten Gök, okullarda hizmetli memur ihtiyacı olduğunu, bu ihtiyaçların bir an önce karşılanması gerektiğini ifade etti.
“Dindar Nesil Projesi’ni hayata geçirecek müfredata ihtiyacımız var”
Gök, yıllardan beri dile getirilen “Dindar Nesil Projesi”nin hayata geçirilmesi için eğitim müfredatının değişmesi gerektiğini belirterek, sözlerini şu ifadelerle noktaladı.
“Cumhurbaşkanımızın yıllardır ifade ettiği ‘Dindar Nesil Projesi’ni hayata geçirecek müfredata bir an önce ihtiyacımız var. Bu müfredata bağlı olarak ders kitaplarının yenilenmesi gerekiyor. Bu yönde de önümüzdeki yıla hazırlık yapılması için bu yazın faydalı bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Eğitim politikaları üretirken ortak aklı harekete geçirmemiz gerekiyor. Biz, ne kadar çok paydaşı bu işin içine eklersek, o kadar kabul görür, ürettiğimiz eğitim politikası o zaman sahiplenir. Dolayısıyla bakanlığın bu noktada gerekli çalışmaları yapması gerekiyor.” (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)