Türkiye’nin en önemli hububat merkezlerinden biri olan ve yaklaşık bir milyon dekar ekili alana sahip Mardin Ovası’nda yetiştirilen buğday, arpa ile mercimeğin kurumasıyla birlikte ilk hasat toplanmaya başlandı. 

Bu yıl aşırı yağışlar nedeniyle verim düşüklüğü yaşayan çiftçiler, özellikle girdi maliyetlerinden şikâyet ediyor.

Yem, gübre, ilaç, mazot ve elektrik gibi önemli girdi maliyetlerine yıl içinde büyük oranda zam gelmesi kendilerini ciddi manada etkilendiğini dile getiren çiftçiler, bu konuda yetkililerden yardım bekliyor.

Hububat Ticaret Merkezi Başkanı Mehmet Şerif Öter, İLKHA muhabirlerine, buğday mahsulünde fazla bir düşüşün yaşanmadığını söyledi ve hükümete şu çağrıda bulundu: Ekmeklik buğdayın önündeki önce ithalat sonra ihracat kararını kaldırın.  

“Buğday mahsulünde fazla düşüş yok”

Aşırı yağıştan dolayı hasadın gecikmeli başladığını hatırlatan Öter, şunları söyledi:

“Son 70-80 yıldır görülmemiş bir yağmur rahmeti bölgemize yağdı. Sonbahar, kış ve ilkbaharda aralıksız bir şekilde 8 aya yakın yağmur yağdı. Malum burası Mezopotamya’nın çok bereketli topraklarıdır ve çift mevsim alınıyor. Şu anda buğday biçiliyor, 10-15 gün sonra buğdayın yerine mısır ekilecek. Yağmurdan dolayı geç ekim oldu. Normalde kasım ve aralık ayında buğday ekimi gerçekleşiyordu, ama bir kısmı ocak ve şubata sarktı. Şu ana kadar ocak ayına kadar ekilen buğday mahsulünde verim normaldir. Diğer yılların ortalamasına göredir. Fakat şubatın ortası ve sonrası hatta martın ilk haftasına kadar ekim oldu. O dönemde kardeşleme dediğimiz buğdayın kendini verimle ifade edecek dallanma döneminde iken daha ekilmemişti. Hal böyle olunca şubatın ortasıyla ve sonuna kadar verimde düşüklük söz konusu oldu. Ama genelde Mardin-Kızıltepe ovamız düşüş olsa da çok değil, yüzde 5-10 gibi bir düşüş var. Fazla düşüş yok.”

“Girdi maliyetleri çok yüksek”

Hükümetin buğday fiyatında bu yıl ilk defa yüzde 30 civarında bir artış gerçekleştirdiğini hatırlatan Öter, ancak bunun yanında yine girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu söyledi.

Öter, “Girdi maliyetlerine göre hesaplarsak verilen fiyat hala yetersiz. Çünkü mazot geçen sene 4 TL iken bu sene 6 TL’yi geçti. Gübre yüzde 70-80 zamlandı, yine eksik kaldı. Fakat geçmiş yıllara bakıldığımda artış rakamı normal sayılır. Buğday fiyatlarının önündeki en büyük sıkıntılardan bir tanesi özellikle ekmeklik buğday dediğimiz yumuşak buğdayın ihracatı yasak. Dışarıdan ithal edilip öyle ihracat yapılabiliyor. Bugün bizim hububat borsasında sert buğdayın önünde bulgurda makarna da böyle bir engel olmadığı için tonu bin 600 TL’yi geçti. Hükümetin sert buğdaya verdiği bir 400’dür ama serbest piyasada ihtiyaçtan ve kaliteden dolayı tonu bin 600 üzerinden satıldı. Ekmeklik buğdayda böyle bir durum söz konusu değil. Yasaklama olduğu için hala ekmeklik buğdayın tonu bin 300 civarında seyrediyor. Buradan Tarım Bakanlığımıza, hükümet yetkililerimize çağrıda bulunuyoruz: Ekmeklik buğdayın önündeki önce ithalat sonra ihracat kararının en azında bu hasat döneminde çiftçinin lehinde olan gevşetmeleri veya tamamen kaldırmaları gerekiyor.” diye konuştu.

“Çiftçilerimiz mağdur durumdadır”

Çiftçilerin çoğu ekmeklik buğday ektiğini belirten Öter, “Ekmeklik buğday unu Irak tarafına gittiği için son birkaç yıldır kıymetliydi, bugün hangisi pahalıysa onu ekiyor. Şu an ekmeklik buğday bölgede yüzde 80-85’tir, makarnalık buğday yüzde 10-15’tir. Tarım Bakanlığımızın bunu dengelemesi gerekiyor. Piyasa araştırması yapması gerekiyor, iç ve dış piyasanın talebine göre çiftçileri yönlendirilmesi gerekir. Çiftçi klasik yöntemle o yıl hangi ürün kıymetlidir hemen onu ekiyor. Bu anlama gelmez ki; gelecek sene de bu ürüne çok talep olur. Şu an ekmeklik buğday eken çiftçilerimiz mağdur durumdadır. Sert buğday ile ekmeklik buğday arasında uçurum denecek kadar bir fiyat farkı var. Eğer bugün yasaklama kalkarsa tonu bin 300 TL’ye satılan ekmeklik buğday, bin 700’e kadar satılacaktır.” dedi.

“Dünyanın hiçbir yerinde çiftçiden elektrik parası alınmıyor”

Yeni buğday mahsulünü biçmeye başladıklarını söyleyen çiftçilerden Burhan Duyan, girdi maliyetlerinden kendilerine bir şey kalmadığını ileri sürdü. 

Duyan, şunları söyledi:

“Buğday bir ay önce 2 TL’ye dayanmıştı ama tefeciler yeni mahsulden dolayı fiyatı indirdiler. İlk darbeyi onlar vurdular. Gübreyi 3 TL’ye, mazotu 6 buçuk TL’ye alıyoruz. Devlet ‘destek veriyorum’ diyor ama doğru dürüst verdiği bir destek yok. 13 bin TL’ye yakın mazot parası verdim, devletin verdiği destek bin 300 TL… Çiftçinin mazotu bedava alması lazımdır. Tarlada kuyum yok, elektrik aboneliğim yok, bana desteklemeden dolayı 48 bin TL fatura çıkarmış, bunu nasıl ödeyeyim? Ben buradan 48 bin kazanmıyorum ki… Bir yıl uğraşıyoruz masrafı çıktıktan sonra bize 10-15 bin TL kalıyor, neye yetecek? Çiftçiliği öldürdüler, her şeyimiz dışarıdan geliyor. GAP projesini yıllardır beklediğimiz bir proje ama hala gelmedi, gelmez de… Bu bir uluslararası devlet politikasıdır. Bir kuyunun maliyeti 100 bin TL’den fazladır. Benim tarlam susuz olduğu verimi de az. Suyu olanda elektrik parasının altından çıkamıyor. Devletin çiftçileri desteklemesi lazımdır. İlaç, gübre, tohum, mazot, işçilik hepsi maliyettir ondan dolayı kurtarmıyor. Bunun öyle olmaması lazım. Sürekli borca yiyoruz. Devletin politikası böyle devam ederse kimse çiftçilik yapamaz. Dünyanın hiçbir yerinde çiftçiden elektrik parası alınmıyor. Bunlar milleti soymaktan başka bir şey yapmıyorlar. Derdimi ne adliyede ne Dicle EDAŞ’ta anlatabildim. Belki sizin sayenizde sesimiz duyulur.”

“Eskiden 30 dönümle ailemi geçindirirken şimdi 70 dönümle geçindiremiyorum”

Çiftçilerden Mehmet Tarı da mahsulün girdi maliyetinin karşılamadığını söyledi. Tarı, “Yabancı ot ilacın deposu bin 300 TL olmuş. Onunla ancak 20-30 dönümü ilaçlayabiliyorsun. Gübrenin tonu 3 bin TL’ye dayanmış. Çiftçiler ne yapacak, tarlayı satsalar dahi kurtarmıyor. Dicle EDAŞ bizlere ‘parayı nerden getiriyorsan getir diyor.’ Faiz alıp Dicle EDAŞ’ın elektrik borcunu ödüyoruz. Gübreyi faiz alarak getiriyoruz. Mahsul çıktığında alıp tefecilere veriyoruz. Elimizde bir şey kalmıyor. Eskiden 30 dönüm pamuk ekerek 10 nüfuslu ailemin geçimini sağlıyordum. Başkasının tarlasını ortaklaşa ekiyordum, şimdi 70 dönüm ekiyorum ama çocuklarımı geçindiremiyorum. Çünkü elimizde bir şey kalmıyor. 30 dönüm pamuk ektiğim dönemde bir ton pamuk 3 bin dolar ediyordu şimdi ise 6 ton buğday satsan bin dolar edemiyor.” diye konuştu.

 “İhracat yasağı hem çiftçiyi hem de biz esnafı etkiliyor”

Yeni mahsulün hayırlı olması temennisinde bulunan Zahireci Ömer Yıldırım ise verimin düşüklüğünden yakındı.

Yıldırım, “Bu sene verim azdır, dönüm başı verim 300 ile 400 kilogram arasıdır. Yumuşak buğdayın fiyatı bir 250 ile 300 arasıdır. Sert buğdayın fiyatı ise bir 400 ile bir 550 arasındadır. Şu anda fiyat iyidir. İhracat yasağının kalkmasını istiyoruz. Hem çiftçiler hem esnaflar ihracat yasağından dolayı zor durumdadır. Çünkü ihracat yasağı ciddi manada hem çiftçiyi hem de biz esnafları etkiliyor. Sayın Cumhurbaşkanına esleniyorum: ihracat yasağını kaldırsın ve biz esnaf ile çiftçilere sahip çıksın.” dedi. (M. Salih Keskin, Mehmet Aslan – İLKHA)