Ticaret savaşları, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma mücadelesi, göçmen krizi, aşırı sağın yükselişi, nükleer savaşın ayak sesleri, iç savaş ve açlık...

28-29 Haziran'da Japonya'nın Osaka şehrinde yapılacak G20 zirvesinde liderleri yoğun bir gündem bekliyor.

Zirvede yapılacak ikili görüşmelerle küresel ekonomi ve siyasetin geleceğine yön verilecek.

Zirvede ön plana çıkan konuları derledik.

ABD ile Çin'in ikinci randevusu

Önce Amerika politikasıyla küresel ekonominin dinamiklerini sarsan ABD Başkanı Donald Trump, en büyük savaşını Çin'e karşı veriyor.

Geçtiğimiz yıl, 23 Mart'ta ithal çelik ve alüminyuma, sırasıyla yüzde 25 ve yüzde 10 ek gümrük vergisi getiren ve ticaret savaşını başlatan Trump yönetiminin bu kararı, krizin kısa sürede uluslararası boyuta ulaşmasına yol açtı.

Aylar süren ve dünya ekonomisine ağır fatura çıkaran tarife savaşının ardından bir önceki G20 zirvesinde bir araya gelen Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 90 günlük bir ateşkes konusunda mutabakata vardı. Ancak mutabakatın ardından Trump, "Anlaşma olmazsa benim ‘vergi adam’ olduğumu hatırlayın" ifadelerini kullandı.

Trump bu uyarısında haklı çıktı ve geçtiğimiz ay Çin'in anlaşma kurallarını ihlal ettiğini iddia ederek, 200 milyar dolar değerinde ürüne yönelik yüzde 10 gümrük vergisinin yüzde 25'e yükseleceğini açıkladı.

2019 G20 zirvesinde Trump'ın Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya gelmesi bekleniyor. Zira Trump, Çin'in zirvesi boykot etmesi durumunda daha fazla verginin yolda olduğunu belirtti.

Nükleer savaş adımları duracak mı?

G20 zirvesinde gündeme gelecek en önemli konulardan biri de ABD, İran ve Rusya'nın öne çıktığı nükleer silahlanma faaliyetleri olacak.

Birleşmiş Milletlere (BM) göre artan silahlanma yarışı ve küresel güçler arasında rekabet yüzünden nükleer savaş riski giderek artıyor. Nükleer silahların yüzde 92'si Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya'da. İki taraf mevcut anlaşmaları bir bir askıya alıyor.

Son olarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Stratejik Silahların Azaltılması Antlaşması'ndan çekilmek için hazırlık yaptıklarını söyledi.

Trump ise 2016 yılında ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya ile İran arasında imzalanan nükleer anlaşmadan çekdiklerini açıkladı.

Nükleer anlaşmaların iptal edilmesi, "Nükleer silahlanma yarışı ve soğuk savaş dönemi yeniden mi başlıyor?" sorusunu akıllara getiriyor.

Hem ABD ile Rusya arasında hem de Orta Doğu'da tırmanan gerilim, tarafların karşılıklı misillemeleriyle devam ediyor.

Bu noktada Trump ile Putin arasında gerçekleşecek olası görüşmeler yakından takip ediliyor.

Aşırı sağın yükselişi ve uluslararası göçmen sorunu

Dünyanın en güçlü ekonomileri bir yandan nükleer silahlanmaya büyük bütçeler ayırmaya devam ederken, bir yandan da göçmenlerin çektiği acıları seyretmeye devam ediyor.

Daha iyi bir hayat kurma hayaliyle kimi Afrika’dan Avrupa’ya, kimi ise Orta Amerika’dan ABD’ye giden göçmenlerin hayallerinin yerini, sığındıkları ülkelerin kötü muameleleri alıyor. Bazıları o kadar dahi şanslı olamayıp sınırda can veriyor.

Göçmen krizi arttıkça aşırı sağın yükselişi de hız kazanıyor. Bunun en somut örneği, geçtiğimiz ay yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde görüldü.

Göçmen karşıtı aşırı sağcı partiler ve Yeşillerin oylarında artış, merkez partilerin oylarında düşüş oldu.

Bir yandan da dünya İslam karşıtı kanlı saldırılara şahit oldu.

İslam ve göçmen karşıtlığının zirve yaptığı bu dönemde, G20'de öne çıkacak konulardan birinin de bu kriz olması bekleniyor.

Brexit düğümü ve İngiltere'nin ekonomisini ayakta tutma çabası

Avrupa Birliği'nden ayrılma süreci kördüğüme dönen İngiltere, ABD, Japonya ve Çin gibi gelişmiş ekonomilerlerle ayrılık sonrası süreci rahatlatmak için ticaret anlaşmaları yapmaya devam ediyor.

Japonya Başbakanı Şinzo Abe, İngiltere'nin (Brexit) sonrasında Trans Pasifik İşbirliği (TPP) anlaşmasına katılmasına kapılarının açık olduğunu söyledi.

Ülke, AB ayrılığı sonrasında izleyeceği yolu belirlemek için G20 zirvesinde ekonomik bir çıkış yolu açacak görüşmeler yapabilir.

G20 ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan'ın öncülüğündeki uluslararası koalisyonun 2015 yılından beri devam ettiği saldırıların sonucunda, Yemen'de 14 milyon kişi, açlıkla savaşır duruma geldi.

Yemen'deki savaşa dünya gözlerini kapattı
Birlşemiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) kınama dışında bir adım atmadığı Yemen için G20 ülkelerinin ne söyleyeceği merak konusu.

Kaynak: TRT Haber