Eski Mısır Büyükelçisi, eski Dışişleri Bakanı Yardımcısı ve Filistin meselesinin en büyük destekçilerinden olup siyonistlerle normalleşme politikalarını reddeden ve bu alanda birçok siyasi hamleler yapan İbrahim Yusri, 89 yıllık mücadele dolu bir yaşamının ardından vefat etti.
Mısır'ın akil adamı olarak bilinen eski diplomat ve büyükelçi İbrahim Yusri, başkent Kahire'de dün hayatını kaybetti.
Ailesi tarafından sosyal paylaşım sitesi Facebook'tan yapılan açıklamada Yusri'nin dün sabah vefat ettiği duyuruldu.
İbrahim Yusri’nin vefatının ardından birçok kesimden taziye mesajları yayınlandı. İhvan-ı Müslimin Cemaatinin de yayınladığı taziye mesajında İbrahim Yusri’nin hayatı boyunca Mısır halkının ve Kudüs’ün maslahatını gözettiğine vurgu yapıldı.
Fecr suresinin 30 ve 27’inci ayetleriyle başlanan açıklamada şu ifadelereyer verildi: "Müslüman Kardeşler Cemaati, Mısır’ın bariz vatanseverlerinden olan İbrahim Yusri’nin yasını tutuyor. İbrahim Yusri, onurlu duruşlarla dolu vatanseverce bir hayat yaşadı. Özellikle gaz ve petrolde Mısır halkının hakkını ve özgürlüğünü savundu. Tiran ve Sanafir adaları konusunda Mısır halkının toprak bütünlüğüne karşı girişilen tutumların karşısında durdu. Yaşının ilerlemesi ve hastalıklarının artmasına rağmen hayatının son demlerine karşı yılmadan mücadeleye devam etti. Rabbimizden temennimiz onu peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraber firdevs cennetinde ağırlamasıdır. İhvan-ı Müslimin Cemmati olarak ailesine, öğrencilerine, arkadaşlarına ve sevenlerine baş sağlığı diliyoruz. Allah’tan onlara sabırlar vermesini niyaz ediyoruz."
İbrahim Yusri kimdir?
İbrahim Yusri, siyonistlere Mısır gazının ihracatının durdurulması için dava açmasıyla birlikte ün salmış ve bu tutumundan dolayı kısa sürede İslam aleminde tanındı. Bununla birlikte başta Gazze şeridi üzerindeki abluka olmak üzere Refah sınır kapısnın kapatılması, Kahire’nin güneyinde El Muadi Mahallesi'nde bulunan siyonist elçiliğe çıkan caddelerin kapatılması ve Garden Sity Mahallesi'nde Amerikan Büyükelçiliğine çıkan sokakların kapatılması gibi meselelerde net bir tavır sergiledi.
Suudi Arabistan’ın Tiran ve Sanafir adlarını 2 milyar dolar karşılığında işgal etmesini, Tiran boğazlarına uluslararası geçiş sütatüsü verilip siyonist gemilerin geçmesinin önünün açılmasını ve siyonistlerle Suudi'nin arasında uluslararası sınırların oluşturulmasıyla birliktye Suudi’nin de Camp David Sözleşmesine dahil edilmesini öngören anlaşmaya karşı çıkarak buna karşı mücadele etti.
Darbeci Sisi döneminde de sözde hükümetin aldığı kararlara karşı hukuki anlamda mücadele ederek davalar açtı. Kıbrıs ile deniz taksimatı anlaşmasına karşı davalar açarak, 2’sini siyonistlerin 3’ünü de Kıbrıs’ın yağma ettiği 3 gaz sahasında Mısır’ın daha hak sahibi olduğunu vurguladı. (Zeyd Varol-İLKHA)