İlk aşamada telefon ekipmanları üreten Huawei, 1987 yılında Çin’in Shenzhen şehrinde kuruldu.

Yalnızca 3 bin dolar ile şirketi kuran Ren Zhengfei, 1992 yılında seri üretime geçti ve ardından Çin ordusunun haberleşme sistemini geliştirdi.

Bu şekilde şirket, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun da sırtını dayadığı telekomünikasyon devine dönüştü.

Şirkete yöneltilen uluslararası casusluk iddialarının temelinde de bu gerçeklik yatıyor.

Kriz nasıl gelişti?

Huawei’nin sahibi Zhengfei’nin kızı ve aynı zamanda şirketin Mali İşler Direktörü olan Ming Vancou, geçtiğimiz yıl aralık ayında ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmek suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Böylelikle, 8 Mart 2018’de ABD tarafında Çin’e uygulanan vergilerde yapılan artış düzenlemesiyle başlayan ticari ve siyasi gerginlikte Huawei krizi, iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir perdenin açılmasına sebep oldu.

Tutuklamanın ardından ABD Ticaret Bakanlığı, Huawei’i “Ulusal güvenliğe aykırı faaliyetlerde bulunan şirketler” listesine aldı.

Son olarak Google da, hizmetlerinin Huawei cihazlarında yasaklanacağını açıkladı.

Tüm bunlara karşılık şirket yönetimi ise, “Gücümüzü hafife alıyorlar” açıklamasında bulundu.

“Casusluk iddiaları gerçeği yansıtmıyor”

Huawei’e yöneltilen casusluk suçlamaları dünya çapında yankı bulurken, kurucu Zhengfei konuyla alakalı, “Ben şahsen tüketicilerimin çıkarlarına asla zarar vermem. Ben ve şirketim böyle taleplere karşılık vermeyiz. Ülkemi seviyorum ve Komünist partiyi destekliyorum. Hükümetten asla böyle bir talep almadık. Böyle bir talep olursa da kesinlikle hayır diyeceğiz. Tüm kanıtlar kamuya açıklandıktan sonra, adalet sistemine güveneceğiz. Adil bir sonu çıkacağına eminim” ifadelerini kullandı.

Huawei 5G yarışında en ön sırada

Huawei, dünyada telekomünikasyon sektörünü çok daha üst düzeye taşıyacak 5G teknolojisinde de küresel yarışın en ön sırasında yer alıyor.

5G altyapısıyla birlikte dünya çapında ses getirmesi beklenen şirkete karşı Trump yönetimi, Çin malı ekipman kullanılmasını yasaklamış ve gelişmeleri “ciddi bir ulusal güvenlik meselesi” olarak değerlendirmişti.

Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda, dünyanın en büyük telekomünikasyon ekipmanı üreticisi olan Huawei'nin 5G ağları ile ilgili ihalelere girmesini yasaklarken, halihazırda 3G ve 4G ağlarında Huawei ile çalışmakta olan Avrupa ülkelerinden de değişik sesler geliyor.

Kaynak, TRT Haber