“Dünya Kudüs Günü” münasebetiyle Adana’da Kudüs yürüyüşü ve basın açıklaması düzenlendi. Müslümanların kutsallarından olan Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün siyonist işgaline karşı direnişi destekleyen mesajlar, verilen etkinlikte, bunun yolunun ise Müslümanların tesis edeceği vahdet ile mümkün olduğu vurgulandı.

Mustazaflar Cemiyeti Adana Şubesi tarafından organize edilen etkinliğe, HÜDA PAR İl Teşkilatının yanısıra sivil toplum kuruluşları da destek verdi. Yürüyüşte dev Kudüs maketi dikkat çekerken Adana’nın aşırı sıcaklarına rağmen oruçlu olarak ellerinde Filistin yürüyüşe katılan 7’den 70’e kadın/erkek vatandaşlar, “Kudüs’e Özgürlük” sloganları attılar.

Saat 17.30’da Seyhan şehir merkezinde bulunan Kasım Gülek Köprüsü’nde buluşan Kudüs sevdalısı halk, ellerinde Kudüs bayrakları ve pankartlar olduğu halde tekbirler eşliğinde yürüyüşe geçti.  İstasyon Meydanı’na kadar devam eden yürüyüşün ardından etkinlik, Veysi Sonkaya’nın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Sunuculuğunu Hüseyin Ayaydın’ın yaptığı etkinlikte öncelikle Mavi Marmara şehitlerinin adları okunarak hayırla yad edildiler. Basın açıklamasından önce söz alan siyasi parti ve STK yetkilileri Kudüs hakkındaki duygu ve düşüncelerini dile getirdiler.

“Kudüs onurumuz, sevdamız ve yeryüzünün vicdanıdır”

Programda ilk konuşan HÜDA PAR GİK Üyesi Salih Demir, Ramazan ayının son günlerine denk gelen Kudüs Günü etkinliğinin ümmetin uyanış ve direnişine vesile olmasını diledi. Kudüs denince akla Mavi Marmara şehitlerinin geldiğini ifade eden Demir, “Onlar bir çığır açtılar, Kudüs ve Mescidi Aksa ile alakalı bir çığır açtılar. Allah onların şefaatlerini nasip etsin. Bizle Kudüs için Mescidi Aksa için buradayız. Diyoruz ki Kudüs onurumuzdur,  sevdamızdır, Kudüs yeryüzünün vicdanıdır, sesidir, soluğudur. Kudüs Hazreti Ömer’in Selahaddini Eyyubi’nin bizlere bir emanetidir. Bu emaneti kendi zamanımızda korumak zorundayız. “diyerek mutlaka Kudüs’ün Siyonist işgalinden kurtarılması için her Müslümanın elinden geleni yapması gerektiğini belirtti.

“Sonuç Müslümanların, Zafer Allah’ındır”

Adana Sivil İnisiyatif Meclisi ASİM Başkanı Mahmut Eraslan da Kudüs yürüyüşünün önemine değinerek konuşmasına başladı. Eraslan, “Biz durup dururken yürümüyoruz. Bilinçli bir yürüyüş, bugün olmazsa  yarın mutlaka amacına ulaşacak bir yürüyüştür. Sonuç mutlaka Müslümanlarındır,  zafer Allah’ındır.” Dedi. Eraslan, terör devletine dur demek için, üç maymunu oynayan, o terör devletinin kuklası olan batı ve yine ABD’nin kuklası olan krallara haykırış olarak yürüdüklerini ve mutlaka bunun sonucunun olacağını söyledi.

“Evlatlarımıza Kudüs rüyasını anlatmamız gerekiyor”

Kudüs’ün Müslümanlar için namus ve şeref olduğunu ifade eden Aile Derneği Başkanı Adnan Kalkan, “Aynı zamanda Kudüs inançtır. Çünkü Kudüs bizim ilk kıblemizdir. Bundan dolayı bizim inancımızı her daim korumamız gerekiyor.”dedi. Müslümanların Kudüs şuur ve bilincinde bir nesil yetiştirmesi gerektiğine vurgu yapan Kalkan, bunun ihlasla istenmesi durumunda mutlaka Allah’ın lütfedeceğini belirtti. Kalkan, “Bir rüya dediğimiz zaman evlatlarımıza Kudüs rüyasını anlatmamız gerekiyor. Ümmet coğrafyasında birlik, beraberlik, kardeşlik ve ittifak rüyalarını gençlerimize anlatmamız gerekiyor. Bir nesil hangi rüyayla hangi ninnilerle yetiştirildiyse ileride hedefi gayesi aynı olacaktır. Aynı şeylere inanacak ve hayatına tatbik edecektir.”diyerek Kudüs şuurunda bir nesil yetiştirmek gerektiğini dile getirdi.

“Hepimiz ümmeti teşkil eden, ümmetin birer parçalarıyız”

Daha sonra söz alan Özgür Der İl Başkan Yardımcısı Hakan Yalınız da Kudüs’ün ümmetin onuru olduğuna vurgu yaptı. Yalınız, “Gazze’den İdlib’e Filistin’den Doğu Türkistan’a, yine dünyanın birçok yerinde katledilenlerle birlikte hepimiz ümmeti teşkil ediyoruz, ümmetin birer parçalarıyız. Dolayısıyla bizim vücudumuzun herhangi bir parçasında bir arıza bir hasar meydana geldiğinde nasıl o arızayı gidermek için bütün seferber oluyorsa İslam coğrafyasında İslam ümmetinin bizim ümmet için seferber olmamız gerekiyor.”dedi. İsrail’in İslam ümmetinin ortasına bir hançer gibi saplandığını belirten Yalınız, Müslümanların bu duruma son vermek ve işgale karşı durmak zorunda olduğunu belirtti. Suriye konusunda da Müslümanların samimi bir şekilde elinden gelen gayreti göstermesinin gerektiğini ifade etti.

“Siyonist planlarını bertaraf etmemiz için birlik ve beraberliğimizi tesis etmemiz gerekmektedir”

Son olarak söz alan Mazlum der İl Başkan Yardımcısı İbrahim Kaplan ise başta Mavi Marmara olmak üzere, Filistin, Suriye, Yemen, İdlib ve tüm İslam coğrafyasındaki şehitlere selam ederek  sözlerine başladı. Kaplan, “İsrail’in yapmak istediği belli. Bizim Siyonist planlarını bertaraf etmemiz için birlik ve beraberliğimizi tesis etmemiz gerekmektedir. Biz böyle bir günde bir ve beraber olmalıyız. Meşrebimiz, cemiyetimiz, derneğimiz, mezhebimiz ne olursa olsun bir araya gelmeliyiz.”diyerek bu şekilde yapıldığında Müslümanların zafere ulaşacağını belirtti.

STK başkanlarının konuşmalarının ardından basın açıklamasını Mustazaflar Cemiyeti Adana Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Dağtekin okudu.

Basın açıklamasının başında; "Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed'i) Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir. O, gerçekten İşitendir, görendir." mealindeki İsra Suresi 1. Ayeti Kerime ile başlayan Dağtekin,  Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs'in 70 yılı aşkındır siyonistlerin işgali altında olduğuna dikkat çekerken bu işgalin kabul edilemez olduğunu söyledi.

“Kudüs, 70 yılı aşkın zamandır siyonistlerin işgali altında”

Müslümanların Kudüs davasına sahip çıkması gerektiğini belirttikten sonra açıklamasını sürdüren Dağtekin, “Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid–i Aksa ve Filistin toprakları, 1948 yılından bu yana Siyonist rejimin işgali altındadır. Başta ABD olmak üzere Batılı devletlerin desteğiyle günümüze kadar artarak devam eden bu işgal, Müslümanlar için “Kutsal Kudüs Davası”na dönüşmüştür. Bu münasebetle her Ramazan ayının son Cuması “Dünya Kudüs Günü” olarak anılmaktadır. Biz de bugün burada bu amaçla bir araya gelmiş bulunmaktayız. Müslümanların ilk kıblesi, Resulullah'ın Mirac'a yükseldiği mukaddes belde Kudüs, 70 yılı aşkın zamandır siyonistlerin işgali altında. Ve daha dün gibi hatırladığımız, 1948 yılında İslam ümmetinin bağrına saplanan hançer, bugüne kadar bizlere unutulmadık acılar yaşattı.”dedi.

“Bizler sessiz kaldıkça ateş sadece Kudüs'ü değil bütün bir ümmeti yakacaktır”

Kudüs işgalinin İslam ümmetinin en büyük sorunu olduğunu belirterek sözlerine devam eden Dağtekin, “Unutulmamalı ki; Kudüs hür olduğunda ümmet hür olmuş, esir olduğunda zillete duçar olmuştur. Bilmeliyiz ki; bizler sessiz ve tepkisiz kaldıkça işgalin her gün biraz daha yayıldığı bu mukaddes beldede Müslüman kanı akmaya devam edecek, siyonist ateş sadece Kudüs'ü değil bütün bir ümmeti yakacaktır. Yemen'i, Suriye'yi, Libya'yı, Afganistan'ı ve coğrafyamızın diğer beldelerini yakan zaten bu ateş değil midir?

Müstekbirler, hatırda tutmak ve daha güçlü bir direniş göstermek için Kudüs'ü andığımız bugünlerde dahi, daha büyük bir işgalin kapılarını aralamak için yeni planlar yapmaktadır. Haydut Amerika'nın "Yüzyılın Anlaşması" projesi bu gerçeğe işaret etmektedir. Aslında "Yüzyılın İşgalini" hedefleyen şeytani plan, sadece Kudüs'ü değil bütün mukaddes beldelerimizi hedef almaktadır. Arz-ı mev'ud hedefine ulaşmak isteyen siyonistlerin bu kirli tezgâhı, ümmetin göstereceği birlik ile dağıtılmalıdır. ,”diyerek İslam coğrafyasındaki sorunların çözümünün Kudüs davasından geçtiğine dikkat çekti.

“Kudüs bütün Müslümanların, İslam milletlerinin mukaddes beldesidir”

Kudüs davasının tüm Müslümanların ortak meselesi olduğuna vurgu yapan Dağtekin açıklamasını şöyle sürdürdü:

 “Unutmamalıyız ki bizler parçalanmaya devam ettikçe, çekiştiğimiz ve de çatıştığımız müddetçe dünya müstekbirlerinin iştahı kabaracak, pervasızca yeni katliamlar işleyeceklerdir. Şu da bilinmeli ki; Kudüs ne sadece Filistin toprağıdır ne de Arapların vatanı. Kudüs bütün Müslümanların, İslam milletlerinin mukaddes beldesidir. Bu gerçek dolayısıyla mukaddes toprakları savunmak ve işgali sonlandırmak da hepimizin öncelikli vazifesidir. Müslümanlar için Mescid-i Aksa; Mescid-i Harâm ve Mescid-i Nebevî'den sonra yeryüzündeki en mukaddes mabettir. Bugün Kudüs'ü her zamankinden daha çok gündemde tutmalı ve hürriyeti için mücadele etmeliyiz. Küresel küfür güçleri, en küçük zaman dilimini dahi Kudüs'ü Yahudileştirme gayreti ile plan ve projeler geliştirmektedir. Kudüs'ün küresel bir saldırı altında olduğunu görmeliyiz. Zalimler topluluğu tüm imkânları ile İslam ümmetini hedef almışken bizlerin tepkisizce oturması büyük bir vebaldir.”

“Siyonistlerin ilk hedefi Müslümanlardır, nihai hedefleri ise bütün bir insanlığı köleleştirmektir”

“İslam ümmetinin yaşadığı acıların ana sebebi; fesat yayan, yeryüzünde ilk asabiyet tohumlarını eken lanetli siyonistlerdir. Tarihi süreçte İslam milletlerine her türlü zulmü reva gören israiloğulları, bugün topraklarımızdaki fitnenin de kaynağıdır. Gayr-ı meşru rejimlerinin varlığını ayakta tutabilmek için her türlü melaneti işleyen siyonistler, İslam coğrafyasında oluşturdukları kaos ve kargaşadan beslenmektedir. İşledikleri cürümlerle sadece Müslümanları değil bütün insanlığı tehdit eden işgalci siyonistlere karşı mücadele etmek aynı zamanda tüm insanlığın vazifesidir. Siyonistlerin ilk hedefi Müslümanlardır, nihai hedefleri ise bütün bir insanlığı köleleştirmektir.”

“Bugün her zamankinden çok daha fazla kardeşliğe, ihtiyacımız var”

“Bizler buradan İslam ümmetine, ümmetin bütün fertlerine sesleniyoruz. Bugün, her zamankinden çok daha fazla kardeşliğe, birliğe ve beraberliğe ihtiyacımız vardır. Rabbimizin emrettiği şekilde aramızda İslam kardeşliğini tesis etmek, ümmet olarak bizim en öncelikli meselemizdir. Bunun için çalışmalı, bunun için zemin hazırlamalıyız. İslam coğrafyasındaki savaşlar, zulümler, akan kanlar ve çiğnenen mukaddesatlar ümmetin vahdetiyle son bulacak ve Kudüs, özgürlüğüne kavuşacaktır. Müslümanlar kardeş olduklarının farkına vardığında, birbirleriyle ilgili ötekileştirici, çatışmacı dili bıraktıklarında, artık namluların yönünü birbirlerine doğrultmadıklarında muzaffer olacaklardır. Kudüs, bizim birleşmemizi beklemektedir. Biz kendi aramızda birlik kuramazsak bu zillet hali ve yaşadığımız bu acılar katmerlenerek devam edecektir. İçinde bulunduğumuz bu mübarek ayda, ümmetin  içinde  bulunduğu  hali,  Kudüs  davasını  ve  kendi  sorumluluğumuzu  çok  daha  fazla düşünmeli, bol bol dua etmeli, Müslümanların birlik ve beraberliği için harekete geçmeliyiz.”

“Kudüs bizlere, Ceddimiz Selahaddin-i Eyyubi’nin en büyük mirasıdır”

Müslümanlar olarak etkin adımlar atılması gerektiğini belirten Dağtekin, “İslam coğrafyasındaki işgal, savaş ve kutsallarımızın ayaklar altına alınması artık son bulsun. Müslümanların kanlarını akıtmaya kimse cesaret edemesin. Artık Müslümanlar olarak kendimize gelelim ve bu mezalime son verecek adımlar atalım.

Başta Batılı devletler olmak üzere dünyanın üç maymunu oynadığı zulümlere karşı Filistinli Müslüman kardeşlerimizin yanında olmak ilahi bir farizadır. Ceddimiz Selahaddin-i Eyyubi’nin bizlere emanet bıraktığı mukaddes davaya sahip çıkmak aynı zamanda bizler için en büyük mirastır.

Bugün haydut ABD'nin ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak sunduğu, ama aslında ‘Yüzyılın İşgali’ne’ kapı aralayan sinsi plana ilişkin coğrafyamızdaki kimi kukla rejimler her ne kadar destek verse de hür iradeli ülke yönetimleri bu büyük yıkım projesine karşı güçlü bir duruş sergilemelidir.”diyerek Müslümanların vahdetinin önemine dikkat çekti.

“Müslümanların düştüğü bu halden en çok sizler sorumlusunuz!”

Açıklamasında İslam ülkelerinin idarecilerine seslenen Dağtekin, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Ümmetin halini görmezden gelmeyin! Müslümanların düştüğü bu halden en çok sizler sorumlusunuz! Yarın, bütün bunların hesabı sizden de sorulacaktır! Bu ağır vebalin altından kalkamazsınız! Müslümanların kanına giren  zulüm güçleriyle işbirliği yapmaktan, özellikle de Siyonist rejim ile münasebetten kaçınmalısınız! Siyonistlere cesaret verecek tavırlar içine girdikçe kendinize de ümmete de ümmet coğrafyasına da büyük zararlara sebebiyet veriyorsunuz!

Bu anlamda daha önce de dile getirdiğimiz şu çağrımızı yineliyoruz;

-Siyonistlerle olan askeri ve ekonomik iş birliklerini sonlandırın!

-Kudüs'ü bir bütün olarak Filistin'in başkenti ilan edin ve buna ilişkin pratik adımlar atın!

-Yıllardır büyük sıkıntılar çeken, saldırılara uğrayan Gazze'nin üzerindeki ablukanın kalkması için her türlü baskıyı oluşturun!

-Siyonist sermayenin ülkenizde ticaret yapmasına izin vermeyin!

-Filistin topraklarını işgal altında tutan siyonistlerin meşru olmayan rejimini tanımaktan vazgeçin!”

Açıklamasında Mavi Marmara şehitlerini de yad eden Dağtekin, “Ayrıca 2010 yılında Gazze’ye insani yardım götürmek maksadıyla yola çıkan Mavi Marmara gemisine İsrail Terör Şebekesi tarafından yapılan alçakça saldırıda, şehit olan 9 kardeşimizin dün şahadetlerinin yıldönümüydü. Buradan bir kez daha şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, akan kanların Kudüs’ün özgürlüğüne, terör çetesi israil’in de yok olmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz. Bu münasebetle bir kez daha "Dünya Kudüs Günü"nün İslam ümmetinin birlik ve beraberliğine vesile olmasını Rabbimizden diliyoruz. Müslüman kardeşlerimizin akan kanının durmasını, var olan iç çatışmaların sonlanmasını temenni ediyoruz. Ayrışan değil bütünleşen bir ümmetin inşası için Rabbimizin vesileler yaratacağını umuyoruz.”diyerek açıklamsını sonlandırdı.

Basın açıklamasının ardından kapanış duasını, Mahmut Efendi Camiasından Hasan Hüseyin Çubuk Hoca yaptı. Genelde ümmet için özelde ise Kudüs  için yapılan duaya hep bir ağızdan amin sesleri yükseldi. Yapılan duanın ardından Kudüs sevdalısı Adanalılar sessiz bir şekilde dağıldı. (İLKHA)