Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı okullarda serbest giyimi içeren Kılık-Kıyafet Yönetmeliği’nin başörtüsü yasağını sürdüren maddeler içermesi Özgür-Der tarafından protesto edildi.

“ ‘Yeni Yönetmelik: Köhnemiş Yasak!”

Özgür-Der’in yaptığı çağrıyla bugün Fatih Postanesi önünde toplanan kalabalık Murat Ayar’ın sunumundaki eylemde “Başörtüye Her Yerde Hemen Şimdi Özgürlük” sloganıyla ‘Yeni’ Kıyafet Yönetmeliğini protesto etti. Eylemde “Yasakçı Kıyafet Yönetmeliği Geri Çekilsin! Başörtüye Her Yerde Şartsız Özgürlük!” yazılı pankart açılırken “ ‘Yeni’ Yönetmelik: Köhnemiş Yasak!”, “12 Eylül’ün Yasakçı Ruhu ‘Yeni’ Yönetmelikle Yaşatılıyor!”, “Yasaklı Açılıma Hayır!”, “Başörtüsünü Sorunlu Gören Zihniyet Sorunludur!”, “Kıyafet Serbest Yasağa Devam!” sloganlarını taşıyan dövizler tutuldu. Ayrıca Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay, İHH Genel Başkan Yardımcısı Gülden Sönmez ve Mustazaflar Cemiyeti Kurucu Üyesi Sait Şahin konuşmacı olduğu eyleminde sonunda aşağıda tam metni yer alan mektup Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderildi.

“Hükümet Kendi Kalesine Gol Atmıştır”

Kenan Alpay, yeni kılık kıyafet yönetmeliğini hükümetin kendi kalesine attığı gole benzeterek başladığı konuşmasında Hükümet ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e eleştirilerde bulundu. ‘Uzun saça özgürlük getirdik’ söyleminin saçmalıktan ibaret olduğunu ifade eden Kenan Alpay mini etek ve tayt ile başörtüsü özgürlüğünü kıyaslamanın ahlaksızlık ile ahlak arasındaki farkı anlamamak olduğunu belirtti. “Kıyafete özgürlük, başörtüsüne yasak mantığı her alanda özgürlük iddia eden Hükümet için izah edilebilir bir durum değildir!” diyen Alpay öğrencilerin imam hatip liseleri dışında başörtüsü takmasına müsaade etmeyen yönetmeliği Türkiye’deki cuntacıları rahatsız etmemek adına hazırlanmış bir yasa gibi göründüğünü ifade etti.

“Yönetmelik Darbecilerin Taleplerini İçeriyor”

Başörtüsünün serbest kalmasının Taksim’ e ya da Çamlıca’ya cami açmaktan daha önemli olduğunu vurgulayan Alpay özgürlükçü bir ortamı oluşturma iddiasında olan Hükümet’in şimdilerde hesaba çektiği darbecilerin taleplerine göre hazırlanmış bir yönetmelik çıkartmasının mantık dışı olduğunu söyledi. Sadece okullarda değil bütün kamu kurum ve kuruluşlarında başörtüsünün serbest bırakılmasını gerektiğini belirten Alpay son olarak yasakçı yönetmeliğin bir an önce iptal edilmesi gerektiğini kaydetti.

“Başörtüsü Kılık Kıyafet Meselesi Değildir”

Alpay’dan sonra söz alan Gülden Sönmez konuşmasında çıkarılan yönetmeliğin başörtüsü konusunda hala ciddi bir kafa karışıklığı olduğunun göstergesi olduğunu ifade etti. Başörtüsü ve tesettürün bir kılık kıyafet meselesi olmadığını hatırlatan Sönmez Müslüman camianın başörtüsünden vazgeçmeyeceğinin altını çizdi. “Dünyada sömürgeci zihniyetin olduğu birkaç ülke hariç her yerde dini özgürlüklere göre düzenleme vardır” diyen Sönmez Batı’nın giyim kuşamdan, eğitim sistemine ve tatil günlerine kadar dini inançlarını göz önünde bulundurarak kurallar çıkarttığını belirtti. Türkiye’de Müslümanların çoğunluğu oluşturduğunu ve azınlık olsa dahi devletin haklarını koruması gerektiğini vurgulayan Sönmez duyarlılık gösteren kuruluşlara teşekkür etti.

“Yasak, Genç Nesli Kimliksizleştiriyor”

Son olarak bir konuşma yapan Sait Şahin ders müfredatlarına Kur’an dersi koyan bir sistemin başörtüsüne karşı yasakçı bir tavır almasının mantıksız olduğunu ifade etti. Müslüman halkın din özgürlüğü konusunda güvendiği Hükümet’in bu halka karşıt bir politika yürüttüğünü söyleyen Şahin ‘azgın azınlığın’ rızası aranarak çıkarılan yasanın iptal edilmesi gerektiğini vutguladı. Özellikle okullarda başörtüsünün yasaklanmasının bütün bir genç nesli ilgilendirdiğini belirten Şahin “Allah’ın emri ile yönetmelikler arasında sıkışan çocuklarımız kimliksizleşiyorlar” dedi. Bu yasak tablosunun hala darbeci zihniyetin etkin olduğunun göstergesi olduğunu kaydeden Şahin kamuoyu ve basını bu konuda girişimde bulunmaya çağırdı.

“Hükümetin Yasası Darbecinin Rüyası!”

Eylem boyunca “Başörtüye Her Yerde Hemen Şimdi Özgürlük!”, “Hükümetin Yasası Darbecinin Rüyası!”, “Kemalizm’in Değil Rabb’imizin Kuluyuz!”, “Herkes İçin Adalet Başörtüye Özgürlük!”, “Müslüman Uyuma Öğrencine Sahip Çık!”, “Yasakçı Hükümet İstemiyoruz!”, “Çocuklar Bizimdir Devletin Değil!”, “Yasakçılar Halka Hesap Verecek!” sloganları atıldı.

HAKSÖZ HABER

 

Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı’na Gönderilen Mektubun Tam Metni:

BU NASIL BİR YENİ YÖNETMELİKTİR Kİ,

KÖHNEMİŞ BAŞÖRTÜSÜ YASAĞINI SÜRDÜRMEKTEDİR?

 

30 Kasım 2012

Milli Eğitim Bakanlığının yeni kılık kıyafet yönetmeliği özgürlük alanını genişletmek ve mağduriyetleri gidermek noktasında beklentileri karşılamaktan uzak bir adım olmuştur. Bakanlıkça gelecek öğretim döneminden itibaren uygulanmak üzere hazırlanan ve 27 Kasım 2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan kılık kıyafet yönetmeliği ile eğitim alanında süregelen yasakçı zihniyetin sona erdirildiği iddiası boş bir iddiadır.

Bu yönetmelikten sonra da okullarda gerek öğrencilerin, gerekse de öğretmenler ve diğer çalışanların yıllardır maruz kaldıkları çirkin, hukuksuz, iğrenç başörtüsü yasağı aynen devam edecektir. Daha da acısı şudur ki, darbeci kirlilikle her alanda mücadele edildiğinin iddia edildiği bir vasatta, 12 Eylül darbecilerince dayatılan yönetmeliklerden kaynaklanan başörtüsü yasağının ruhu bu yeni yönetmelikte aynen korunmaktadır.

"Milli Eğitim Bakanlığı`na Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik" içinde yer alan “okul içinde baş açık” ifadesi bu ülkede İslami kimliğimize yönelik baskıcı mantığın korunduğunun bir göstergesidir. Mümin hanımların ve kızların, Rablerinin emrine icabet niyetiyle başlarını örtmelerinin şu veya bu mekanda, şu veya bu mesleği icra ederken yasaklanabileceğine, sınırlanabileceğine dair bir yaklaşım tümüyle gayrı meşru bir yaklaşımdır; insanlar üzerinde ilahlık iddiasının bir yansıması ve açık bir tuğyan eylemidir. İnanç özgürlüğünün açıkça ihlalini içeren ve insanların serbest iradesine ipotek koyma anlamına gelen bu yasak ve sınırlamanın insan hakları ilkelerine de, hukuk devleti mantığına da aykırı olduğu tartışmasızdır.  

Milli Eğitim Bakanlığını ve AK Parti Hükümetini, özgürlük alanlarını belli düzeylerde geliştirme adına şu veya bu zeminde inancımıza ve kimliğimize yönelik yasakçı, dayatmacı uygulamaları içselleştirecek bu tür adımlar atmamaları için uyarıyoruz. İnancımız, kimliğimiz pazarlığa tabi değildir. İnanç yasağı temel bir sorun, bu ülkenin kanayan yarasıdır. Kısmi düzeltmelerle, yüzdelik oranlarda azaltmalarla bu sorunu çözemezsiniz! Bu sorun ancak açık, dürüst, cesur bir tutum alışla ve eşitlik ve adalet temelinde bir hukuk mantığıyla çözülebilir.

Halen pek çok okulda başörtülü eğitim görme ısrarlarından dolayı pek çok kızımız baskılara maruz kalmaktalar. Kimi yerlerde Gestapo zihniyetli idareciler ve kişiliksiz, korkak yetkililer yüzünden 13-14 yaşlarındaki çocuklarımız okuldan okula sürgün edilmekteler. 12 Eylül ve 28 Şubat darbe süreçlerinde belki bu tür tablolar sıradan karşılanıyor, vaka-ı adiyeden addedilebiliyordu. Sizin bu zalimlerden ve zulüm dönemlerinden farkınız sadece İmam Hatip okullarında ve seçmeli Kuran derslerinde başörtüsü takabilme serbestisi mi olacak? Buna razı olacak mısınız? Bilin ki, biz asla razı olmayacağız!

Dolaylı biçimde de olsa başörtüsü yasağı içeren yeni yönetmelik yanlış, zaaflı bir düzenleme olmuştur. Başörtüsü ve yasak kavramlarını herhangi bir biçimde ve herhangi bir yerde yan yana getiren, bir arada zikreden, tahayyül eden bir uygulamanın sizin tarafınızdan da asla kabul edilmemesi, içselleştirilmemesi gerektiğinin altını çiziyor; yanlıştan bir an önce dönülmesini talep ediyoruz!

Özgür-Der