Kaygı, günlük yaşam içerisinde karşılaşılan sorunlarla ilgili hızlı karar alıp bunların çözülmesini sağlayan bir çeşit savunma mekanizması olarak değerlendiriliyor. Ancak çok fazla arttığında, kişiyi hiçbir şey yapamaz hale getiriyor ve bu da psikolojik hastalıklar arasında yer alan anksiyete bozukluğuna dönüşebiliyor.

Toplumun yüzde 6'sını etkisi altına alan ve hayat kalitesini düşüren bu psikolojik hastalık, zamanında başlanan uygun tedaviler sayesinde kontrol altına alınabiliyor ve hastaların büyük çoğunluğu sağlığına kavuşabiliyor. Memorial Dicle Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uzman Psikolog Özlem Soysal, anksiyete bozukluğu hakkında bilgi verdi.

Yaşam kalitesini düşürüyor

Soysal, "Anksiyete bozukluğu olan kişilerde sürekli, aşırı ve yaşanan duruma uygun olmayan bir endişe oluşur. Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkiler ve hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller. Bu kişiler yaşanan her olayda olabilecek en kötü sonucu ve her şeyin kendi denetimleri dışında gelişeceğini düşünür. Onlar için iyi bir olasılık ya da geriye dönüş mümkün olmaz. Anksiyete bozukluğunda, aşırı endişe ve kaygı genellikle sağlık, aile, para ya da iş gibi konularıyla ilgilidir. Denetlenemez nitelikte olan bu endişe hali en az altı ay boyunca, hemen her gün ve gün boyunca sürer. Genellikle yaşla birlikte kaygı duyarlılığı arttığından en çok yaşlılarda ve bir de ergenlik döneminde görülür." dedi.

Stres hastalığın ortaya çıkışında önemli bir faktör

Stresin, anksiyete bozukluğunun gelişiminde önemli rol oynadığını belirten Soysal, "Dönem dönem iyileşme ve alevlenmelerle ortaya çıkar. Çocukluk ve ergenlik dönemleri arasında başlamışsa yavaş ve sinsi bir biçimde ilerler. Bu dönemde genetik yatkınlık, beyin nörokimyasındaki değişiklikler, kişisel özellikler ve stresli yaşam anksiyete bozukluğunun ortaya çıkmasında etkilidir." ifadelerini kullandı.

Çevreniz tarafından evhamlı olarak tanımlanıyorsanız dikkat!

Soysal, "Gerçek bir neden yokken ya da nedeni olsa bile durumla özdeşleşmeyen aşırı, kontrolsüz nitelikteki endişe hali anksiyete bozukluğunun temel belirtisidir. Çoğu zaman kişi endişelerinin aşırı olduğunun farkındadır, ancak bu endişeyi kontrol altına alamaz ve bir türlü sakinleşemez. Bu kişiler çevreleri tarafından aşırı evhamlı olarak tanımlanır." diye belirtti.

Anksiyete bozukluğunun belirtileri önemsenmeli

Soysal, anksiyete bozukluğunun 20 belirtisini şöyle sıraladı:

Kan basıncının ve kalp atışının artması

Kas gerilmesi

Ürperme

Gözbebeklerinin büyümesi

Derinin solması ya da kızarması

Terleme

Sık tuvalete gitme

Öğürme, geğirme, kusma

Boğazda düğümlenme

Açık havaya ihtiyaç duyma

Sersemlik hissi

Uyuşma ve karıncalanmalar

Uyku bozukluğu

Huzursuzluk

Aşırı heyecan

Endişe

Düşünceleri toplamada güçlük

Zihnin durması hissi

Denetimini yitirme

Ölüm korkusu

Tedavi için uzman desteği önemli

Soysal, şunlar ekledi: "Anksiyete bozukluğunun tedavisinde ilk yapılması gereken bir psikiyatri uzmanına başvurmaktır. İlk başvuruda kapsamlı bir psikiyatrik ve psikolog değerlendirmenin yanı sıra, bu belirtilerin herhangi bir fiziksel hastalıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için bazı değerlendirmelerde bulunulur. Değerlendirmeden sonra psikoterapi ya da ilaç tedavileri uygulanabilir. Bu yöntemlerden birinin ya da birlikte uygulanmasının etkinliği ispatlanmıştır. Hangi tür tedavinin uygun olabileceği uzmanlar tarafından belirlenmeli, kişi kesinlikle kendi başına ilaç kullanmamalıdır. Aksi halde daha büyük psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir. Anksiyete bozukluğu tedavisi görenlerin büyük çoğunluğu iyileşir." (İLKHA)