Suudi rejimi tarafından 2017 yılından beridir hapiste tutulan Selman El Avde, Ali El Ömeri ve Awd El Karni gibi âlimlerinin idam edileceği haberleri sonrası Suudi Arabistan rejimi dünya kamuoyunda büyük tepkiyle karşılaştı.

Uluslararası Müslüman Âlimler Dayanışma Derneği (UMAD), Uluslararası Haklar ve Özgürlükler Birliği, Avrupa Araştırmalar ve Fetva Meclisi, Şihap İnsan Hakları Kuruluşu, Selam İnsan Hakları Kuruluşu gibi uluslararası hukuk kuruluşları, yaptıkları açıklamayla karara tepki gösterdiler.

Yapılan açıklamalarda Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın hunharca katledilişine işaret edilerek, Suudi rejimi yargısının, özellikle de gizliden yapılan mahkemelerin aldığı/alacağı kararların endişe verici olduğuna vurgu yapıldı.

UMAD: Suudi'nin İslâm âlimlerine karşı bu pervasız tutumuna şiddetle karşı çıkıyoruz   

Konuya ilişkin yazılı açıklamada bulunan Uluslararası Müslüman Âlimler Dayanışma Derneği (UMAD), "Bir süredir ulemaya karşı akıl almaz tavırlar sergileyen; delilsiz, ispatsız tutuklamalar gerçekleştiren ve bunlar üzerinde bir baskı politikası yürüten Suudi Arabistan'ın, aralarında Selman el-Avde'nin de bulunduğu birçok tutuklu âlimi Ramazan Bayramı'ndan sonra idam edeceği yönünde haberler gelmektedir. İslâm'da Rabbani ilim adamlarına çok büyük bir paye verilmiş iken dünya Müslümanları tarafından haklarında hüsn-ü şehadette bulunulan âlimlere reva görülen bu muamele, üyeleri ilim adamları olan bir cemiyet olarak bizleri fazlasıyla üzmüştür." denildi.

"Tüm Müslümanları gerekli tepkileri vermeye davet ediyoruz"

Müslümanlara sessiz kalmamaları çağrısında bulunulan açıklamada, "Uluslararası Müslüman Âlimler Dayanışma Derneği (UMAD) olarak taşıdığımız sorumluluğun gereği olarak tüm dünyada ilim ehline yapılan zulüm ve haksızlıklara karşı çıktığımız gibi Suudi Arabistan'ın İslâm âlimlerine karşı ortaya koyduğu bu pervasız tutuma da şiddetle karşı çıkıyor, bu konuda tüm Müslümanları gerekli tepkileri vermeye davet ediyoruz. İslâm âlimlerini baş tacı yapıp onların haysiyetini, onurunu, özgürce konuşma hakkını ve can güvenliğini sağlaması gereken bir Müslüman devletin bütün bunları sağlama bir yana onların hayat hakkına kastediyor olması, bıçağın kemiğe dayandığı son nokta olarak görülmelidir. Bu seçkin İslâm âlimlerini teröre bulaştıkları gibi asılsız iddialarla idam sehpasına çıkarmaya çalışmak doğuracağı elim sonuçlar sebebiyle terörle denk bir tutum olacaktır." ifadeleri kullanıldı.

Uluslararası Haklar ve Özgürlükler Birliği: Bu insanlar ne suç işlediler ki onların canlarına kastetmek istiyorsunuz?

Uluslararası Haklar ve Özgürlükler Birliği'nden yapılan açıklamada, "Veliaht Bin Selman'ın hükümeti bir dizi halini almış hukuksuzluklarına ilaveten görüş özgürlüğü, özgürlük hakkı, bir tutuklu olarak adil bir şekilde yargılanmadan tutun hayat hakkının tanınmamasına kadar insan haklarını heder etmekte ısrarcı olmaya devam etmektedir. Tüm dünya hiçbir suçu ve günahı olmadığı halde vahşiyane bir şekilde öldürülen Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın durumunu bizzat müşahede etti. Şimdiyse yine gündemde Suudi'nin, teröristlik ve aşırılıktan uzak, tek işleri insanları Allah'a davet etmek olan 3 âlimin hayatlarını sonlandırma niyetinde oldukları var. Uluslararası Haklar ve Özgürlükler Birliği olarak Suudi hükümetine şunu soruyoruz; İdam etmeyi düşündüğünüz bu insanlar ne suç işlediler ki siz onların canlarına kastetmek istiyorsunuz?" denildi.

"Uluslararası toplumu, harekete geçmeye ve idamları durdurmaya çağırıyoruz"

Açıklama şöyle devam etti: "Uluslararası kanunlar ve anlaşmalar, ayrıca sizin ikame ettiğinizi savunduğunuz İslam şeriatı, ceza olarak insanın hayatının elinden alınması için o cezayı hak edecek derece büyük bir suçun işlenmesi gerektiriyor. Ayrıca suçu işlediği iddia edilenlerin ceza olarak kanlarının akıtılması için suçlarını ispat edecek kuvvetli bir delilin de olması gerek. Adil mahkemelerin onları böylesi bir karara ikna eden delilleri ve suçları kamuoyuyla paylaşması gerektiğini bildiriyoruz. Herkes tarafından bilindiği üzere Suudi rejimi geçen yıllarda yaklaşık 70 insanın siyasi suçlardan ötürü idam etmek gibi kötü bir işe karışmıştı. Tüm bu olanlar Selman El Evde, Ali El Ömeri, Awd El Karni'nin her an idam edilesinin an meselesi olduğunu gösteriyor. Bu yüzden uluslararası toplumu, kuruluşlarıyla birlikte hemen harekete geçmeye ve bu idamları durdurmaya çağırıyoruz. Eğer uluslararası toplum bugün böylesi bir suçu durdurmaya gücü yetmiyorsa bu dünya çapında çok büyük bir kaos demektir."

Avrupa Araştırmalar ve Fetva Meclisi: Biz bu âlimler hakkında hayırdan başkasını bilmeyiz

Âlimlerin katledilmesinin vebalinin ağır olduğuna vurgu Avrupa Araştırmalar ve Fetva Meclisi de yaptığı açıklamada, "Meclis olarak bu mübarek ayda kan akıtılmasının Allah tarafından haram kılındığını hatırlatıyoruz. Allah Teâlâ bir cana kıymanın tüm insanlığın canına kıyılmak kadar kötü bir iş olduğunu şu ayetinde bildirmiştir: 'Kim, bir insanı daha evvel öldürülen bir kişi karşılığında veya yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkarma suçu gibi bir sebebe dayanmaksızın haksız yere öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir kişinin hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.' Peygamber Efendimiz (sallahu aleyhi ve sellem) insanları haksız yere öldürmenin çirkinliğini şu sözlerle ifade etmiştir: 'Dünyanın yok olması Allah'ın yanında bir Müslüman bir adamın öldürülmesinden daha küçük gelir.' Bu büyük günahın işlenmesinde herhangi bir araçla olursa olsun sebep olan ve bu işe velev ki bir kelimeyle dahi olsun sebep olanlar bunun vebaline ortaktır. Tüm bunlar bir yana kanlarını akıtmayı düşündükleriniz insanları ölçülü olmaya çağıran ve İslam ümmetinin mütefekkir âlimleriyse bunun günahı daha büyük ve vebali daha ağır olacaktır." ifadelerine yer verildi.

"Biz bu âlimler hakkında hayırdan başkasını bilmeyiz." denilen açıklama şöyle sürdü: "Aşırılık ve şiddetle mücadele eden, dinlerini ve vatanlarını seven ve Allah yolundaki davetlerinde, 'Rabbinin yoluna hikmetle ve güze nasihatlerle çağır' ayetini düstur edinen bu âlimleri meclislerinde bulunup onların ilminden feyizlenen herkes tanır ve şahitlik eder. Hepimiz bu haberin doğru olmayan bir dedikodu olmasını temenni ediyoruz. Suudi'nin Kralı Selman Bin Abdülaziz'den talebimiz bu mübarek ayın hürmetine bu âlimleri serbest bırakıp ilme ve onun yüce makamına saygı göstermektir. Şüphesiz ki âlimler peygamberlerin vârisleridirler ve onlar önümüzü aydınlatan nurlardır. Gençleri şiddet ve aşırılıktan koruyan onlardır."

Şihap İnsan Hakları Kuruluşu: Suudi rejimi 2017 yılında onlarca davetçiyi tutuklatmış ve gizliden mahkemeler kurdurtmuştur

Kararı kınayan Şihap İnsan Hakları Kuruluşu, "Middle East Online tarafından devlet kaynaklarından edinildiği bilgide Suudi'nin Selman El Avde, Ali El Ömeri, Awd El Karni hakkında idam hazırlığında olduğu haberi yayıldı. Suudi rejimi 2017 yılında onlarca davetçiyi tutuklatmış ve gizliden mahkemeler kurdurtmuştur. Bu mahkemede başsavcılık adını saydığımız 3 âlimin idamını talep etmişti. Şihap İnsan Hakları Kuruluşu olarak âlimler, akademisyenler ve basın mensuplarına yönelik bu tutumu kınıyoruz." açıklamasında bulundu.

Selam İnsan Hakları Kuruluşu: Bu mahkemenin aldığı kararlar siyasi olup uluslararası kanunlara aykırıdır

Alına kararların hukuki anlamda hatırı sayılır hiçbir gerekçesi olmadığına vurgu yapan Selam İnsan Hakları Kuruluşu Başkanı Dr. Ala Abdulmunsi, "Kuruluş olarak idam hükümetinin ve onun idam kararlarının karşısında olduğumuzu beyan ediyorum. Özellikle Orta Doğuda gerçekleşen çekişmeler ve iç sorunlarla birlikte adil mahkemeler artık adalet ve güvenirliğini yitirmiştir. Bundan dolayı İdam hükümetlerinin idam kararlarını kabul etmiyor ve kınıyoruz. Görüş ve fikir sahibi olanların ve âlimlerin idam edilme kararları çok tehlike arz eden durumlardır. Yargılama mekanizması tamamıyla toplumdan gizli bir şekilde işletiliyor. Mahkemelerin gidişatı bu nedenden ötürü takip edilemiyor. İdamı düşünülen âlimlere yöneltilen suçlar tam anlamıyla bir fiyasko, uyduruk ve kanuni hiçbir gerekçesi yoktur. Ayrıca bu mahkemenin aldığı kararlar tamamıyla siyasi olup mahkemenin kuruluş amacına ve uluslararası kanunlara aykırıdır. Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesinden sonra biz Suudi'nin rejim mahkemesinde hukukçulardan gizli bir şekilde görülen bu davalardan endişeli ve şüpheler içerisindeyiz." ifadelerini kullandı. (Zeyd Varol-İLKHA)