HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Osman Aktaş, Diyarbakır’ın fethinin 1380'inci yıl dönümü münasebetiyle önemli değerlendirmelerde bulundu.

Diyarbakır'ın bundan 1380 yıl önce Halid Bin Velid komutasındaki İslam orduları tarafından fethedildiğini hatırlatan Aktaş, fetih sırasında Halid Bin Velid'in oğlu Süleyman'ın yanı sıra birçok sahabenin bu topraklarda şehid düştüğünü ve defnedildiğini anlattı.

Diyarbakır’ın İslam orduları tarafından fethedildiğini belirten Aktaş, “27 Mayıs 639 tarihinde Diyarbakır, İslam orduları tarafından fethedildi. Böyle bir günde fetih ruhunu ve aşkını yaşıyoruz. Rabbimize ne kadar hamd ve şükür etsek azdır ki bize bu şerefli ve izzetli fethi nasip etti. Malumunuz Diyarbakır, coğrafik olarak Mezopotamya’nın merkezinde birçok medeniyete beşiklik yapmış, birçok ulusun yaşamış olduğu stratejik bir konumdadır. Bu sebeple 639 yılında aralarında güzide sahabelerin de bulunduğu İslam ordusu tarafından bu topraklar fethedilmiştir. Bu fetih, İslam dinin bu beldelerin tümüne yayılmamasıyla sonuçlanan muhteşem bir fetihtir. Hamdolsun ki buraları fethettiler. İyi ki bu bölgelere gelip bizleri İslam ile şereflendirdiler.” dedi.

“Sahabeler Diyarbakır fethinden sonra İslam dinini bizlere miras bıraktı”

Fetih ruhu ile bu bölgelerin hep İslam beldesi olarak kaldığını söyleyen Aktaş, “Fetih esnasında 27 Sahabe-i Kiram bu mücadele uğrunda, o mübarek canlarını feda ettiler. Buralarda İslam’ın izzet ve şerefinin korunması için bizlere İslam dinini miras bıraktılar. Fetih ruhu ile birlikte de bu bölgeler o günden bugüne hep İslam’ın beldesi olmuştur. Bir daha asla küfrün eline geçmemiştir. Bundan sonra inşallah bir daha ellerine geçmez. Bu bölgeler hep İslam beldesi olarak tanınacak ve bilinecek” ifadelerini kullandı.

“Sahabelerin mirasına sahip çıkabilmek için fetih ruhunu iyi anlamamız gerekir”

Fetih ruhunu sonraki nesillere teslim etmek için, Diyarbakır fethinin iyi anlaşılması gerektiğine dikkat çeken Aktaş, “Fetih ruhunun iyi anlaşılabilmesi için, Sahabe-i Kiramın bize bırakmış olduğu mirasa sahip çıkılabilmesi için Kur’an ve sünneti iyi anlamamız gerekmektedir. İslam’ı bilip, yaşayıp, yaşatabilmenin anlayışı içerisinde olmamız lazım. Sahabe-i Kiram kimdi? Buraya niçin geldi? Buraya getirdikleri din ne içindi? Bunları iyice araştırarak yaşamak lazımdır ki, bu fetih ruhunu bir dahaki nesillere teslim edebilelim. Aksi takdirde bu fethi yaşayamazsak, hatırlatmazsak, zaman içerisinde bu ruh kaybolur ve büyük bir zarara uğramış oluruz. Ondan dolayı her yıl 27 Mayıs’ta Diyarbakır’ın fethi olan, fetih anlayışını sürekli topluma hatırlatmamız lazımdır.” dedi.

“Burada tek bir Müslüman evladı kaldığı müddetçe, bu belde asla yenik düşmeyecektir”

Fetihten sonra karanlık mihrakların oyun ve projelerinin olduğuna dikkatleri çeken Aktaş, “Bu bölgede İslam’ın hâkimiyetinden sonra birçok dönem içerisinde karanlık mihraklar bu bölgeden İslam’ı kaldırmak, fetih anlayışını kırmak için birçok oyun, savaş ve projeler kotarmışlardır. Ama hamd olsun bu mübarek beldelerde, burada yaşamış Peygamberler ve sahabeler hürmetine Rabbimiz sürekli korumuş, küffarın bütün hile ve tuzaklarını sürekli bozmuştur. Kıyamete kadar da bozacaktır inşallah. Burada tek bir Müslüman evladı kaldığı müddetçe, bu belde asla yenik düşmeyecektir, boyun eğmeyecektir.” şeklinde konuştu. (Ramazan Casuk-İLKHA)