28 Şubat sürecinde yapılan toplum mühendisliğinin en bariz örneklerinden birinin de, Radyo Televizyon Üst Kurulu`nun (RTÜK) yaptığı frekans ihalesinde yaşandığı ortaya çıktı. Darbeleri Araştırma Komisyonu raporunda, 15 Aralık 1997 tarihinde yapılacağı ilan edilen yayın lisansı ihalesinin, irticai nitelikte yayın yaptığı iddia edilen yayın kuruluşlarının ihalelere girmesinin engellenmesi için ertelendiği belirtildi. Milli Güvenlik Kurulu`nun 26 Kasım 1997 tarihinde aldığı 415 sayılı kararıyla ulusal güvenlik gerekçe gösterilerek tahsis yapılmadan Başbakanlığın görüşünün alınmasının istendiği belgelendi.
AMAÇ BAZI MEDYAYA AYRICALIK
MGK 415 sayılı kararında, özel radyo ve televizyon kuruluşlarına kanal ve frekans tahsisi işlemlerinin "ulusal güvenliği" doğrudan ilgilendiren bir mahiyet kazandığını vurguladı. RTÜK`ün ihaleye katılan şirketlere, değerlendirmede teknik ve ekonomik kıstasların yanında "ulusal güvenlik" gereklerinin de göz önünde bulundurulacağını işin başında bildirmesi istendi. İhale sonuçlandırılmadan önce ise "ulusal güvenlik" açısından değerlendirilmesine imkân sağlamak üzere, Başbakanlığın görüşünün alması gerektiği kaydedildi.
RTÜK Başkanlığı`nın komisyona gönderdiği 18 Ekim 2012 tarihli yazıda ihale ertelemesinin asıl sebebinin irticai nitelikte yayın yaptığı iddia edilen yayın kuruluşlarının ihalelere girmesinin engellenmesi olduğu belirtildi. Dönemsel olarak dini içerikli yayın yapan kuruluşlara verilen cezaların, bu görüşü doğrular nitelikte olduğu vurgulandı. Ancak, bu uygulamadaki asıl amacın ise, bazı büyük medya kuruluşlarının frekans tahsisi açısından sahip oldukları gücün, bir yönüyle ayrıcalığa dönüşmesi sürecinin başlatılması olduğu ifade edildi.
180 KURULUŞA İRTİCA CEZASI
RTÜK tarafından 1995-2003 yılları arasında özel radyo ve televizyon kuruluşlarına 180 adet ceza verildi. Bu cezaların 68 tanesi uyarı, 99 adedi ise kapama cezası şeklinde gerçekleşirken, 2 yayın kuruluşunun yayın izni ise iptal edildi. Ceza verilen yayın kuruluşu sayısı 37`si radyo, 8`i televizyon olmak üzere 45 olarak gerçekleşti. Bu cezaların tamamının irtica ile mücadele kavramı çerçevesinde verilmek istendiği anlaşılırken, ceza talep edilen davaların 22 adedi bağlı olunan İdare Mahkemesi tarafından reddedildi.
İŞTE YAYIN İHLALİ OLARAK GÖRÜLEN İFADELER:
* İstanbul`da yayın yapan Üsküdar FM adlı radyo kanalında, 25-26 Kasım 1999 tarihli Düşünce Günlüğü adlı programdaki "Demokratik bir Cumhuriyet yurttaşları tehdit olarak görmez. 28 Şubat sürecinde, henüz tanımı bile yapılmamış irtica sözcüğüne dayanarak, devletin güvenlik birimleri dindar eğilimleri saptanan bazı vatandaşların iç tehdit kapsamında değerlendirildi..." ifadelerine kapama cezası.
* Eskişehir`de yayın yapan ERT FM adlı radyo kanalında, 22 Şubat ve 9 Mart 1999 tarihlerinde yayınlanan konuşma programında yer verilen "Bu ne biçim eğitim sistemidir. Bizim neslimiz, bizim çocuklarımız ne hale gelmiştir Yarabbi..." ifadelerine kapama cezası.
* Gaziantep`te yayın yapan Vahdet Radyo adlı radyo kanalında, 7 Ekim 1998`de yayınlanan programda kullanılan "İstanbul Üniversitesinde başlayan başörtüsü yasağı günden güne büyüyerek Gaziantep Üniversitesine geldi. Onlar, sadece inançları gereği taktıkları başörtüsü uğruna coplandılar" ifadelerine uyarı cezası.
bugün