Hüseyin Kaya / HABER-YORUM
Tunceli-Dersim tartışması bir süredir devam ediyor.
Son günlerde bu tartışmanın fitilini bu kez Komünist belediye başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ateşledi.
Belediye binasının girişindeki “Tunceli” ismi kaldırılıp “Dersim” kondu.
Kemalistler yoğun bir saldırı kampanyası başlattılar.
Belediye Başkanı Maçoğlu, belediye meclisi kararıyla belediye girişinde bulunan tabeladaki "Tunceli" yazısının kaldırılıp "Dersim" olarak değiştirilmesine ilişkin, "Bizim burada yaptığımız şey Dersim'in adını politikleştirmek değil, tersine halkın talepleri doğrultusunda o talebi yerine getirme meselesiydi. Karar, valilik makamına gönderildi, oranın kararına göre davranacağız." dedi.
Yani işin aslı Maçoğlu’nun gözü korktu ve direnmedi, geri adım attı.
Tabii bu arada CHP’den bir açıklama gelmemesi herkesin dikkatini çekti.
İnternette bir tarama yapayım dedim ve karşıma “Kılıçdaroğlu: Tunceli, Dersim olarak değişmeli” başlıklı bir haber çıktı.
Haber şu şekildeydi:
“Hürriyet gazetesinden Onur Konuralp'e konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, Tunceli’nin adının Dersim olarak değiştirilmesine destek verdi.
Kılıçdaroğlu, “Tuncelililer kendilerini Dersimli olarak tanımladıkları için isim değişikliğinin hiçbir sakıncası yok. Tunceli Dersim olursa, olur yani. Keşke bunun için referandum yapılsa, Tuncelililere sorulsa. “Adınız Tunceli mi olsun Dersim mi olsun?” diye. Kabul ederlerse bir sorun yok. Nitekim bir spor kulübü kurdular. Ben o referanduma katılsam, Dersim olmasını isterim, bir sakıncası yok” diye konuştu.”
İşte “Kılıçdaroğlu konuşmuş ve biz gözden kaçırmışız” diye düşünürken haberin tarihine takıldı gözlerim.
15 Ekim 2013…
Yani o Erdoğan’ın bile “Dersim”den söz ettiği, meclis kürsüsünden katliamın belgelerinden söz ettiği tarihler…
Şimdilerde CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu bu konularda konuşmayı sakıncalı buluyor.
Bir tarafta Alevi taban ve müttefik olan HDP, öte tarafta Kemalistler ve İYİ parti…
Yani bu meselede Kılıçdaroğlu, Tunceli-Dersim arasında değil, HDP-İYİ parti arasında sıkışmış durumda.
Hele bir de önümüzde İstanbul seçimleri varken kimseyi küstürmemeli, diye düşünüyor Kemal Bey.
Ve bu meseleyi gündeme getirdiği için Maçoğlu’na içten içe kızıyor.