HABER MERKEZİ
Cumhuriyet Halk Partisi’nin karanlık geçmişi CHP’nin İstanbul seçimlerinde farklı bir strateji izlemesine yol açtı. CHP, İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayı olarak gösterdiği Ekrem İmamoğlu ile seçim sürecinde görünmemeye azami derecede özen gösteriyor. Son dönemlerde kamuoyunda sıkça kullanılan ‘CHP’nin adayı’ söylemi bile CHP’yi rahatsız etti. Kürtlere, Alevilere hatta Türklere yönelik bile sicili kabarık olan CHP, İstanbul’da çıkardığı aday için ‘CHP’nin adayı’ denilmesinden rahatsız oluyor.
İSME ÖZEL ANKET PLANI BİLE YAPTIRDILAR
Geçtiğimiz aylarda Kemal Kılıçdaroğlu'nun, İstanbul için yaptırdığı anketlerde eski il başkanı Gürsel Tekin açık ara birinci çıktı. İlk önce Muharrem İnce'nin de olduğu bir anket yapıldı. İnce birinci, Tekin ise ikinci oldu. Bunun üzerine İnce'nin olmadığı bir anket daha yapıldı. Bu defa da Tekin bu anketten büyük bir farkla birinci çıktı. Anketlerde Ekrem İmamoğlu'nun isminin bir türlü çıkmaması üzerine Kılıçdaroğlu'nun bu defa sadece İmamoğlu için bir anket yaptıracağı iddia edildi. Gürsel Tekin'in ise tabanın kendisini istemesine rağmen PM'nin İmamoğlu'nda ısrarcı olmasına tepki gösterdi.
KAFTANCIOĞLU DA İSTEMEMİŞTİ AMA!
31 Mart seçimleri sonrası mazbatayı alan CHP adayının adeta eşbaşkanı gibi çalışan Canan Kaftancıoğlu bile Ekrem İmamoğlu ismine sıcak bakmamıştı. İmamoğlu için "Müteahhit aday istemiyoruz" çıkışı bile yapan Kaftancıoğlu, seçim sonrası bir an olsun onun yanından ayrılmadı.
AFİŞLERDE DİKKAT ÇEKEN DETAY
Seçim çalışmalarında CHP adayının astırdığı afişlerde de gözden kaçmayan detaylar mevcut. Parti ismi özenle küçük yazılan afişlerde “İmamoğlu” büyük puntolarla dikkat çekecek bir şekilde yazılarak bir algı oluşturuldu. Hatta Ekrem İmamoğlu, basılı ilânlarda fotoğrafının altına adını ve soyadını yazarken bile "Ekrem" kelimesi elyazısıyla ve küçük yazılıyorken, "İmamoğlu" kelimesi belli bir font kullanılarak daha okunaklı ve büyük yazıyor.
CHP’LİLER ORTADA YOK!
CHP kaynakları bile İstanbul seçim kampanyasında sadece Ekrem İmamoğlu’nu öne çıkaran bir sürecin işletileceğini belirtiyor. Milletvekilleri ya da parti yönetiminden hiç kimsenin kampanya boyunca öne çıkmayacağı kaydediliyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da birçok çalışmada geri planda kalmayı tercih ettiği, Ekrem İmamoğlu’nun öne çıkması gerektiği talimatını verdiği kaydedildi.
CHP’NİN KİRLİ GEÇMİŞİ
Seçimi kazanmanın halka inmek, halkla bütünleşmek olduğunu anlayan CHP bu sıralar hem gösterdiği aday üzerinden hem de yürüttüğü seçim stratejilerinde bunu izliyor. Peki kritik bir hal alan İstanbul seçiminde CHP’nin parti olarak öne çıkmayı değil de adayının öne çıkarmasının ana sebebi nedir?
Çünkü CHP’nin kirli geçmişi bunu aşmasına bir türlü müsaade etmiyor. Çünkü CHP asla bugüne kadar karanlık geçmişiyle ilgili ne bir özür diledi ne de hata olduğunu kabul etti. Özellikle geçtiğimiz seçim döneminde Ekrem İmamoğlu’nun, halkla sıcak temas kurduğunda, bir teyzenin ağzından duyduğumuz "senin partin beş para etmez" tepkisi CHP’lileri asıl zora sokan konuların başında geliyor. Bunun sebebi, CHP’nin “tek parti dönemi”nde yaptığı ve kendi târihinde kara leke olarak duran uygulamalar. Bunların ne olduğunu herkes biliyor, ama CHP kabul edip özür dilemiyor. Bu, Ekrem İmamoğlu’nun şahsında değil, kim aday olursa olsun, o kişinin sırtına yüklenecek bir kambur olarak duruyor. Bu yüzden özellikle ‘CHP’nin adayı’ söyleminden rahatsız olan CHP, "İmamoğlu" vurgusunu çokça kullanıyor.
CHP NEDEN SAKLANMAYI TERCİH EDİYOR?
CHP bugüne kadar aldığı en büyük başarı olan İstanbul seçimlerindeki adayın arkasında durmaktansa neden itinayla saklanıyor? Çünkü CHP’nin geçmişte yaptığı halkın zihnine kazınmış ve bu kirli geçmişten dolayı vatandaşlar mümkün mertebe CHP’den uzak duruyor. Geçtiğimiz gün kendilerine zulüm yapılmış kesimlerin bugün CHP’nin yanında yer almasının kendisini şaşırttığını dile getiren bir yazı yazan yazarımız Dr. Bekir Tank da konuyla ilgili şunları kaleme almış, şu önemli tespitlerde bulunmuştu; “Mesela Alevilerden, Kürtlerden, Türklerden ve Müslümanlardan bazılarının hala CHP’de ısrar etmelerinin nedenini anlayamıyorum. Çünkü dünkü CHP ile bugünkü CHP arasında herhangi bir fark göremiyorum… Ne idi dünkü CHP? Dünkü CHP, 1937 Dersim Katliamının faili ve suç ortağıdır. Ve dünkü CHP, katliamdan kurtulup mağaralara sığınan masum insanları dahi fare zehriyle öldürecek kadar vahşidir! Dünkü CHP, Kürtleri inkâr, asimilasyon ve imha politikalarının mimarıdır! Ve dünkü CHP, Kürtçeyi yasaklayan, konuşanları envaiçeşit cezalara çarptıran, Kürtleri yurtlarından eden ve köylerini başlarına yıkan bir partidir! Dünkü CHP, tarihin bir dönemine adını şan ile yazan Türk’ü dünya kamuoyuna ırkçı olarak gösteren bir partidir! Ve dünkü CHP, onlarca halkı bütün farklılıklarıyla birlikte yüzlerce yıl boyunca bir arada barış, güven ve refah içinde yaşatan Türk’ün yüzkarasıdır! Dünkü CHP, İslam’ı anayasadan çıkaran, Müslümanın mabedine tecavüz eden, kıyafetine karışan ve İslam’ı ne kadar yaşayabileceklerine kadar müdahale etme hakkını kendisinde gören despot bir yapıdır!”
Yakın geçmişte bile adı “ikna odaları”, başörtüsü yasakları, Kur’an Kursu düşmanlığı ile anılan CHP zihniyetinin ittifak yaptığı bileşenlerinin tabanlarının etkilenmemesi için böyle bir yola başvurduğu tahmin ediliyor.