HABER YORUM / DOĞRUHABER
Antalya’da çeşitli suçlardan cezaevine giren 17 yaşındaki U.K çıkar çıkmaz yeniden suç işlemeye başladı.
Gazetelerin 3. Sayfasına adli haber olacak olan olayın sosyolojik etkileri, neden böyle olduğu ise üzerinde düşünülmeyen yakıcı gerçeklerden biri.
Mübarek ramazan ayında muhtemelen müslüman olan 17 yaşındaki bir genç neden çıkar çıkmaz tekrar suç işler? Hem de intikam alır gibi 11 iş yerinde hırsızlık yapar?
Meselenin polisiye boyutu biliniyor. Kameralar izlendi, hırsızın eşkâli tespit edildi ve yakalamaya çalışılıyor.
Peki sadece bu mu?
Neden cezaevinde bu gençleri rehabilite edecek, haramdan korunma duygusunu güçlü bir şekilde enjekte edecek bir mekanizma yok.
Bu olay cezaevlerinin rehabilite edemediğini, ıslah etme mekanı olmaktan çıkıp sırf ceza verme yerine dönüştüğünü; aslında asıl rehabilite edilmesi gerekenin cezaevi mantığı olduğunu gösteriyor.
Evet 17 yaşındaki U.K cezaevinden çıkar çıkmaz yine suç işledi. Peki sormak gerek suçlu kim. 17 yaşındaki bir çocuk nasıl suç makinasına dönüşür?
Gazetelerin 3. Sayfası U.K’yi yerden yere vuracak (elbette kendisi de suçludur) ama asıl suçlu bu sistemdir. Öğüten, yok eden, bencilleştiren, ahmaklaştıran sistem...
Devlet suçlu ile mücadele ederek suç ile mücadele ettiğini sanıyor. Oysa suç ile mücadele suça giden yolu tıkamakla, suç işleme meyli olan gençleri rehabilite etmekle, aç ise doyurmakla olur.
Bunlar yerine getirilmeden yapılan şey suç işlendikten sonra suçluyu gözaltına almak işlemidir ki bu suçlu ile mücadeledir.