Birçok İslam ülkesini ya işgal eden ya da kukaları vasıtasıyla esarete mahkûm eden emperyalist ABD en son türlü bahanelerle İran’ı hedef almış durumda. İran’ın ABD’nin köle düzenine karşı durduğu için hedef haline geldiğini vurgulayan akademisyen ve yazarlar, Amerika’nın sadece İran’a karşı değil tüm İslam dünyasına karşı olduğunu, İran’ın düşmesi halinde sıranın Türkiye başta olmak üzere diğer İslam ülkelerine geleceğini belirttiler.
Müslümanları İran’ın yanında durmaya çağıran akademisyen ve yazarlar, Müslümanların şeytani güçlere karşı birbirlerini desteklemesi gerektiğini, Müslümanların güçlerini birleştirip dik durması halinde ABD’nin hiçbir şey yapamayacağını ifade ettiler.
Akademisyen Davut Okçu ve Yazar Sadullah Aydın konuyla ilgili İLKHA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundular.
“ABD dünyayı kendi hegemonyasına almak istiyor”
Amerika’nın kırk yıldır İran’ı hegemonyasına almaya çalıştığını belirten Okçu, “Amerika’nın İran’dan istediği yeni bir şey değil. Amerika sadece İran ile ilgili bir takım hesapların içinde değildir. Amerika’nın bugününü sağlayan zihniyete baktığımız zaman geçmişten bugüne kadar dünyayı kendi hegemonyasına almak istediğine dair pek çok işaret var. Geçmişte Müslümanlar ne zaman güçlüyse dünya da bir adalet yaşamıştır, dünyada barış ve huzur olmuştur. Osmanlı imparatorluğu üç kıtada hâkim olduğu zaman Almanya ve Fransa Osmanlı’dan adalet istiyordu ve Osmanlı onlara adalet dağıtıyordu. Daha geçmişe gittiğimiz zaman Müslümanlar gittikleri her yerde devletleri eliyle adalet dağıtmışlardır.” dedi.
“Bir köle düzeni kurmaya çalışıyorlar”
Konuşmasının devamında Okçu, şunları söyledi:
“Ama ne zaman Müslümanların dışındaki cahiliye fikirleri dünyaya silahlarıyla egemen olduysa o zaman bütün insanlık kan ve gözyaşı yaşamıştır. Birinci dünya savaşı bu zalimlerin eliyle olmuştur. İkinci dünya savaşı yine faşizmin eliyle olmuştur. Bugün de bir başka şekilde cahiliye bir köle düzeni kurmaya çalışmaktadır ve Amerika sadece silahlarıyla değil ekonomisiyle dünyada bir köle düzeni oluşturmuştur. Dünyada ortalama kişi başına 31 dolar gelir geliyor. Ancak oluşturdukları bu köle düzeni sayesinde dünyanın yarısı 2 doların altında bir gelire sahiptir. Yani 3 milyar insan bir günde 2 dolar bile alamıyor. Ama Amerika’daki, ya da Avrupa’daki bu düzen onlara günde yüzlerce dolar kazandırıyor. Bunu İslam âlemini sömürerek sağlıyorlar ve bu sömürüyü de kabul etmeyen Müslümanlara karşı sürekli zulmediyorlar.”
“İran köle düzenini kabul etmediği için hedefte”
Amerika’nın köle düzenine İran’ın karşı durduğuna işaret eden Okçu, “Bu yüzden İran onların hedefindedir. Geçmişte Saddam Hüseyin karşı durmuştu, Saddam Hüseyin’in ülkesini bir bahane bulup yerle bir ettiler. ‘Kimyasal silahın var’ dediler Irak’ı yerle bir ettiler. Ama Irak’a girdikleri zaman kimyasal silah ürettiklerini de görmediler. Aynı şekilde İran’a yönelik bütün suçlamalarında da geçmişte ‘sen nükleer enerji, atom bombası üreteceksin’ diye baskı yaptılar. Sonra İran Avrupalı ülkelerle bir araya geldi, nükleer silah üretmediğini ispatladı, arada bir anlaşma oldu, ambargo uygulanmayacaktı; ama netice itibariyle tekrar gördük ki, ABD bu anlaşmayı kabullenmedi ve tekrar İran’a yönelik ekonomik ve silahlı ambargolarını sürdürmeye başladı. Şu an gelinen nokta budur.” diye konuştu.
“Amerika bütün İslam ülkesine karşı sopasını gösteriyor”
Amerika’nın sadece İran’a karşı değil tüm İslam alemine karşı olduğunu vurgulayan Okçu, konuşmasına şöyle devam etti:
“ABD Afganistan’a, Yemen’e, bütün İslam ülkelerine karşıdır. Şu son zamanlarda yaptıkları bile bunu gösteriyor. 15 Temmuz’un, 12 Eylül’ün,12 Mart Muhtırasının, 1960 darbesinin arkasında Amerika vardır. İran’a yaptıkları yeni değildir. Ama bizim esas üzüldüğümüz şey şu; Amerika bütün İslam ülkesine karşı sopasını gösteriyor, Amerika’nın yandaşları yine bizim Müslümanlardır. Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır’ın, Suudi Arabistan’ın mevcut yönetimi onların yanında duruyor. Biz Müslümanlar olarak eğer dik durursak, Amerika’nın bize yapabileceği hiçbir şey yok; ama bizim kurdumuz bizim içimizdendir.”
“Müslümanlara düşen İran’ı yalnız bırakmamaktır”
“Bugün İran’ın yalnız kalması yine biz Müslümanların, İslam devletlerinin duyarsızlığından kaynaklanmaktadır” diyen Okçu, “Amerika en büyük şeytan olduğunu, kapitalist bir güç olduğunu ve dünyayı sömürmek peşinde olduğunu bir kez daha İran’a karşı gösterdiği tutumla ortaya koymuştur. Müslümanlara düşen İran’ı yalnız bırakmamaktır. Çünkü bugün eğer İran’ı alt ederse yarın sıranın Türkiye’ye gelmeyeceğini kimse garanti edemez. Sıranın Türkiye’ye gelmemesi için bizim İran’ın yanında olup, ona destek çıkmak zorundayız.” ifadelerini kullandı.
“Sadece İran’ın değil tüm Müslümanların buna karşı çıkması lazım”
Amerika’nın İslam dünyasına yönelik istila hareketindeki amacın hem kültürel bir hegemonya hem de ekonomik bir üstünlük kurmak olduğuna dikkat çeken Okçu, şunları söyledi:
“İran gibi devletler de buna karşı çıkıyor. Sadece İran’ın değil tüm Müslümanların buna karşı çıkması lazım. Bizim kültürümüzün, ekonomik zenginliğimizin elimizden alınmasına müsamaha göstermememiz lazım. Bu toprakların zenginliğinin bu topraklarda yaşayanlara ait olması lazım. Arabistan’daki, İran’daki, Azerbaycan’daki petrolün gerçek sahibi bu topraklarda yaşayan insanlardır. Ama bizi birbirimize düşürüp, bizi daha sonra birbirimizden kurtarıyor ve yeraltı zenginliklerimize sahip oluyor. Irak halkına, 'seni Saddam’dan kurtaracağım, demokrasi, insan hakları' dedi. Bütün bunlar boş şeylerdir. Amerika’nın demokrasiden, insan haklarından anladığı yok. Sadece kendi çıkarından başka bir şey anlamıyor. Demokrasiyle gelen iktidarlarımızı bile alt etmeye çalışıyor. Mursi demokratik bir usulle iktidara gelmemiş miydi? Kendi hegemonyalarını kurmak için sadece o kelimeleri alet ediyor. Amerika’nın yaptığı sadece budur.”
“Hem ‘Nemrut’a karşıyım’ diyeceksiniz hem de Nemrut’un İbrahim’i yakan ateşine odun taşıyacaksınız, bu ikiyüzlülüktür”
Müslümanların güç birliği oluşturmaları gerektiğini belirten Okçu, “Eğer bugün zalimler ayakta duruyorsa bizim insanımızın onlara verdiği destekler sayesindedir. Bizim kendimizle samimi olmamız gerekiyor. Hem ‘Nemrut’a karşıyım’ diyeceksiniz hem de Nemrut’un İbrahim’i yakan ateşine odun taşıyacaksınız. Bu ikiyüzlülüktür. Müslümanlar Müslümanların yanında durmak zorundadır. İslam âlemi bunu sağlamak zorunda ki, Amerika gibi zalimler ve şu toprakları sömüren o sömürgeci güçler mahkûm olsun. Ancak dünyaya barış Müslümanların bir araya gelip kenetlenmesiyle mümkündür. Bunun dışında bir yol yok. Onun için basit çekişmelerden biz Müslümanların vazgeçmesi gerekiyor. Yoksa Amerika tek tek hepimizi bölüp parçalayacak ve İslam’ın bize sağladığı izzeti koruyamayacağız, zelil ve perişan olacağız.” şeklinde konuştu.
Yazar Sadullah Aydın ise ABD’nin hiç bu kadar İran’a karşı pervasızlaşmadığını, bu cesareti ümmetin bölünmüşlüğünden aldığını ifade ederek, tüm İslam ümmetinin İran’a yönelik savaş tamtamları karşısında ayağa kalkması gerektiğini kaydetti.
“İran’ı çökertmek istiyorlar”
ABD’nin son günlerde İran’a yönelik tehdit dilini savaş çıkaracak bir boyuta ulaştırdığını söyleyen Aydın, “ABD bir taraftan ekonomik olarak İran’ı çökertmeye çalışırken, öbür taraftan da savaş gemilerini İran’a yakın kara sularına demirlemiş durumda. Yine nükleer başlık taşıma kapasitesine sahip bombardıman uçaklarını da Körfez’e gönderdi. Bu arada ABD uşağı Suudi ve diğer Körfez ülkeleri İran’la savaşmak için gönderilecek on binlerce ABD askerine topraklarını ve kara sularını açma kararı verdiler. Son olarak iki gün önce ABD başkanı İran’ı yok etmekle tehdit etti.” diye konuştu.
“Eğer İran düşerse…”
Tüm İslam ümmetini bir istila ve talanın beklediğini söyleyen Aydın, “Kırk yıldır İran’daki İslami yönetimi çökertmeye çalışan ABD ve müttefikleri hiç bu kadar azgınlaşmamış, pervasızlaşmamışlardı. Kanaatimce ümmet arasındaki bölünmüşlük, tefrika, Müslümanların birbirleriyle uğraşıp zayıf düşmeleri ve İslam ülkelerinin peş peşe işgal edilip talan edilmesi karşısında İslam ümmetinin pasif duruşu tercih etmesi ABD ve müttefiklerini cesaretlendirdi. Eğer İran’a yönelik savaş tamtamları karşısında ümmet olarak ayağa kalkmasak Allah muhafaza İslam dünyasını kasıp kavuracak bir işgal, istila ve talan akınına onay vermiş oluruz. Şu an İslam ümmetinin ayakta durmaya, bağımsız olmaya çalışan iki üç ülkesinden biri de İran’dır. Eğer İran düşerse sıra Türkiye ve Pakistan’a gelir. Ümmet hiç olmadığı kadar büyük bir tehdit altındadır. İstila tehdidi altındadır.” dedi.
“Kardeşlerin birbirleriyle uğraşmaya devam etmesi büyük bir gaflettir”
Bu sorunun sadece İran’ı ilgilendiren bir sorun olmadığını ifade eden Aydın, konuşmasına şöyle devam etti:
“Sorunu doğru okumalı ve teşhisi doğru koymalıyız. Bu mesele İran ile Amerika’yı ilgilendiren özel bir mesele midir? Yoksa tüm ümmeti, tüm İslam dünyasını ilgilendiren, İslam dünyasının kaderini belirleyecek bir mesele midir? Eğer Amerika’nın sadece İran’ı tehdit ettiğine, sadece İran’la derdi olduğuna, İslam ümmetiyle bir sorunu bulunmadığına ve İslam ümmetinin varlığını tehdit etmediğine inanıyorsak o zaman diyecek bir şey yok. Ama Amerika’nın bütün bir ümmeti, İslam dünyasını hedef seçtiğini kabulleniyorsak o zaman bahanelerinin arkasına sığınmanın sırası değil. Ümmetin varlığı tehdit altındaysa ama İran da şu konuda hata yaptı, İran’ın şu politikası yanlış dememizin lüksü yok. Düşman evin etrafını ateşe vermişse ve evi içindekilerle birlikte yok etmek, yakıp kül etmek istiyorsa evin içindeki kardeşlerin birbirleriyle uğraşmaya devam etmesi büyük bir gaflettir.”
“Âlimler, aydınlar, siyasiler ve tüm Müslüman halklar ABD’nin vahşi saldırıları, haydutça politikaları karşısında ayağa kalkmalı”
ABD, siyonist işgal rejimi ve müttefiklerinin İslam dünyasına yönelik hayâsız bir akım, bir Haçlı akımı başlatmış durumda olduklarını kaydeden Aydın, “İslam ülkeleri bir bir işgal edilmekte, ümmet çocuklarının yurt edindiği coğrafyalar bir bir düşmektedir. Şimdi sıra İran’da… İran bölgesel bir güç olduğu için onunla yapılacak savaş çok daha çetin, yıkıcı ve kanlı olacaktır. Eğer İran düşerse Allah muhafaza Türkiye de Pakistan da düşer ve diğer İslam ülkeleri de… Âlimleri, aydınları, siyasileri ve tüm kesimleriyle Müslüman halklar ABD’nin vahşi saldırıları, haydutça politikaları karşısında ayağa kalkmalı, mezhebi ve kavmi ihtilaflarını bir kenara bırakmalı, tüm güçleriyle ABD’nin Haçlı seferine karşı durmalılar. Kurtuluşun tek yolu ümmetin uyanışı, birliği ve vahdetidir.” ifadelerini kullandı.(Mehmet Fatih Akgül-İLKHA)