Ramazan ayının sonuna doğru gelinirken, itikâf ibadeti hakkında açıklamalarda bulunan Mardin'ni Midyat İlçe Müftüsü Mehmet Şafi Bilik, "İtikâfın kişinin dünyevi tüm meşgalelerinden sıyrılarak kendisini bir süreliğine Allah'ın evinde O'na vakfetmesidir." dedi.

Zekat, fıtır sadakası, Kadir Gecesi ve mukabele gibi ibadetlerin Ramazan ayında ecir bakımından daha büyük anlam taşıdığını belirten Bilik, Peygamber Efendimiz'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem)  başlatmış olduğu itikaf sünnetinin de Müslümanlar tarafından her Ramazan'ın son 10 gününde ihya edilerek günümüze kadar gelen bir sünnet olduğunu söyledi.

"Kendini Allah'a vakfetmektir itikâf"

İtikâfın Müslümanların unuttuğu sünnetlerden olduğunu ifade eden Bilik, "Özellikle Ramazan ayının son 10 gününde Peygamber Efendimizin yaptığı şekliyle Allah'ı anmak, Allah'ı zikretmek, Allah ile hemhal olmak, geçmişi bir daha gözden geçirmektir itikaf. Ne yapıp ne etmiş, bunun bir muhasebesini yapmak, dünyevi bütün ilişkilerini kesip kendini Allah'a vakfetmektir itikâf. Hazreti Peygamber Efendimizin bir sünnetidir. Ramazanın son on gününde itikâfa girerdi Mescidi Nebevi'de. İşte ondan sonraki nesillerden itibaren günümüze kadar devam ediyor. Ama geldiğimiz noktada unutulmuş bir sünnet olarak karşımıza çıkıyor. İnsanlarımızın unuttuğunu görüyoruz maalesef. İtikâfa girmek isteyen kardeşlerimiz varsa bununla ilgili gerekli tedbirlerimizi aldık. Hacı Kasım Altunkaya  ve Hazreti Nebi Cami olmak üzere 2  camimiz itikafa açık olacaktır. Beraber itikâfa girilmesinde da fayda var. Belirlediğimiz camilerde itikâfa girmeyi tavsiye ederim. Ama  önemli olan bu sünnetin ihya edilmesi. Artık böyle ihtiyaca binaen eğer daha fazla talep olursa istenilen camide açabiliriz. Şafi mezhebine göre diyor ki literal anlamda yani camiye gittiniz 5 dakika kalıp niyet getirirseniz itikâf olur. Ama bizim bildiğimiz itikâf kavram olarak; İslam dininde şer'i bir kavram olarak Ramazan'ın son 10 günü dünyadaki her türlü şeyi bırakıp Allah için camiye hapsolmak, ibadete, Allah'ı anmaya hapsetmek demektir.  Bütün mezheplerde sünnettir.  Teşvik edilen gereken bir sünnettir. Unutulmaması için ayakta tutulması gerekiyor. İtikâfta sadece abdest için dışarı çıkılabilir." dedi.

İtikâfa gireceklerin son 10 günde bin aydan hayırlı kadir gecesinin de aranabileceğini belirten Bilik, "Bir de bu son on günde Kadir Gecesi'ni de aramak lazım.  Peygamberimize Kadir Gecesi'ni sorduklarında son on günde arayınız demiştir. İtikâfın bir diğer yönü de aslında bu on günde Kadir Gecesi'ni aramak var. Yani şu niyetle de itikâfa girilebilir. On gün boyunca hem itikâfa girip hem de Kadir Gecesi'ni aramak, Kadir Gecesi'ni itikâf halinde karşılamak çok daha iyi olur."
 

"İtikâf halinde en çok Kur'an'a odaklanmalı"

İtikâf halinde yapılması gereken ibadetler hakkında bilgi veren Bilik, "Tabii oruçlu olması hasebiyle oruç ibadeti devam ediyordur. Kur'an-ı Kerim'e özellikle odaklanmak çok önemli. Yani özellikle Peygamber Efendimizin sünneti mukabele olarak sürdürdüğümüz sünnet zaten devam ediyor. Kur'an-ı Kerim ile hem hal olmak lazım. Kur'an-ı Kerim ile iç içe olmak lazım. Hatta Kur'an-ı Kerim'i daha iyi anlayabilmek için o 10 günde böyle çok sevdiğimiz bir tefsir alıp altını çize çize, yanlış anladığımız bir yerler varsa düzelte düzelte, hayatımıza aktara aktara ve tilavet edercesine hayatımıza aktarılması için çok önemli bize bir fırsat olduğu kanaatindeyim." dedi.

Bilik, itikafta Müslümanların nefis muhasebesi de yapması gerektiğini belirterek, "Hazreti Ömer'in deyimiyle, 'hesaba çekilmeden önce kendini hesaba çekecek'. İtikâf adı üstünde yani 10 gün boyunca insanın kendisinin ibadet için camiye hasretmesidir . Dünyevi her şeyden ilişkisini kesecek. Sadece yemek içmek dışında camide ibadetle geçilecek. Dünyevi kelamın dışında sohbet olabilir. İslami konularda yanındaki itikâfa girenlerle sohbet edebilir. Soru sorabilir. Ama camiyi terk etmeme konusunda da 10 gün boyunca kendisini adeta Allah'a vakfedecek." diye konuştu.

Ramazan'ın ayını yarıladığımızı hatırlatan Bilik, bu son günlerin dolu dolu geçirilmesi gerektiğini vurguladı. (Süleyman  Tunç-İLKHA)