Kısa bir zaman önce “emeğin hakkı, eğitimin özgürleşmesi için” sloganıyla yola çıkan Eğitim İlke-Sen (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası), Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan, “Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık Ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik”teki yasakçı ve ayrımcı ifadeleri eleştiren bir basın açıklaması yaptı.

Eğitim İlke-Sen’in kurucu başkanlığını yürüten Doğan Özlük, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şöyle dedi:

Yasakçı yönetmelik istemiyoruz!

Basına ve kamuoyuna;

Yıllardır hukuksuzca yürütülen ve bugüne kadar yüz binlerce öğrenciyi, öğretmeni, kamu çalışanını apaçık bir zulme uğratan başörtüsü yasağının, Bakanlar Kurulu tarafından kararlaştırılan “Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık Ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik” ile bir kez daha karşımıza çıkmasını kesinlikle kabul etmiyoruz.

Yönetmelikte “Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde kılık ve kıyafet serbesttir.” hükmü getirilirken, “Öğrenciler okul içinde baş açık olarak bulunur.” hükmü, 12 Eylül ile hesaplaşma iddialarının bulunduğu siyasi bir atmosferde, 12 Eylül zihniyetinin yasakçı bir uygulamasının nasıl olup da yönetmelikte yer bulabildiği sorusunu gündeme getirmektedir.

Tektipçi ve dayatmacı bir yönetmeliğin yıllar sonra değiştirilirken öğrenciler için sağlanan serbestlikten Müslüman kimliğin emarelerinden başörtüsünün ve yine erkek öğrenciler için sakalın yasaklanıyor olması, onlarca yıldır devam eden haksız bir uygulamaya yasal bir dayanak teşkil edecek, yasakçı zihniyeti cesaretlendirecektir.

Nitekim, yönetmelik henüz uygulamaya koyulmadığı halde başörtüsüne getirilen yasak, bir takım okul yönetimlerini şimdiden harekete geçirmiştir. Bir süredir okullarına başörtülü gitmekte ısrar ederek en doğal haklarını savunan bazı ilköğretim öğrencilerine, okul yöneticileri tarafından “Hatamdan dolayı öğretmenim tarafından uyarıldım ama bu hatamı tekrarladım. Hatamı anladım, kılık kıyafet kurallarına uymadığım için özür diliyorum. Bir daha bu davranışımı tekrarlamayacağıma ve tüm kurallara uyacağıma dair söz veriyorum” yazılı kağıtlar imzalatılmaya çalışılmıştır!

Yönetmelik, kız öğrencilere başörtüsü, erkek öğrencilere sakal yasağı getirerek geçmişten beri kesintisiz süren bir zulme sağladığı yasal dayanak ile yıllardır kesin bir çözüm bekleyen bu sorunu derinleştirmekten başka bir sonuç vermeyecektir.

Ayrıca bu yönetmelik, başörtülü eğitim almak isteyen öğrencilere imam-hatip okulları dışında başka hiçbir tercih hakkı bırakmayarak, apaçık bir ayrımcılığa yol açacaktır. Başörtülü olarak anadolu, fen ve liselerinde, ya da örneğin kız meslek liselerinde aşçılık, fotoğrafçılık, grafikerlik, tekstil ya da giyim-üretim gibi alanlarda öğrenim görmek isteyen bir öğrenci, inancıyla okulu arasında tercihe zorlanmaktadır!

Kılık-kıyafet konusundaki serbestlik pedagojik açıdan farklı şekillerde ele alınabilir, değerlendirilebilir, destekleyici ya da karşıt argümanlar geliştirilebilir. Fakat bu yönetmelikte tartışılmadan itiraz edilmesi gereken bir husus varsa o da başörtüsü yasağıdır! Yine sakal konusunda getirilen yasak da Müslüman erkeklere yönelik başka bir ayrımcı uygulamadır, bunun da tarafımızca doğru bulunması mümkün değildir!

Başörtüsü yasağının siyasi iradenin insafına bırakılması, akıbetinin iktidarın siyasal istikbaline endekslenmesi, anayasal bir serbestlik sağlanmayarak fiili bir durumun belirsizliğine terk edilmesi kesinlikle doğru bir tutum değildir. Bir günlük, bir seferlik protestolardan öteye geçmek ve çözüm için sonuna kadar hakkımızı aramak hepimiz için önemli bir sorumluluktur. Bu konuda, hak, adalet ve özgürlük temelinde toplumun bütün kesimlerini, sendikaları ve sivil toplum kuruluşlarını net bir irade ve taleplerinin arkasında sonuna kadar durmaya davet ediyoruz.

Eğitim İlke-Sen, hizmet alan-hizmet veren ayrımını reddederek, başörtüsünün hayatın her alanında şartsız-sınırsız serbest olmasını; İslam dininin gereklerine uygun eğitim almak veya vermek isteyenlerin haklarının iade edilmesini savunmaktadır.

Tüzüğümüz de deklare ettiğimiz gibi, başörtüsüne sadece öğrenciler için değil herkes için şartsız-sınırsız serbestlik sağlanana kadar bu hukuksuz zorbalığın takipçisi olacağız.

DOĞAN ÖZLÜK

EĞİTİM İLKE-SEN GENEL BAŞKANI