İBRAHİM SEVGİLİ / DOĞRUHABER

Geçtiğimiz aylarda İran’la gerçekleşen nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilen ABD, İran’ı yeni bir anlaşmaya zorluyor. Önceki anlaşmadan çekilen ABD’nin tekliflerini reddeden İran, tarafların sorumluluklarını yerine getirmemesi halinde yeniden uranyum zenginleştirmeye başlayacağını açıklamıştı. Bu gelişmeler üzerine tansiyon yükseldi. ABD körfeze savaş gemisi gönderdi. İkisi Suudi Arabistan olmak üzere farklı ülkelerden 4 ticari gemi, BAE kara sularında sabotaja uğradı. Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, ülkenin Bağdat Büyükelçiliğindeki tüm ikinci derecedeki personelden Irak'ı terk etmesini istedi. ABD Bağdat Büyükelçiliğinin internet sitesinde yer alan açıklamada, İran ile Basra Körfezi'nde artan askeri gerilim nedeniyle diplomatik temsilcilikte elzem ve acil görevlerde bulunmayan tüm personelin ülkeyi terk etmesi talimatı verildiği belirtildi. Körfez’de gerilim yüksek ve sabotajlara açık. İşgalci ABD her ne kadar savaşa girmeye istekli görünmese de savaş lobisi bölgeyi yeni bir kaosa sürükleyebilir.

Konuyla ilgili gazetemize açıklamada bulunan HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, ABD’nin bölge ülkelerini teslim almak için blöf yaptığını belirtti. İran ve P5+1 ülkeleri arasında imzalanan anlaşmaya değinen Eşin, “İran ve P5+1 (ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere ve Almanya) ülkeleri arasında Temmuz 2015’te imzalanan nükleer anlaşmadan ABD, yaklaşık bir yıl önce tek taraflı olarak çekildi. Bu çekilmeyle birlikte İran’a yönelik yeni ekonomik ambargo kararları alındı. Trump, bazı Müslüman ülkelerin yöneticilerini de yanına alarak İran’a karşı askeri güç kullanma tehditlerini savurdu.  Körfez ve Hürmüz Boğazı’na yeni savaş gemileri ve ağır bombardıman savaş uçaklarını sevk etti. Bu gelişmeler yaşanırken, BAE’nin Fuceyra limanında 4 tane ticari gemiye sabotaj yapıldığı basına yansıdı. İran, olayı ürkütücü olarak niteleyip ortak soruşturma talebinde bulundu. Bütün bunlar ne anlama geliyor, Amerika, İran’a saldırır mı? Karşılıklı bir savaş çıkar mı? Çıkarsa ne olur? Soruları ister istemez sorulmaktadır.” şeklinde konuştu.


HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin

“İRAN, NE SURİYE NE DE IRAK’DIR”

“Amerika’nın İran’a saldırmaması için birçok neden var” diyen Eşin, şöyle devam etti:“Ekonomik sıkıntılar, Çin ve Rusya ile arasında esen soğuk rüzgârlar, İran ile olan Nükleer antlaşmadan çekilmeyen, yeni ekonomik ambargolarda isteksiz olan Avrupa’yla yaşadığı çeşitli sıkıntılar, Irak’tan birliklerini çekmiş, Suriye’den de çekmenin hesabını yaparken yeni bir cephe açmanın zorluğu. Bütün bu nedenlerden öte Amerika’yı esas endişelendiren İran’ın askeri ve siyasi gücü. Evet, İran’ın askeri gücü Amerika ile boy ölçüşemez; ama İran, ne Suriye ne de Irak’tır.” 

“AMERİKA BLÖF YAPIYOR”

Amerika’nın tehditlerinin blöften öte bir anlam ifade etmediğini belirten Eşin,  “İran’dan yapılan açıklamalarda da savaş istemediklerini ve olmayacağını, ama Amerika’ya da boyun eğilmeyeceği ifade edilmekte. Dolayısıyla Amerika’nın tehditleri blöften öte bir anlam ifade etmiyor. Savaş isteyen tek bir taraf var; Siyonist İsrail. İslam ümmeti, Amerika’nın tasallut ve tehditlerini bertaraf etmelidir. Siyonist işgali sona erdirmelidir. Bu da birlik ve beraberlikten, kardeşlik hukuku ve kucaklayıcı olmaktan geçer. Amerika ve israil politikalarına karşı durmak izzet, teşne olmak zillet ve büyük bir vebaldir, hiçbir Müslümana yakışmaz.” ifadelerini kullandı.

 TRUMP 120 BİN ASKERİ REDDETTİ: DAHA FAZLASINI GÖNDERİRDİK

ABD Başkanı Donald Trump, New York Times (NYT) gazetesinin yayımladığı "ABD, İran tehdidine karşı bölgeye 120 bin asker göndermeye hazırlanıyor" şeklindeki haberin doğru olmadığını belirterek, “Eğer planlamış olsaydık daha fazlasını gönderirdik” dedi.

Beyaz Saray'ın bahçesinde basın mensuplarına gündemi değerlendiren Trump, İran'la artan gerilime ilişkin açıklamalar yaptı.

Trump, bir soru üzerine, NYT gazetesinin yayımladığı ve "ABD'nin, İran tehdidine karşı bölgeye 120 bin asker göndermeye hazırlandığı" iddiasını içeren haberine ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı: "NYT'nin haberi ise kesin yalan haberdir. NYT yalan haber yazıyor. (Bölgeye asker gönderme) Bunu kesinlikle yapardım ancak böyle bir şeyi planlamadık. Umarım planlamak zorunda da kalmayız. Eğer planlamış olsaydık bundan daha fazla asker gönderirdik."

Trump'ın İran'a karşı 120 bin asker gönderme gibi bir plan yapmadıklarını belirtmesine rağmen, "eğer planlamış olsaydık daha fazla asker gönderirdik" şeklindeki açıklaması, ABD'nin İran'la askeri bir karşılaşma ihtimalini göz ardı etmediği şeklinde yorumlandı.

Trump, konuya ilişkin daha önce yaptığı açıklamada da, İran'ın ABD'ye karşı herhangi bir adım atması durumunda karşılığının "ağır" olacağını söylemişti.

HAMANEY: ABD GERİ ADIM ATMAK ZORUNDA KALACAK

İran lideri Ali Hamaney, "ABD bugünkü tavrını sürdürdükçe müzakere zehirdir. Bugünkü ABD hükümetiyle yapılacak müzakere, çifte zehirdir." dedi.

Ofisinden yapılan açıklamaya göre Hamaney, İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Meclis Başkanı Ali Laricani, Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi, Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Başkanı Sadık Laricani başta olmak üzere ülkenin önde gelen siyasetçi ve askeri yetkilileriyle iftarda bir araya geldi.

Hamaney, burada yaptığı konuşmada, İran'ın da ABD'nin de savaş peşinde olmadığını ve bu mücadelenin "iradelerin çarpışması" olduğunu belirterek, "Bizim irademiz daha güçlüdür. İran'ın kesin seçeneği ABD'ye karşı direniştir ve bu mücadelede ABD geri adım atmak zorunda kalacak. Bu askeri bir mücadele değildir, çünkü savaş olmayacak." dedi.

İran'ın içinde bazı kişilerin müzakere etmenin sakıncalı olmadığı yönünde görüş bildirdiğine dikkati çeken Hamaney, "ABD bugünkü tavrını sürdürdükçe müzakere zehirdir. Bugünkü ABD hükümetiyle yapılacak müzakere, iki kere zehirdir. Müzakere yani muamele ve alışveriş ancak ABD'nin hedef aldığı bizim güçlü yönümüzdür." diye konuştu.

İran'da bilinçli ve aydın hiç kimsenin müzakere peşinde olmadığını kaydeden Hamaney, şöyle devam etti: "'Savunma silahlarınızla ilgili müzakere yapalım ve neden bu kadar menzilli füze üretiyorsunuz, menzilini düşürün' diyorlar. 'Eğer biz sizi vurursak üslerimizi vuracak güce sahip olmayın ve cevap verebilecek seviyeye gelmeyin' diyorlar. Ayrıca 'bölgedeki stratejik derinliğiniz ile ilgili konuşalım ve bundan vazgeçin' diyorlar. Hesapçı adamlarla yapılacak müzakere temelden yanlıştır, kaldı ki bunlar hesapçı adamlar da değil ve hiçbir şeye bağlı kalmıyorlar."

ABD IRAK'TAKİ BÜYÜKELÇİLİĞİNİ BOŞALTIYOR

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, ülkenin Bağdat Büyükelçiliğindeki tüm ikinci derecedeki personelden Irak'ı terk etmesini istedi.

ABD Bağdat Büyükelçiliğinin internet sitesinde yer alan açıklamada, İran ile Basra Körfezi'nde artan askeri gerilim nedeniyle diplomatik temsilcilikte elzem ve acil görevlerde bulunmayan tüm personelin ülkeyi terk etmesi talimatı verildiği belirtildi.

Talimat, Washington yönetiminin, geçen hafta İran'ın ve bölgede onun adına hareket eden güçlerin, ABD vatandaşlarını ve çıkarlarını hedef alan saldırılar planladıklarının tespit edildiğini açıklamasının ardından geldi.

Büyükelçilik pazar günü yayımladığı açıklamada, ABD vatandaşlarına "artan gerilimler nedeniyle" Irak'a seyahat uyarısında bulunmuştu.

KÖRFEZ’DE 4 GEMİ SABOTAJA UĞRAMIŞTI

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığı geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, 4 sivil ticari kargo gemisinin, ülkenin doğu sahilindeki El-Fuceyra Limanı yakınlarında sabotaja uğradığını belirtmişti. Suudi Arabistan Enerji Bakanı Halid El-Falih ise saldırıya uğrayan tankerlerin, yükledikleri petrolü ABD’ye götürdüklerini söylemişti.

İran, olayın ürkütücü olduğunu açıklayarak ortak soruşma çağrısında bulunmuştu.

Olayın failiyle ilgili henüz bir açıklama yapılmadı.

İSPANYA SAVAŞ GEMİSİNİ KÖRFEZ’DEN ÇEKTİ

ABD’nin İran’a yönelik savaş tehdidine ilk tepki İspanya’dan geldi. İspanya Savunma Bakan vekili Margarita Robles, İran ile bir çatışmanın içerisine çekilmek istemediklerini söyledi ve ABD donanmasında yer alan firkateynlerini çekeceklerini açıkladı.

Robles, Washington ile İran arasındaki anlaşmazlık sebebiyle Körfeze gönderilen ABD donanmasının içinde geçici olarak yer alan İspanyol firkateyninin 125 mürettebatıyla birlikte bu gruptan ayrılması emrini verdi.