Sağlık-Sen Bitlis Şube Başkanı M. Baki Kaya, “12-18 Mayıs Hemşireler Haftası” dolayısıyla açıklamalarda bulundu. En zor şartlarda hizmet veren, her türlü riskle karşı karşıya kalan hemşireler başta olmak üzere sağlık çalışanlarının, çalışma ortamlarının ve özlük haklarının iyileştirilmesi gerektiğini belirten Kaya, hemşirelerin hak ettiği değeri görmediğini söyledi.
Sağlığın var olduğu günden bugüne kadar hemşirelik mesleğinin var olduğuna dikkat çeken Kaya, “Sağlık dediğimizde akla ilk gelen hemşiredir. Bir enjeksiyon yaptığımız zaman aklınıza ilk gelen hemşiredir, doktor değil. Hemşire ne yapar? Hemşire iğne yapar, ilaç verir. Onun için hemşirelik görevi, sağlık var olduğu günden bugüne kadar devam ediyor. Sağlık teşkilatının önemli temel taşlarından biridir hemşirelik.” dedi.
"En önemli sorun sağlıkta şiddettir"
Hemşirenin karşılaştığı birçok sorun olduğunu, bunun en önemlisi de sağlıkta şiddet olduğunu dile getiren Kaya, "Tabi hemşirenin bir sürü sorunları vardır. En önemli sorun ise sağlıkta şiddettir. Hemşire sabah işine gittiği zaman, 'Acaba bugün nereden bir şiddet uygulanır bana, kimler saldırır, günü nasıl tamamlarım?' düşüncesiyle gider. Sağlıkta şiddetin ortadan kaldırılması yönünde Sağlık-Sen olarak çabalarımız oldu. Ama bugüne kadar beklediğimiz bir sonuç elde edemedik maalesef. Hemşirelerin çalıştığı ortamın, günün koşullarına göre en iyi şekilde olması gerekiyor. Hemşire, göreve başladığı zaman kendini güvende hissetmeli ve çalıştığı sürece herhangi bir sorunla karşılaşmamalıdır. Düşünün çocuğunuzu doktora götürdüğünüz zaman, ilk önce ne bekliyorsunuz! Güler yüz. Çünkü hastalığın, şifanın yüzde 70'i güler yüzle karşılanmadır. Doktor veya sağlık görevlisi seni güler yüzle karşıladığı zaman, moralin düzelir. Bu çok önemli bir durumdur. Bu durumu göz önüne aldığımız zaman, hemşireye öyle bir ortamın sağlanması lazım. Güler yüzlü olması için doktora öyle bir ortamın sağlanması gerekiyor. Ücret yönünden olsun, diğer sosyal yönlerden olsun bunun mutlak surette ele alınması lazım. Bunu kesinlikle bekliyoruz. Çünkü kafasında en ufak bir soru işareti olan bir hemşirenin veya bir sağlıkçının insanlara iyi derecede sağlık hizmeti vermesi mümkün değildir. 'Acaba kiramı ödeyebilir miyim, taksitlerimi ödeyebilir miyim, banka kredi kartlarından kurtulabilir miyim?' diyen bir hemşirenin, hiçbir zaman hastalara en iyi şekilde hizmet etmesi mümkün değildir. Zamanın çoğunu bu sorunlara ayırabilir." ifadelerini kullandı.
"Hastayı en iyi şekilde karşılamak bizim temel prensibimizdir"
Sağlık çalışanlarının sadece hemşirelerden ibaret olmadığının altını çizen Kaya, doktor ve hemşireyi olay yerine götüren bir şoförün de sağlık çalışanlarının bir parçası olduğunu ifade etti.
“Zaman zaman hizmet içi eğitimler hastanede düzenleniyor.” diyen Kaya, “Hastayı en iyi şekilde karşılamak bizim temel prensibimizdir. Bizde hasta en iyi şekilde karşılanır. Hasta geldiği zaman mutlak surette psikolojisi bir defa bozuktur. Ya kendisi, ya eşi, ya çocuğu veya bir yakını hastadır. İnsanın bir yakını hasta olduğu zaman psikolojisi iyi olur mu? Bu psikolojik karşısında bizim elemanlarımızın, sağlık çalışanlarında hazır olması lazım. Nasıl hazırlıklı olacak? Güler yüzle karşılık verecek. Zaman zaman görüyor, bizzat kendimiz de yaşıyoruz. En güzel şekilde güler yüzle de karşıladığımız zaman bile ‘Ne sırıtıyorsun?’ diye bize tepki gösteriyorlar haklı olarak. Çünkü adam, bir yerde düşünüyor, 'Ben hasta mı nereye götüreyim, nasıl iyileştireyim, nasıl doktor bulayım?' düşüncesi var. Her ne kadar bizde her türlü imkânlar mevcut ise de bir hasta, sanki hasta mı Diyarbakır’a, Van’a, İstanbul’a, Ankara’ya götürürsem, buradan daha iyi olur düşüncesindedir. Doktor orada 'Ben bu hastayı tedavi ederim.' dediği zaman veya hemşire, ‘Biz burada bakabiliyoruz.’ dediği zaman veya bir idareci, ‘Kalsın burada en iyi şekilde bakılıyor.’ dese de o insanın, o hastanın, o hasta yakının kafasına öyle bir şey yerleşmiş. Bu durum karşısında şiddete başvuruyor. Biz de şiddeti en aza indirmek için zaman zaman eğitim veriyoruz. Personelimiz, verdiğimiz bu eğitimden faydalanarak kendilerini bu şekilde korumaya çalışıyorlar. 'Şiddete sıfır tolerans', dedik. Sıfır toleransın oluşması mümkün değil. Çünkü bize gelen müşterilerimiz hasta insanlar, yani sağlığı iyi olmayan insanlar. Sağlığı iyi olmadığı zaman her şey tabii beklenir." diye konuştu.
"Eş durumu tayinlerinin hiç bir nedene bağlanmaması lazım"
Hemşirenin hak ettiği değeri almadığına vurgu yapan Kaya, özellikle hükümetin eş durumu tayinlerinin önündeki tüm engelleri kaldırması gerektiğini belirtti.
Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hemşireler hak ettiği değeri alıyor mu? Sendikacılık diliyle konuştuğumuz zaman almıyor. Niye almıyor? Bugün Avrupa ülkelerine baktığımız zaman bizim bir hemşireye düşen hasta sayısı 12-13 iken, Avrupa’da bu rakam 2-3’tür. Hem sayı bizde fazla hem de iş yükü fazla, nöbetler çok. En önemlisi eşlerin birbirinden ayrı olmasıdır. Buna bir çözüm bulmaları lazım. Bakıyorsunuz kadın Bitlis’te, erkek Edirne’dedir. Bu evliliği nasıl düşünüyorlarsa bilemiyorum. Bu tür sıkıntıların ortadan kaldırılması gerekiyor. Eş durumu tayinlerinin hiç bir nedene bağlanmaması lazım. Böyle bir durumu hükümetimiz de bakanlığımız da göz önünde bulundurur. Eş durumu tayini önündeki bütün engelleri kaldırır düşüncesindeyim."
"Sağlık çalışanları her türlü riskle karşı karşıyadır"
Sağlık çalışanları her türlü riskle karşı karşıya olduğuna vurgu yapan Kaya, "Hastaneye ayak bastığınız andan itibaren radyasyon alıyorsunuz. Röntgenin, tomografinin, o tür ışınların yaydığı radyasyon var. Herkes nasibini bundan alıyor. Burada sürekli çalışan, genel idari hizmetlerden yardımcı hizmetlere, sağlık hizmetleri sınıfından olsun, hepsi de bu radyasyonu alıyor. Hepsi de tehlike altındadır. Her türlü hastalığı taşıyan hastalar geliyor. Her türlü hastalıkla temas halindedir. Burada bir risk altındadır." dedi.
"Yıpranma payı tüm sağlık çalışanlarını kapsamalı"
Son olarak, yıpranma payının herkesi kapsaması gerektiğini dile getiren Kaya, şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘Sağlık çalışanlarına yıpranma payı verilmelidir.’ dedi. Verdiği sözden 4-5 yıl sonra kanun çıktı, ama herkesi kapsamıyor. Bundan tamamının faydalanması gerekiyor. Çünkü hep birlikte hareket ediyor. O radyasyonu da birlikte alıyorlar, savaş alanına da birlikte gidiyorlar, terör olaylarında da bir yerde bir şehit varsa birlikte almaya gidiyorlar. Burada yıpranma payı birisine çıksın, diğerine çıkmasın olmuyor. Onun için ekonomi ve sosyal hizmetler durumunun iyileştirilmesi yönünde gerekli adımlar atıldığı zaman, umarım ki onların moral ve motivasyonları daha da artacaktır. Verdikleri en iyi hizmeti, en üst düzeye çıkaracaklarından eminim." (Şükrü Tontaş-İLKHA)