MEB`in yeni yönetmeliğinde ilköğretim ve ortaokullar için `başı açık` diye bir ifadenin yer almadığı ancak yeni yönetmelikle liselerde olan yasağın ilkokul ve ortaokullarda da geçerli olduğu kaydedildi. Sivil toplum kuruluşları ise yeni düzenlemenin yasakçılığı artırdığını söyleyerek tepki gösterdi.

Milli Eğitim Bakanlığı`nın okullarda kılık kıyafete ilişkin yeni yönetmeliği eleştirileri de beraberinde getirdi. Okullarda kılık kıyafeti serbest bırakan MEB`in başörtüsü konusunda ise bir adım atamaması tepkileri de beraberinde getirdi. Sivil toplum kuruluşları MEB`in bu kadük düzenlemesine tepki göstererek, her alanda başörtüsüne özgürlük istediklerini yineledi. Yönetmeliğin 4`üncü maddesinde yer alan `Baş Açık` ifadesinin gereksiz olduğunu ve bu konuda MEB`den yeterli bir düzenleme beklediklerini kaydeden sivil toplum kuruluşları temsilcileri düzenlemenin geri çekilmesini ve her alanda başörtüsünün serbest bırakılması gerektiğini kaydetti.

Aç kapa musluğu gibi

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu Dönem Başkanı Murat Ekinci, 355 haftadır başörtüsünün her alanda serbest bırakılması için meydanlarda olduklarını ifade ederek, eksik düzenlemeye tepki gösterdi. Düzenlemede yer alan `baş açık` ifadesi ile başörtüsü zulmünün devam edeceğini kaydeden Ekinci, "Bu sefer olmayan yasak yönetmelikle getirilmiş oldu. Düzenlemede öğrenciler ile ilgili yeterli bir düzenleme yok, öğretmenler ile ilgili hiçbir şey yok. Çocuğunu okula gönder, başını açsın, Kur`an-ı Kerim dersinde örtsün, diğer derslerde açsın. Üniversitede kapatsın, iş hayatında açsın. Bu nasıl bir düzenleme böyle. Aç kapa musluğu gibi. Dağ fare doğurdu, sanki bir şey veriliyormuş gibi. Bunu desteklemiyoruz. MEB önünde protesto edeceğiz" diye eleştirdi.

Elimize elmalı şeker verdiler

"Başörtüsü her alanda serbest bırakılana kadar biz eylemlerimize devam edeceğiz" diyen Ekinci,  yüzde 99 Müslüman`ın yaşadığı bir ülkede AB kriterlerine göre düzenlemeler istemediklerini söyledi. Ekinci, "Yüzde 99 Müslüman olan bir ülkede başörtüsü AB kriterlerine göre değerlendirilmektedir. Biz Müslümanlar olarak bunu serbest bırakılmasını istiyoruz. Bunu hiçbir şekilde tasvip etmiyoruz, kınıyoruz. Darbecilerde 30 yıl önce bunu yapmıştı. AK Parti iktidarı ise on yıl sonra elimize bir elmalı şeker verdi" diyerek eleştirisini sürdürdü.

Vahdet Vakfı: İş Hayatında da özgürlük istiyoruz

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu bileşenlerinden Vahdet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Muhittin Özdemir ise, yaptığı değerlendirmede, 7 yıldır meydanlarda başörtüsüne özgürlük için mücadele verdiklerini kaydederek, "Amacımız tüm kesimlerde başörtüsüne özgürlüktür. Kamusal alan gibi hukuki zemini olmayan kavramlarla maalesef başörtüsüne engeller getirilmiştir. Bu tarz kavramlar bahane edilerek insanların çalışma özgürlüğüne engel olunmamalı" dedi. "MEB`in düzenlemesi kısmı bir serbestlik gibi gözükse de insanların yine ifade ve inanç özgürlüğünü engelliyor" diyen Özdemir, okullarda sadece öğrencilerin olmadığın personelinde olduğunu onlar için de düzenleme yapılması gerektiğini belirtti.

Özdemir, "Okulda sadece öğrenciler yoktur, çalışan personel ve öğretmenler de vardır. Başörtüsü serbestliği genişletilerek kanuni zeminlere oturtulmalı. Tüm çalışan kesimlerde de bu uygulanmalı. Bu anlamda çalışan herkes için başörtüsüne özgürlük istiyoruz.  Hükümetin bu anlamda adımlar atmasını bekliyoruz" dedi.

Memur-Sen: Başörtüsü yasaksa cezası nedir?

Memur-Sen Ankara İl Başkanı Mustafa Kır da konu ile ilgili yaptığı açıklamada, yeni kılık-kıyafet yönetmeliği ile yasakçılığın bir kez daha tescillendiğinin altını çizerek,  "Yasakçı yönetmelik hükümleri kaldırılmış görünse de yasakçılık aynen devam ettirilmiştir.

Şimdi bu yönetmelikle başörtüsü sorunu çözüldü mü diyelim yoksa hiç yoktan iyimi diyelim. Bu yönetmelikle zahiren 12 Eylül darbe ürünü yönetmelik ortadan kaldırılmış gösterilse de özdeki yasakçılık aynen devam ettirilmiştir" dedi. Kır, öte yandan başörtüsü yasağının yasalarda belirlenen cezasının ne olduğunu da sorarak, " Başörtüsü yasağının Anayasa ve yasalarda belirlenen cezasının karşılığı nedir? Yine Anayasanın 38. Maddesinde kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç say-madığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz.` denilmektedir. Tıpkı av yasağı, seçim yasağı, kapalı mekânlarda sigara içme yasağı, ruhsatsız silah taşıma yasağı gibi başörtüsünü de yasaklayan yasal ve Anayasal bir hukuk kuralıda mevcut değildir" diye eleştiride bulundu.

Mazlumder: Heryerde bu kararı protesto edeceğiz

Mazlumder Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Soner Kartal`da İnanç Özgürlüğü Platformu olarak 355 haftadır başörtüsüne özgürlük eylemlerini sürdürdüklerini belirterek, MEB`in bu kararın yarın (bugün) başta bakanlık olmak üzere bir çok ilde il müdürlükleri önünde protesto edeceğiz. Bu yapılan `bütün yasaklar kalkıyor` diyerek kamuoyuna yansıtılsa dahi başörtüsü yasağını yasallaştıracağını düşünüyoruz. Tek bir alanda, tek bir lisede değil bütün liselerde bütün okullarda başörtüsünün serbest bırakılmasını istiyoruz. Kur`an-ı Kerim okunurken başörtüsü serbest diyen bir zihniyet olmaz.

Ayetler her yerde geçerlidir" diye eleştirdi. Kartal, MEB`in yeni yayınladığı yönetmelikle ilgili de ilginç bir ayrıntının olduğunu söyleyerek, daha önce ilköğretim ve ortaokullarda `baçı açık` ifadesi olmadığını yeni düzenlemeyle bunun da eklendiğini eleştirerek, "Bundan önce ortaöğretim ve ilköğretimde başı açık maddesi yoktu. Bu hükümet `başı açık` ibaresini koyarak olmayan bir yasağı yönetmelikle getirmiş oldu. Bizi hüsrana hayal kırıklığına uğrattı. On yıl daha bekleme tahammülümüz yok" dedi.

Milligazete