Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre Türkiye'de yaklaşık 220 bin görme engelli var. Görme engelli vatandaşlar, günlük yaşantılarında hem fiziksel hem de psikolojik olarak birçok engelle karşı karşıya kalıyor. Sarı çizgileri olmayan ve üzerinde ağaç, direk, araba gibi engeller olan kaldırımların yanı sıra duyarsız vatandaşlar, yetersiz trafik kuralları ve sinyalizasyon sorunu, görme engellilerin boğuştuğu problemlerin başında geliyor.

Çoğu kaldırımda engelliler için işaret taşlarının olmayışı, kaldırım farklarının yüksek oluşu ve kaldırım ortalarında bulunan elektrik trafoları, engelli vatandaşlar için büyük sorun teşkil ediyor. Kaldırımlara park edilen araçlar ise engellilerin yürüme alanını tamamen yok ediyor. Engellilerin kaldırımdan yeteri kadar yararlanamama sebebini ise taşeron firmalar oluşturuyor.

Tüm bu engellere rağmen hayata tutunmaya çalışan görme ve yürüme engelli vatandaşlar, duyarlılık konusunda yardım bekliyor. Görme ve bedensel engelli vatandaşların en büyük sorununu kaldırımlara park edilen araçlar oluşturuyor.

Türkiye'de yaşayan 220 bin görme engelliden biri olan Görmeyenler Kültür ve Birleşme Derneği (GÖR-BİR) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Aysel, görme engelli vatandaşların günlük hayatta karşılaştıkları zorlukları İLKHA’ya anlattı.

Türkiye’de 4 çeşit engelli sınıfının olduğunu belirten Aysel, bu engelli sınıflarının bedensel, zihinsel, ortopedik ve görme engellilerden oluştuğunu belirtti.

Engelliler olarak sadece yılın belli bir günü ve haftasında hatırlanmak istemediklerini belirten Aysel, “Engelliler Haftası’ dediğimiz bu hafta da biz diyoruz ki; bir gün değil, bir hafta değil, bir ömür boyu bizi unutmamalarını istiyoruz. Engellilerin sorunları çözülsün, engellilerin önündeki engeller kalksın.” dedi.

“En çok yaşadığımız sorun kaldırımlardır”

Kaldırımlara park edilen araçlar ya da teşhir için kapının önüne bırakılan ürünlerin engellilere çok zor anlar yaşattığını belirten Aysel, “Ne yazık ki biz bedensel, ortopedi ve görme engellilerinin en çok yaşadığı sorun kaldırımlardır. Kaldırımlarda insanların arabalarını park etmesi, esnafların kaldırımların üzerini işgal etmesi büyük sorundur. Bir görme engelli veya bir bedensel engelli bir kardeşim oradan geçemeyecektir. Bir bedensel engellinin akülü arabası veya manuel sandalyesiyle oradan geçme şansı olmuyor. Bunun sonucu biz de kaldırımda değil, yollarda yürüyeceğiz ve kazaya sebebiyet vermiş olacağız.” ifadelerini kullandı.

“Halkımızdan duyarlılık istiyoruz”

Kaldırımlara park edilen araçların engellilerin yürüme alanını tamamen yok ettiğini, bu konuda sadece bir duyarlılık istediklerini belirten Aysel, sözlerine şöyle devam etti:

 “Bu duyarlılığı biz halkımızdan da bekliyoruz ama ne yazık ki bu beklentilerin karşılığını halkımızdan alamıyoruz. Bugün yaşadığım bir olayda arabayı kaldırıma park etmiş ve ben oradan nasıl geçeceğim? Yolda karşıdan karşıya geçişlerimiz zor oluyor. Engelli olduğumuz bilinmesine rağmen sürücülerimiz durmuyor. Yaya geçidinde bas,geç butonumuz ve ışıklarımız var. Bas geç butonuna bastığımız halde ve kırmızı ışık yanmasına rağmen araba sürücüleri yine de geçiyorlar. Bu engelliler kendi ailelerinden olsaydı, bu şekilde davranırlar mıydı diye merak ediyorum?”

"Otobüs duraklarında büyük sorun yaşıyoruz"

Toplu taşıma ile ulaşım sağlamak zorunda kalan görme engellilerin otobüs duraklarında büyük sorun yaşadığını aktaran Aysel, “Belediyenin şehir içi otobüslerine bindiğimizde sesli konuşma programları var, ama özel halk otobüslerinde yok. Herhangi bir sesli komut olmadan hangi durakta olduğumuzu bilmediğimizden dolayı nerede inmemiz gerektiğini bilemiyoruz. Özel halk otobüslerine bu özellikler katılırsa biz de gitmek istediğimiz yere daha rahat gidebiliriz. Bölünen kaldırımların seviye farklarının çok yüksek tutulması ve kaldırımın bölündüğüne dair engelli işaretlerinin bulunmaması engelliler için kazalara sebep oluyor. Kaldırımların bitişi ve başlangıçlarında kayganlaşan zeminler olabiliyor. Özellikle yağmur yağdığında, kayganlaşan zeminlerde kayıp düşebiliyoruz, kolumuzu ve bacağımızı kırıyoruz. Bu bölgelere de işaretli bir şekilde kaymayan zemin yapılırsa, bu sorun da bizim için çözülmüş olur.” şeklinde konuştu. 

“Kimse engelli olmak istemez”

Engelliler konusunda herkesin empati yapmasını isteyen Aysel, “Biz kendimiz engelli olmak istemedik, ama Allah’ın takdiri olarak biz görme engelli olarak dünyaya gelmişiz ve bizler sağlıklı bireylerin karşısında canlı birer ibretiz. Bize yardım edilirken vicdani düşünmeliyiz. Gözlerinizi beş dakika kapatın, hemen, ‘Allah’ım! Bizi karanlığa mahkûm etme.’ diyorsunuz. Biz bu karanlığa ömür boyu mahkûmuz. Ailenizde engelli biri olmasa bile sabah uyanıp dışarı çıkınca illa ki bir engelliye rastlayabilirsiniz. ‘Bize yardım edin’ derken acıyarak değil, anlayarak yardım edin ve biz dilenci değiliz. Bizler üretici değil, tüketiciyiz, ama bize de imkân verildiği zaman biz de Türkiye ekonomisine katkıda bulunabiliriz.” diye konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)