11 ayın sultanı olan ramazan ayının ilk cuması, İstanbul Fatih Camii'nde dualar ve Kur'an tilavetleri ardından eda edildi. Okunan cuma hutbesinde yardımlaşma ve dayanışma vurgusu yapılırken İslam medeniyetinin aynın zamanda bir infak medeniyeti olduğu üzerine duruldu.
İnfak konulu hutbeye, "Allah’a ve resulüne iman edin. Onun size emanet olarak verdiklerinden başkaları için de infak edin. İçinizden iman edip infakta bulunanlara büyük bir mükâfat vardır." ayetiyle ve ‘Ey Âdemoğlu infak et ki ben de sana infak edeyim’ kutsi hadisiyle başlandı.
Hutbenin devamında İnfak; "Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla müminin kendi servetinden harcama yapması, Allah’ın kendisine lütfettiği servetten başkalarını da faydalandırması, kardeşinin gönlünü yapması, olmayana yardımı ve olana da ikram etmesi" olarak tanımlandı.
İslam medeniyetinin aynı zamanda bir infak medeniyet olduğuna vurgu yapılan hutbede şu ifadelere yer verildi: "Müslümanlar yardımlaşmayı, dayanışmayı ve infakı hayatın merkezine almışlar. Değerli Müslümanlar! Bencillik, mal düşkünlüğü, güç ve çıkar duygusu, gösterişe dair hayatlar maalesef bu asrın afeti oldu. Yardımlaşma ve başkaları için fedakârlık yapma gibi duygular örselendi. Rabbimize kulluğumuzu farklı amellerle gösterdiğimiz bu ramazan günlerinde zekât, sadaka, fıtır gibi mali ibadetlerimizle ihtiyaç sahiplerine kol kanat gerelim. Kardeşlerimizin dertlerine derman olalım. Yardımlarımızı gösterişten uzak yalnızca rabbimizin rızasını kazanmak için yapalım. Yardım yaparken kardeşimizin onurunu zedeleyecek davranışlardan uzak duralım." (Zeyd Varol, Nizamettin Aşkın-İLKHA)