ESKİŞEHİR

Eskişehir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Uğur Bilge, yaptığı yazılı açıklamada, vatandaşların sağlıklı bir şekilde oruç tutabilmesi için sahur öğününü kesinlikle atlamaması ve su tüketiminin azaltılmaması gerektiğini belirtti.

Sahura kalkılmaması ya da sahurda sadece su içilmesinin zararlı olduğunu belirten Bilge, şöyle devam etti:

"Bu beslenme tarzı yaklaşık 16 saat olan açlığı, ortalama 20 saate çıkarmaktadır. Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmaktadır. Bu durumun aksine eğer sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa, gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalıdır. Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmekler gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılabilir ya da çorba, zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salatadan oluşan bir öğün tercih edilebilir. Gün içinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesi, aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile hamur işlerinden uzak durulması uygun olacaktır."

- "İftarı hızlı ve çabuk yapmamalıyız"

Bilge, oruç ayında dikkat edilmesi gereken bir diğer hususun da iftar sofraları için hazırlanan yiyecekler ve tüketim miktarları olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:

"İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. İftarda kan şekeri çok düşük olduğu için, kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. İftarı hızlı ve çabuk yapmamalıyız. Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında fazla miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilir ve bu durum hem sağlık açısından risk oluşturabilir hem de ilerleyen günlerde kilo alımına zemin hazırlayabilir."

Öte yandan ramazan boyunca oruç tutan diabetik hastalar için tıbbi, beslenme ve fiziksel aktivite danışmanlığı gerektiğini aktaran Bilge, "Bu hastalar ilgili hekimlere başvurarak oruç tutup tutamayacaklarını öğrenmelidirler. Oruç tutmada ısrarcı olan diabetik hastalar, tedavilerinde kendi başlarına değişiklik yapmamalı ve mutlaka doktorlarının önerilerine uymalıdırlar. Oruç tutan diabetik hastaların kan şekerlerini daha sık takip etmeleri önerilmektedir." dedi.