Bağdat

Irak'ta, iç savaş ve terör olayları gibi gerekçelerle restorasyonu yıldır ihmal edilen bin yıldan daha eski Mütevekkiliye Camisi'nin "Melviye minaresi" yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya.

Tarihçilerin, Abbasiler döneminin en güzel minaresi olarak nitelendirdiği eserin, 848-852 yıllarında inşa edildiği tahmin ediliyor. Irak'ın sembol tarihi eserlerinden olan Melviye minaresi, kendine has mimari tarzıyla İslam dünyasında ayrı bir yere sahip.

Abbasi Halifesi Mütevekkil-Alellah tarafından Samarra kentinin batısında inşa edilen cami ve minaresi, döneminde İslam dünyasının en büyüklerinden birisi olarak kabul ediliyordu.

Koni yapısından ötürü Melviye ismini alan minarenin yerden yüksekliği 52 metre olup, caminin kuzey duvarı üzerinden yüksekliği 27 metreye ulaşıyor.

Yaklaşık 33 metrekarelik bir alanın üzerine kurulan minarenin giderek küçülen beş katı bulunuyor. Normal minarelerin aksine Melviye'nin merdivenleri dışarıdan inşa edilip, 2 metre genişliğinde, saat yönünün tersi istikamette ve 339 basamaktan oluşuyor.

"Çökme tehlikesiyle karşı karşıya"

Samarra'da Abbasi dönemi mimarisinin en karakteristik özelliklerini yansıtan cami ve minaresi, yüzyıllar boyunca yağmacılara ve doğal afetlere rağmen ayakta.

Musullu tarihçi Ömer Muhammed, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Özellikle şehirdeki patlamalar ve iklim değişikliği nedeniyle zarar gören eser çökme tehlikesiyle karşı karşıya." dedi.

Muhammed, restorasyon ve bakım çalışmaları yapılmaması durumunda minarenin er ya da geç yıkılacağını belirtti.

Moğol kumandanı Hülagü'nün Irak'ı işgali sırasında minarenin zarar gördüğünü hatırlatan Muhammed, eserin restore edilerek bugüne karar ayakta kalabildiğini söyledi.

UNESCO'nun kırmızı listesinde

Birleşmiş Milletler, Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Bağdat Ofisi Sözcüsü Ziya Subhi de Melviye minaresinin restorasyon ihtiyacının yıllardır devam ettiğini belirtti.

Subhi, "Minare 1990'lı yıllarda yıkılma tehlikesi bulun kırmızı listedeydi, restorasyon ve bakıma ihtiyacı vardı. Ancak, (Irak'a uygulanan uluslararası) ambargo nedeniyle engellendi." dedi.

Minarenin, 2003 yılında restore edilmesine karar verildiğini söyleyen Subhi, ancak bunun istikrarsızlık ve terör gibi birçok nedenden ötürü yapılamadığını anlattı.

Subhi, UNESCO'nun tarihi eserlerin restorasyonu ve bakımıyla ilgili Irak hükümetine rapor sunduğunu ve hükümetin ise bütçesine göre öncelikleri belirlediğini kaydetti.

Irak'ın 1949 yılından bu yana arkeolojik ve tarihi eserlerin korunması için uluslararası anlaşmalara taraf olduğunu belirten UNESCO Sözcüsü Subhi, Dünya Kültürel Ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi uyarınca Irak hükümetinin bir asırdan eski tüm tarihi eserler için sorumluluğunun tamamıyla farkında olduğunu ifade etti.

Subhi, UNESCO'nun tarihi eserler üzerinde takdir yetkisini kullanarak, "devletlerin tarihi eserleri korumadaki ciddiyetini gözlemlediğini" belirtti.

Arkeoloji turizminin hareketlendirilmesi

En çok dini turizmin rağbet gördüğü Irak'ta, arkeoloji turizmi konusunda da farkındalık gün geçtikçe artıyor.

Samara Üniversitesi Arkeoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Ömer Ahmed, kentteki dini turizmin yanı sıra arkeoloji turizminin öneminin anlaşılması gerektiğini, böylece dini, arkeoloji, refah ve gelişmişliğin sağlanacağını ifade etti.

Irak'ın orta kesiminde yer alan Salahaddin vilayetine bağlı Samara kenti, DEAŞ tarafından 2014'te işgal edilmiş, 2 yıldan uzun bir süre örgütün elinde kaldıktan sonra 2016'da kurtarılmıştı.

Kaynak, AA