Bitlis'in Ahlat ilçesinde ahşap oymacılığı yapan Osman Gülsar, arkeolojik kazılarda çıkan Osmanlı ve Selçuklu dönemine ait motifleri 20 metrekarelik atölyesinde ahşaba işleyerek sanat eserine dönüştürüyor. Gülsar'ın ahşaba işlediği motifler, büyük beğeni topluyor.
Dedesinin marangozluk mesleğinden esinlenerek sanatla uğraşan Gülsar, kaybolmaya yüz tutan ahşap oymacılığını yeniden canlandırıyor. Gülsar, padişah tuğraları, üzerinde, "Besmele-i Şerif" ve "Kelime-i Tevhid" yazılı yaptığı tablolarla dikkat çekiyor.
Çeyrek asırdır sanatını yaşatmaya çalışan Gülsar, sanatını devam ettirebilecek çırak bulamamaktan yakınıyor.
Teknolojinin gelişimiyle birlikte sosyal medyanın yaygınlaşmasının çırak yetiştirmeye büyük bir engel olduğunu vurgulayan Gülsar, insanların sanat öğrenmek yerine, vakitlerini sosyal medya ağlarında geçirdiğine vurgu yaptı.
"Tarihimizi gün yüzüne çıkarma adına çalışmalar yapıyoruz"
Gülsar, "25-30 yıla yakındır ahşap oymacılığını yapıyorum. Bölgemizde ceviz keresteciliği bol olduğu için ahşap oymacılığında malzemeyi ceviz ağacından temin ediyoruz. Ahşap oymacılığı için en ideal da budur. Ahlat şehir kazılarında çıkan Osmanlı ve Selçuklu dönemine ait taş ve çivi üzerindeki motifleri ahşaba işliyoruz. Geçmişteki tarihimizi gün yüzüne çıkarma adına çalışmalar yapıyoruz. Bununla birlikte ayetleri, Besmele-i Şerif ve Kelime-i Tevhid-i, Osmanlı dönemine ait padişah tuğralarını işliyoruz." dedi.
"Tek sıkıntımız çırağın yetişmemesidir"
Dedesinin marangozluk mesleğinden esinlenerek ahşap oymacılığı sanatına başladıktan sonra sanatını severek geliştirdiğini dile getiren Gülsar, "Dedem eskiden marangozluk yapıyordu. Ben de ondan esinlenerek bu sanata başladım. Merakla başladığım sanatta profesyonelleştim. Daha önce evde hobi olarak yapıyordum. Daha sonra kurduğum küçük atölyemde geliştirmeye başladım. En son yaptığım çalışma, Kanuni Sultan Süleyman, 3. Selim, Yavuz Sultan Selim, 4. Murat'ın da içinde bulunduğu 13 padişahın tuğrasının çalışmasıdır. Bu çalışma, tuğranın yoğunluğuna, ismin uzunluğuna bağlı bir durum. Bir tuğrayı normalde 5 günde bitirebiliyoruz. Özel bürokrasiye gönderiyoruz. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere birçok devlet adamına hediye olarak yaptım. Satış noktasında bir sıkıntı yaşamıyoruz. Yapılan hiçbir emeğin boşa gitmediğine inanıyorum." ifadelerini kullandı.
En büyük sıkıntılarının çırak yetiştirmemek olduğunu, halk eğitimlerin güzel faaliyetler göstermesine rağmen çırak yetişemediğini belirten Gülsar, gelişen teknoloji ve sosyal medyanın sanatı bitirme noktasına getirdiğini ifade etti. (Şükrü Tontaş-İLKHA)