Bingöl Ovası'nda bahar mevsimiyle başlayıp mayıs ayına kadar doğal ortamda yetişen ve ovayı kızıla boyayan lalelerin oluşturduğu manzara, görenleri adeta hayran bırakıyor.
Karlı dağlarda karın görüldüğü kentin ova kısmında doğal olarak yetişen laleler, görenlerin ilgisini çekiyor.
Doğaseverler de kartpostallık görüntüler ortaya koyan kızıl laleleri görmek ve fotoğraf çekmek için Gözeler köyü mevkiinde buluştu. Gözeler köyü okulunda okuyan öğrenciler de öğretmenleri tarafından lalelerin bulunduğu alanda gezdirilerek, doğayla buluşturuldu.
Gözeler köyünde yaşayan vatandaşlar, bölgenin iyi tanıtılması durumunda çok sayıda insanın bölgeye gelebileceğini belirtiyorlar.
"Lale, zambakgiller familyasından güzel süs bitki türlerinin ortak adıdır"
Ziraat Mühendisleri Bingöl Temsilcisi Erdoğan Yener, göz kamaştıran laleler hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Yener, "Lale, zambakgiller familyasından kapalı tohumlu, soğanlı, çok yıllık otsu ve çenekli güzel süs bitki türlerinin ortak adıdır. Anavatanı Tanrı Dağları, Pamir ve Hindukuş olan laleler ilk olarak dünya coğrafyasına Türklerin bu bitkinin soğanlarını Anadolu’ya getirmesiyle yayılmıştır. On dördüncü yüzyılda Anadolu’dan Hollanda’ya gönderilen soğanlar, lalelerin Avrupa kıtasında yaygınlaşmasını sağlamıştır. Özellikle on beşinci yüzyılda Avrupa’da bir çılgınlık haline gelmişlerdir. Soğanlı bir bitki olan lalelerde 2 ile 8 adet yaprak bulunabilmekte ve çiçek sayısı 1 ya da 2 tane olabilmektedir. Renk konusunda oldukça farklılık görülen lalelerde genel olarak ana renklere sahip çiçekler görülmektedir." dedi.
"Türkiye bitki çeşitliliği açısından kıta zenginliğine sahip bir ülkedir"
Yener, "Ülkemiz, süs bitkileri sektör içerisinde ekonomik bakımdan önemli bir yer tutan ve genel olarak doğal çiçek soğanlar ya da geofit olarak ifade edilen soğanlı, yumrulu ve rizomlu bitkilerin birçoğunun anavatanıdır. Floramızdaki yaklaşık 688 geofit türünden 162 tanesi endemiktir. Bunların büyük çoğunluğu Toros Dağları ve Batı Anadolu ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgelerinde yayılış göstermektedir. Türkiye, bitki çeşitliliği açısından kıta zenginliğine sahip bir ülkedir. Ayrıca her yıl yaklaşık 100'e yakın yeni tür gelişiyor." ifadelerini kullandı.
"Lale, çok açık bozkırları tercih eden bir bitkidir"
Yeni keşiflerle birlikte bilinen yabani lalelerin sayısının da artığını dile getiren Yener, şöyle konuştu:
"Lale, gölgeyi sevmeyen, ormanlardan çok açık bozkırları tercih eden bir bitkidir. Fazla nemden hoşlanmamaktadır. Hava sıcaklığının 15 dereceyi aşmadığı dönemde çiçeklenmesi bir ay kadar sürebilmekte bölgeden bölgeye göre ise Şubat- mayıs arasında çiçeklenip Polen alışverişi ve döllenme tamamlandığı anda çiçeklenme periyodunu tamamlamaktadır." diye konuştu.
"Sadece bu coğrafyada görülebilen (endemik) altı tür lale bulunuyor"
Yener, son olarak şunları kaydetti:
"3500 tür endemik bitki yetişen Türkiye'de, sadece bu coğrafyada görülebilen (endemik) altı tür lale bulunuyor. Diğerleri komşu ülkelerde de rastlanan türlerdir. Renkleri sınırlıdır. Sarı, kırmızı, pembe, beyazlı kırmızı. Yabani laleler, Anadolu'nun diğer nadir bitkilerine oranla daha önemli, çünkü Küresel ısınmadan pek etkilenmiyorlar. Bir lale her yıl en az iki yavru soğan vermekte ve ayrıca tohumlarından da ürüyor. Kültür laleleri kadar gösterişli olmadıkları için kesme çiçek kategorisine girmemektedirler. Soğanları, sahlep üretiminde kullanılan yabani orkidelerinki gibi insafsızca toplanmadığı için doğada daha fazla alanda yayılış göstermektedir." (Nihat Kanat-İLKHA)