EKONOMİ SERVİSİ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, yılın ikinci enflasyon raporunu açıkladı.

ÇETİNKAYA'NIN KONUŞMASINDA ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR:

“Küresel iktisadi faaliyette bir süredir gözlenen ivme kaybı 2018 yılının son çeyreğinde de sürdü… Enflasyon oranları yılın ilk çeyreğinde gelişmiş ülkeler grubunda gerilerken, gelişmekte olan ülkeler grubunda bir miktar yükseldi. Ilımlı küresel büyüme ve emtia fiyatları görünümü çerçevesinde, 2019 yılında küresel manşet enflasyon oranlarının yatay bir seyir izleyeceği tahmin edilmekte."

“CARİ DENGEDEKİ İYİLEŞME EĞİLİMİNİN SÜRMESİNİ BEKLİYORUZ”

“Finansal koşullardaki sıkılık ve istihdamdaki yavaşlama 2018 yılının son çeyreğinde iç talebi sınırlamaya devam ederken net ihracat iktisadi faaliyeti destekledi. Bu gelişmeler sonucunda toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönlü katkısı belirginleşti.

Ekonomideki dengelenme 2019 yılının ilk çeyreğinde de net ihracatın büyümeye güçlü desteğiyle birlikte devam etti. Bu gelişmelere bağlı olarak, önümüzdeki dönemde cari dengedeki iyileşme eğiliminin sürmesini bekliyoruz.”

“GIDA ENFLASYONU OLUMSUZ BİR SEYİR KAYDETTİ”

“Yıllık enflasyondaki azalışta temel sürükleyici bir önceki çeyrekte olduğu gibi temel mal ve enerji grupları oldu. Temel mal grubu yıllık enflasyonu döviz kurunun gecikmeli etkilerinin azalması, dayanıklı mallardaki geçici vergi indirimlerinin süresinin uzatılması ve iç talepte gözlenen zayıf seyrin devamına bağlı olarak yavaşlama eğilimini sürdürdü.

Enerji yıllık enflasyonundaki düşüşte ise elektrik, doğalgaz ve şebeke suyu gibi yönetilen/yönlendirilen enerji fiyatlarındaki gerilemeler belirleyici oldu. Öte yandan, bu dönemde gıda enflasyonu olumsuz bir seyir kaydetti; özellikle taze meyve ve sebzelerde belirgin fiyat artışları izlendi.”

“ENFLASYON GÖRÜNÜMÜNE YÖNELİK RİSKLER DEVAM ETMEKTE”

“Enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeler, finansal piyasalardaki oynaklık, farklı sektörlerde birikmiş maliyetler ve fiyatlama davranışlarına ilişkin belirsizliklere bağlı olarak enflasyon görünümüne yönelik riskler devam etmekte.”

“EKONOMİDEKİ DENGELENME EĞİLİMİ DEVAM ETTİ”

“Özetle, 2019 yılının ilk çeyreğinde ekonomideki dengelenme eğiliminin devam ettiğini görüyoruz. Finansal koşullardaki sıkılık ve işgücü piyasasındaki zayıf görünüm iç talebi sınırlamaya devam etmekte. Yurt içi talepteki yavaşlamaya bağlı olarak firmaların dış piyasalara yönelme eğilimi ve pazar çeşitlendirme esnekliği mal ihracatını destekliyor.

Gecikmeli döviz kuru etkileri, krediler ve iktisadi faaliyetteki yavaş seyir ithalat talebini sınırlarken; yüksek seviyelerini koruyan hizmet gelirleriyle birlikte dış dengedeki iyileşme hızlı bir şekilde devam ediyor.”

“ENFLASYON TAHMİNİ DEĞİŞMEDİ”

“Enflasyonu düşürmeye odaklı, sıkı bir politika duruşu ve güçlendirilmiş politika koordinasyonu altında, enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsayacağını öngörmekteyiz.

Bu çerçevede, enflasyonun 2019 yıl sonunda yüzde 14,6 olarak gerçekleşeceğini, 2020 yıl sonunda yüzde 8,2’ye, 2021 yıl sonunda ise yüzde 5,4’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz. Enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2019 yılı sonunda yüzde 12,1 ile yüzde 17,1 aralığında (orta noktası yüzde 14,6), 2020 yılı sonunda yüzde 5,1 ile yüzde 11,3 aralığında (orta noktası yüzde 8,2) gerçekleşeceğini öngörmekteyiz...

Hedeflenen patikayla uyumlu bir sıkı para politikası altında çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşme, çıktı açığındaki genişleme ve yönetilen/yönlendirilen fiyat artışlarına ilişkin aşağı yönlü güncelleme yukarı yönlü etkileri telafi etti. Söz konusu etkilerin birbirini dengelemesi nedeniyle 2019 ve 2020 yılına ilişkin enflasyon tahminlerinde değişikliğe gitmedik.

Özetle, kısa vadede maliyet yönlü bazı gelişmelere ve risklere rağmen önümüzdeki üç yıl için enflasyon tahminlerimizde önemli bir değişiklik yapmadık… Dolayısıyla bu rapordaki tahminlerimizde önceki döneme göre bir farklılaşma olmaması, enflasyondaki düşüşün hedeflenen doğrultuda gerçekleşmesi için parasal sıkılığın sağlanacağı ve korunacağı şeklinde okunmalıdır.”