DOĞRUHABER

Uzun yıllardır TSK’nin bakım evinde kalan Emekli Albay Raci Tetik 26 Nisan akşam saatlerinde öldü. Tetik, 12 Eylül darbesinin en karanlık yüzlerinden bir olarak tanınıyordu. O dönem en ağır işkencelerin yapıldığı Mamak Cezaevini 4 yıl boyunca yöneten Tetik, birçok kişinin ölümünden de sorumlu görülüyordu. Tetik’in hasep vermeden öldüğünü belirten Mazlum Der Genel Sekreteri Avukat Kaya Kartal, “Hesap sorulmayan her darbeci ve işkenceci yeni yaşanacak darbe ve işkencelere kapı açar” ifadelerini kullandı.

CENAZEDE PROTESTO EDİLDİ

Uzun yıllardır TSK Çamlıca Özel Bakım Merkezinde kalan Albay Raci Tetik, 26 Nisan’da akşam saatlerinde öldü. Cenaze namazı İstanbul Selimiye Camii’nde kılınan Tetik için askeri tören yapılması öngörülüyordu. Cenaze namazı sırasında bir grup işkenceyle anılan Tetik’i protesto etti ve haklarını helal etmediklerini söyledi. Protestolar sonrası askeri törenin yapılmadığı belirtildi.

ZAMANAŞIMINDAN DOLAYI HAKKINDAKİ SUÇLAMALAR DÜŞÜRÜLDÜ

Anayasanın geçici 15. maddesinin kaldırılmasından sonra 12 Eylül döneminde yapılan işkencelere ilişkin açılan soruşturmanın bir ayağını da Mamak Askeri Cezaevi oluşturdu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 Şubat 2013’te talimatla Raci Tetik’in ifadesini aldı. “Cezaevinde görev yaptığım sürede Askeri Cezaevi Yönetmeliğinin gereklerini yerine getirdim, disiplini sağladım” diyen Tetik, görevi süresince cezaevine 31 bin tutuklunun girip çıktığını, kimseye işkence yapmadığını, personeline işkence yapılması talimatı vermediğini iddia etti. O dönemde emrinde yüzlerce personel olduğuna işaret eden Tetik, hepsinin tek tek ne yaptıklarını bilemeyeceğini söyledi. Savcılık, soruşturma sonucunda 30 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle Tetik hakkında takipsizlik kararı vererek dosyayı kapattı.

“İŞKENCEYİ BESLEYEN ŞEY CEZASIZLIKTIR”

12 Eylül işkencecisi Raci Tetik’in ceza almadan ölmesini gazetemize değerlendiren MAZLUM DER Genel Sekreteri Avukat Kaya Kartal, “Her zaman söylüyoruz, hesaplaşmayan her darbe bir sonraki darbenin sebebi haline geliyor. Cezasız kalan darbeciler sonrakiler için cesaret kaynağı oluyor. İşte en son 28 Şubat darbesiyle tam manasıyla hesaplaşılmadığı için 15 Temmuz’u yaşadık. 15 Temmuz ile de hakkıyla bir hesaplaşma olmazsa ‘bu çağda darbe mi olur demeyelim’ bir darbe olabilir. İşkenceciler içinde aynı şeyler geçerli. Eğer işkence yapanlardan hesap sorulmazsa başka işkencelerin yolunu açar. Suçu işleyen failleri adil bir yargılamadan sonra hak ettikleri cezayı vermiyorsanız, bu sonraki muhtemel suç işleyecek olanlara cesaret verir. Bugün de işkence iddiaları devam ediyor. Bunları besleyen şey de cezasızlıktır.” dedi.

“DEVLET MEMURUNU VATANDAŞTAN KORUYOR”

Avukat Kaya Kartal sözlerini şöyle noktaladı: “Kime yapılırsa yapılsın işkenceyi cezasız bırakmamak gerekir. Ama neticede biz inan insanlarız bu dünyada yaptıkları yanına kar kaldı gibi görülebilir ama ahirette cezasını çekecektir. Ancak dünyada da bunun cezasını vermek ve yaşanan ihlallerin önüne geçmek gerekirdi. Bu işlerin devlet adına yapıldığı düşünüldüğü için bir anlamda devlet kendi memurunu adaletten ve vatandaştan koruma refleksi gösteriyor. Bu yüzden de darbecilerle ve işkencecilerle hesaplaşılamıyor.”

KENAN EVREN’E DE ASKERİ TÖREN YAPILMIŞTI

12 Eylül darbesiyle hesaplaşılacak denmesine rağmen hiçbir darbeci cezaevine girmedi. Darbeci General Kenan Evren de 2010 yılındaki Anayasa Referandumundan sonra yargılanmış fakat cezası kesinleşmediği için rütbeleri sökülmemiş ve askeri tören yapılmıştı.