Komünist Çin’in Uygur Müslümanlarına yönelik yıllardır uyguladığı asimilasyon, aile yapısına müdahale, mesken masuniyetini ihlal, ev ve iş yerleri üzerinde tahakküm kurma, ibadet hakkını engelleme gibi devlet terörü tüm şiddetiyle devam ediyor.
Pekin yönetimi son olarak, Doğu Türkistan ile Kazakistan sınırında yer alan Korgas kentindeki serbest ticaret bölgesinde, dev levhalara başörtüsü ve sakalı yasakladıklarına dair yazılar yazdı.
Levhalardaki uyarılar Çin'in Doğu Türkistan'daki Müslümanlara uyguladığı zulmün sınırdan itibaren başladığı şeklinde değerlendiriliyor.
Son yıllarda Pekin yönetimi, bölgede Müslümanlara yönelik geniş çaplı asimilasyon politikaları yürütüyor.
Asılsız suçlamalarla kamplara ve zindanlara atılan birçok Müslüman ağır işkenceler sonucu şehid ediliyor, barışçıl gösteriler kanlı müdahalelerle bastırılıyor.
Müslüman toplulukların temel insan hakları ihlal ediliyor
Pekin yönetimi "yeniden eğitim" ya da "mesleki eğitim" adı altında bir milyonun üzerinde Uygur Müslümanını toplama kamplarında tutuyor. Bağımsız kaynaklarsa bu kamplardaki Müslüman mahkûm sayısının 3 milyonun üzerinde olduğunu belirtiyor. Bu kamplarda kalanlar domuz eti yemeye, alkol almaya ve İslam dinini kınamaya zorlanıyor.
Müslüman toplulukların temel insan haklarını ihlal eden uygulamalar, özellikle son iki yıl içerisinde ağırlaşmış ve uluslararası toplumun gündemine taşınmış durumda. Özellikle Ekim 2017’de "tüm dinlerin ve inançların Çinlileştirilmesi" siyasetinin resmen ilan edilmesi, bölgedeki Müslüman toplulukların etnik, dini ve kültürel kimliklerinin tasfiye edilmesi hedefi doğrultusunda atılmış yeni bir adım olarak görülüyor.
Doğu Türkistanlıların evine "Kardeş aile projesi" yalanıyla Çinli erkek yerleştirerek Müslümanların aile birliği dağıtılıyor.
Komünist Çin yönetimi ayrıca evlenmemiş 16-25 yaş arası Uygur kızlarını Çin’in iç bölgelerine sürmüş durumda. İlk yıl 240 bin, ikinci yıl ise bir milyon Uygur kızı, ailesinin elinden zorla alınarak fabrika ve tarlalarda işçi yapıldı. 2001’de bir uygulama başlatan Komünist Çin yönetimi, "Sincan Sınıfı" uygulamasıyla da Müslüman Uygur çocuklarını ailelerin elinden alarak, ülkenin iç bölgelerindeki yatılı kamplara götürdü.
Çin zindanlarında 350 bin Müslümanın bulunduğu tahmin ediliyor
2003 yılında Doğu Türkistan’daki bütün okullarda Uygurca yasaklandı. O tarihe kadar eğitimini Uygurca yapmışların diplomaları elinden alındı. Mühendis, doktor, profesör, öğretmen bütün akademik kadro bir günde "vasıfsız işçi" yapıldı.
Düşünce ve ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, milli kültür ve medeniyet yasağı, din ve inanç öğrenimi ve öğretimi yasağı, ülke, bölge, şehirler, kent ve köyler arası izinsiz seyahat ve dolaşım yasağı, yurtdışı seyahat yasağı, bütün dini ve manevi faaliyetlerin yasaklanması, dini esasa dayalı kıyafetlerin giyilmesi yasağı, camii giriş kartı olmadan camilere girilmesi gibi yasaklar da Doğu Türkistanlı Müslümanlara uygulanıyor.
2017 sonlarından 2018 Mayıs ayına kadar Doğu Türkistan toplumunun milli değerleri ve kanaat önderlerinden sayılan âlimler, aydınlar, iş adamları ve sanatçılardan birçok büyük şahsiyet tutuklandı ve bazıları ilerleyen yaşlarına rağmen işkence ile şehid edildi.
Çin zindanlarında 350 bin Müslümanın bulunduğu tahmin edilirken hapse atılan Uygurlulardan sağlıklı bir haber dahi alabilmek imkânsız hale gelmiş durumda. (İLKHA)