Hindistan'daki Müslümanların bağımsızlık mücadelesini ilk defa dile getiren ve Pakistan devletinin fikir babası olarak bilinen Muhammed İkbal, aynı zamanda İslam dünyasında etkili bir şair ve düşünür olarak tanınıyor.
Pencap eyaletinin Sialkot kentinde 9 Kasım 1873'te doğan İkbal'in ilk eğitimini, babası Nur Muhammed'den Kur'an-ı Kerim üzerine aldı.
Pakistan'da "Allame İkbal" olarak bilinen şair medrese eğitimini tamamladıktan sonra Pencap Üniversitesine girdi. Birincilikle mezun olduğu 1899'dan sonra aynı üniversitede Doğu Dilleri Fakültesi'nde eğitim vermeye başlayan İkbal'in ilk şiirleri de bu dönemde yayımlanmaya başladı.
Yüksek eğitimine İngiltere'de devam eden İkbal, 1905'te Cambridge Üniversitesinde felsefe ve iktisat eğitimini tamamladıktan sonra bir dönem Londra'da yaşadı. Burada Arapça ve Arap edebiyatı üzerine dersler verirken, İslami konularda konferanslara konuşmacı olarak katılmaya başlayan İkbal, yine İngiltere'de hukuk okudu.
Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra Almanya'ya giden İkbal, Münih Üniversitesindeki felsefe doktorasını "İslam öncesi ve İslam sonrasında İran'da felsefi düşünce" teziyle tamamladı.
Doktora eğitimini bitiren İkbal, sonra tekrar İngiltere'ye dönüp Cambridge Üniversitesinde 35 yaşında profesör olarak Felsefe ve İngiliz Edebiyatı bölümlerinde eğitim vermeye başladı.
İkbal, 1908'de Britanya Hindistanı'na döndü. Mevlana, Friedrich Nietzsche, Henri Bergson ve Johann Wolfgang von Goethe gibi yazarlardan etkilenen İkbal, ülkesinde avukatlık yaptığı sırada siyasete girdi. Bu dönemde Hindistan'daki Müslüman halkla ilgili yazdığı yazılarla Müslümanların İngiliz sömürgesine karşı başkaldırmalarında ve Pakistan fikrinin ortaya çıkmasında etkili oldu.
Muhammed Ali Cinnah ile çalıştı
İkbal, 1908'de ülkesine döndüğünde Britanya Hindistanı'nda yaşayan Müslümanlar hakkında yazdığı yazılar, şiirler ve yaptığı konuşmalarından etkilenen halk tarafından karşılandı.
İngiltere'deyken üyesi olduğu Tüm Hindistan Müslüman Ligi'nin Pencap eyaleti örgütünde ülkesine döndükten sonra genel sekreter olarak görev yapan İkbal, 1926'da Pencap Eyalet Meclisi üyesi oldu.
Burada Müslüman Ligi içindeki İngiliz yanlısı gruba karşı daha sonra Pakistan'ın ilk cumhurbaşkanı olacak Muhammed Ali Cinnah'ın yanında yer alan İkbal, Cinnah'a yazdığı bir mektupta "Sen, Hindistan'da Müslümanlara liderlik edecek tek Müslümansın" ifadesini kullandı.
İkbal, Cinnah'a yazdığı mektuplarda Hindistan'ın batısı ve doğusunda Müslümanların söz sahibi olacağı ülkelerin kurulması fikrini de sıkça dile getirdiği için bugün Pakistan Hareketi'nin fikir babası olarak kabul ediliyor.
Kurtuluş Savaşı'na 1,5 milyon sterlin yardım
İkbal, ülkesinde siyaset yaparken özellikle Hindu yoğunluklu federal ve yerel parlamentoyu eleştiriyor, İngiltere sömürgesi altında bulunan Hindistan'ın Birinci Dünya Savaşı'na asker göndermesine karşı çıkıyordu.
Müslümanların etnik farklılıklarını bir kenara bırakarak birlikte çalışması gerektiğine inanan İkbal, bu dönemde Osmanlı Devleti'nin işgalden kurtarılması gerektiğini vurgulayarak halkı Türklere yardım göndermek için örgütledi.
Hindistan'daki Müslüman halkı zor durumda olmalarına rağmen örgütleyen ve yardım yapmalarını sağlayan İkbal, Kurtuluş Savaşı yıllarında, Türkiye halkının milli mücadelesine destek vermek için düzenlenen etkinliklerde Pakistan halkından toplanan 1,5 milyon sterlinin Ankara hükümetine yollanmasını sağladı.
Pakistan'ın Mehmet Akif'i
İkbal'in "Müslüman Hint mücahitler" adıyla yazdığı şiirlerinin, Hindistan'daki Müslümanları hareketlendirerek İngilizlere başkaldırmalarında ve Pakistan'ın kuruluşuna giden sürecin başlamasında büyük etkisi oldu. Bu yönüyle İkbal, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'a da benzetildi.
Halkı ve edebiyatı için yaptıklarıyla dünyanın her yerinde onurlandırılan İkbal 1922'de İngiltere Kralı 5. George tarafından şövalye ilan edilerek "Sör" unvanını aldı.
Dünyanın birçok ülkesinde isminin verildiği meydanlar, caddeler ve parklar bulunan İkbal, eserlerini büyük ölçüde Farsça yazdığı için İran'da da büyük ilgi gördü.
Muhammed İkbal, 1934'te kansere yakalandı. 1935-1937 yıllarında tedavi olan İkbal'in gözleri de katarakt nedeniyle kapandı.
İkbal, 21 Nisan 1938'de hayata gözlerini yumdu. Öldüğünde 61 yaşında olan İkbal'in cenazesi 70 bin kişinin kıldığı cenaze namazının ardından Lahor Kalesi içinde bulunan Padişah Camii yanına defnedildi.
Kaynak: AA