Gaziantep’te, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) tarafından yürütülen “Hediyem Kur’an olsun” kampanyası kapsamında görme engellilere dijital Kur’an-ı Kerim seti “Kalem El Basira” hediye edildi.
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) ile Katar Hayır ve Yardımlaşma Derneği (Katar Charity) tarafından görme engelliler için hazırlanan dijital Kur’an-ı Kerim seti “Kalem El Basira” dağıtımı ile “Hediyem Kur’an olsun” kampanyasının kentte genişletilmesi programı düzenlendi.
Gaziantep İl Müftülüğü tarafından müftülük toplantı salonunda düzenlenen program İmam Hatip Hafız Musa Bilir'in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programda bir konuşma yapan Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, Kur’an-ı Kerim ile ilgili toplumun içinde olduğu durumu gözler önüne getiren bir anketi paylaştı. Çelik, Türkiye’de yapılan anketlerde “Kur’an-ı Kerim okumasını biliyorum” diyenlerin sayısının yüzde 50 olduğunu belirterek, bu durumun içler acısı olduğunu ifade etti.
Çelik, cami imam hatiplerine ve Kur’an kursu eğitmenlerine hitaben yaptığı konuşmasında, Kur'an-ı Kerim okuyanların oranının Türkiye’de halen yüzde 50 olduğunu ve nüfusun yüzde 50’sinin ise hâlâ Kur'an-ı Kerim okumasını bilmediğine dikkat çekerek, “Eğer yapabileceklerimizi yapmazsak bundan sorumluyuz.” diyerek gençlerin ve çocukların Kur'an ile tanışmaları için çaba gösterilmesini istedi.
“Kur’an-ı Kerim ile tanışmayı ve buluşmayı çok önemsiyoruz”
Allah ile barışık olmanın iki önemli bağının olduğunu, birinin Kur'an-ı Kerim okuyarak kurulan bağ ve diğerinin ise namaza devam ederek kurulan ve sağlamlaştırılan bağ olduğunu vurgulayan Çelik, “Eğer çağın insanı isek, sorumluysak, Müslüman isek ve kardeş isek her taraftan haberimizin olması lazım. Her tarafa cılız da olsa bir ses ulaştırmamız gerekiyor ve vakıfların üzerinde böyle bir sorumluluk var. Vakıflar böyle bir sorumlulukla çalışıyor. Yapılan hizmetlerden en kalıcı hizmetlerden biri de Kur’an-ı Kerim dağıtımı, Kur’an-ı Kerimle tanıştırmak ve buluşturmaktır. Her milletin kitabı var, İslam milletinin kitabı da Kur'an-ı Kerimdir. Allah ile barışık olmamızın iki önemli bağı var. Biri Kur'an okuyarak kurulan bağdır, ikincisi de namaza devam ederek kurulan ve sağlamlaştırılan bağdır. Onun için Kur’an-ı Kerim ile tanışmayı ve buluşmayı çok önemsiyoruz.” dedi.
“Yapabileceklerimizi yapmazsak bundan sorumluyuz”
“İnsanımızın iyiliğe ihtiyacı var” diyen Çelik, “İyilik egemen oluncaya kadar bu çalışmalarımız devam edecek. İstiyoruz ki bu çalışmalara biraz daha hız verelim. Biraz daha güç katalım. Biraz daha efor sarf edelim. Ne kadar sahip çıkarsak bu çalışmalar da o kadar büyür. Bizim camiler, Kur'an kursları olarak cami ve Kur'an kursları etrafımızdaki cemaatler, cemiyetler, dernekler ve vakıflar olarak az gücümüz yok. Yarın bunların hepsinden hesaba çekileceğiz. Bugün belki bize bir şey diyen yok. Bugün belki de küçük adımlarla kendimizi avutuyoruz ama Allah bizim gücümüzü de yapabileceklerimizi de biliyor. Eğer yapabileceklerimizi yapmazsak bundan sorumluyuz. Cenabı Hakk'a bir mazeret arz edemeyiz.” diye konuştu.
Türkiye Diyanet Vakfı ile Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türkiye genelinde başlatılan "Hediyem Kur'an Olsun" kampanyasının halen devam ettiğini hatırlatan Çelik, Diyanet İşleri Başkanı eski Başkanı Mehmet Görmez’in teklifiyle Gaziantep’te şu ana kadar kampanya kapsamında 100 bin Kur’an-ı Kerim bağış yapıldığını söyledi.
Çelik, Türkiye genelinde kampanya kapsamında bağışlanan milyonlarca Kur’an-ı Kerim’in yurtiçinde ve yurtdışında dağıtıldığını anımsattı.
“Toplumun yüzde 50’si ‘Kur’an-ı Kerim okumasını biliyorum’ diyor”
Mehmet Görmez’in Hacettepe Üniversitesi'ne derse giderken yaptığı anketi de hatırlatan Çelik, “Bu ankette bizim kendi çocuklarımızdan yüzde 20'si ‘ben daha Kur’an-ı Kerim ile tanışmadım’ diyenler çıkmıştır. Bin küsur yıl İslam medeniyetini çapında yaşamış bir ülkeyiz ama maalesef bir dönem yüzde çocuklarımızın, gençlerimizin yüzde 20'si ‘ben Kur’an ile tanışmadım’ diyor. Bugün yapılan anketlerde ‘Kur’an-ı Kerim okumasını biliyorum’ diyenlerin sayısı yüzde 50 civarında. Yüzde 50’si ise ‘bilmiyorum’ diyor. Bunun hesabını kim verecek? Bunun hesabını bu işin şuurunda olanlar ve öğretme makamında olup Cenab-ı Hakk'ın kendilerine öğretme nimeti verip de öğretme konusunda tembellik gösterenler verecektir.” ifadelerini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanlığının dezavantajlı gruplara yönelik birçok hizmetinin bulunduğunu anımsatan Çelik, Gaziantep'te engeli fark etmeksizin Kur'an-ı Kerim'i öğrenmek isteyenlere kurslar açtıklarını belirtti.
“Çocuklarla ilgilenmek bizim boynumuzun borcudur”
Çelik, “Bu bizim boynumuzun borcudur, bizim üzerimize yüklemiş olduğu bir sorumluluktur. Camiler mahallenin ev sahibidir. Camiye yakın çocuklarımız var. Bu çocuklarla ilgilenmek bizim boynumuzun borcudur. Zamanında öğretemediğimiz bilgileri zamanı geçtikten sonra öğretmek için çok zorlanırız ama yeteri kadar öğrenemez. Bunlar da önemlidir.” diye konuştu.
“Her nesil kendi üzerine düşen görevi yapıp gitmiş”
Müslüman olmanın sorumluluğuna ve dünya üzerindeki diğer insanlara hizmet ulaştırmanın önemine de dikkat çeken Çelik, şunları söyledi:
“Her nesil kendi üzerine düşen görevi yapıp gitmiş. Biz de bulunduğumuz yerlerde kalıcı değiliz. Onlar görevlerini yapmışlar, emaneti bize teslim edip gitmişler. Cılız omuzlarımıza bu yük zaman zaman ağır geliyor. Ama hep beraber el ele verip çalışırsak bu yükü hafifletiriz. Elimizdeki yük ağırdır ama kıymetli ve değerlidir.”
Çelik’in konuşmasının ardından görme engellilere dijital Kur’an-ı Kerim seti “Kalem El Basira” hediye edilirken, kentte "Hediyem Kur'an Olsun" kampanyasına destek veren hayırsever iş adamlarına ise teşekkür belgesi ve Kur'an-ı Kerim hediye edildi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)