Gazze; umudun, özgürlüğün, yaşamın özlemiyle yanıp tutuşan ve mazlumiyetin üst sınırlarda olduğu şehir. Atılan her kurşun, her bomba birçok can, birçok kardeşlerimizin vahşice katledildiği Gazze... Siyonist vahşetinin gözler önünde olduğu an. Zulmün diz boyu olduğu mekân... Onlar için uykusuz olan geceler, her an bir bombanın can alacak korkusu, çocukların yetim kaldığı, anaların yüreğinin yanışı, babaların çaresiz gözyaşları ve bir patlamayla yanıp kül olan umutlar, canlar... İşte bu şehir Gazze! Rabbine kavuşma arzusuyla yanıp tutuşan, dinini korumak için şehadete koşan adımlar... İşte bu şehir Gazze!
Filistin`in bağrından çıkmış Şeyh Ahmet Yasin`in dediği gibi; "Siz ey Müslümanlar! Suskun ve aciz helak olmuş ölüler! Hala kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felaketler karşısında? Allah için ve ümmetin namusu için kızacak bir topluluk yok mu?" Şeyhimiz ne kadar doğru söylemiş değil mi, hiç mi yüreğimiz yanmıyor? Bir gün bunların bizim başımıza gelmeyeceğine malum...


Elimizden hiç mi bir şey gelmiyor, bir gözyaşı bir dua da mı? Bunu bile çok mu görüyoruz onlara? Onlar uykusuz korkunç geceler geçirirken, siyonistlerin attıkları bombalarla şehitlerimizin sayısı 5 derken, 10 derken, 20 derken 70`e çıkan ve daha da çıkmakta olan bir zamanda biz nasıl yataklarımızda rahat uyuyabiliyoruz... Onlar ağlarken bizde ağlayalım. Onların canı yanarsa bizimde canımız yansın. Onlar korkarken bizde korkalım. Yoksa hakiki bir imana sahip olamayız...
Rabbimden tek isteğim Gazze`yi siyonistlerin yaptığı bu zulümden, katliamdan kurtarması ve onları özgürlüğe kavuşturmasıdır. Âmin.
 

Büşra Sever / İzmir / Yaş: 16