ABD'de çalışmalarını sürdüren Doktor Hasan Korkaya, kanserin özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki büyük şehirlerde artış gösterdiğini ve bu şehirlerde de Batılı hayat tarzının öne çıktığını belirtti.

ABD'nin Georgia eyaletindeki Augusta Üniversitesinde kanser alanında çalışmalarını sürdüren Korkaya, kanser araştırmalarına başlama hikayesi ve çalışmalarını AA muhabirine anlattı.

Birleşmiş Milletler (BM) bursuyla doktorasını Hindistan'da tamamladığını söyleyen Korkaya, 2002'de kanser araştırmaları için ABD'nin Michigan eyaletine geldiğini anlattı.

ABD'ye geldikten kısa süre sonra 3,5 yaşındaki oğlunun kanser olduğunu, bu nedenle kanser çalışmalarına daha çok odaklandığını anlatan Korkaya, 2012'den bu yana Georgia eyaletinde çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.

Çalışmalarında meme kanseri ve metastaz konularına odaklandığını dile getiren Korkaya, "Metastaz, kanserin olduğu organda kalmayıp hayati organlara sirayet etmesi ve o organı fonksiyonsuz hale getirmesidir. Metastaz kanser ölümlerinin başlıca nedeni." diye konuştu.

Korkaya, son zamanlarda immünoterapinin akciğer ve böbrek kanseri gibi türlerde iyi sonuçlar verdiği ancak meme kanserinde o kadar başarı yakalayamadığının altını çizerek, şöyle konuştu:

"Son dönemde immünoterapiyi meme kanserinin tedavisinde nasıl daha iyi hale getirebileceğimiz konusunda çalışıyoruz. Son çalışmamızda buna göre bir mekanizma bulduk ve bu mekanizmaya göre imünoterapiyi bir başka tedavi yöntemiyle birleştirebilirsek büyük ihtimalle meme kanserinde immünoterapi daha etkin bir hale gelecek."

Dünya Sağlık Örgünün (DSÖ) 2013'te yayımladığı bir raporda kanser vakalarının en fazla gelişmekte olan ülkelerde artış gösterdiğinin ortaya çıktığını anımsatan Korkaya, "Bundan 20-30 sene önce Batı ülkelerindeki kanser oranları, diğer ülkelere nispeten çok daha fazlaydı. Şu anda kanser vakalarındaki artış özellikle Orta Doğu ve Asya'daki gelişmekte olan ülkelerin büyük şehirlerinde. Bu şehirlerde hem yeme içme hem de yaşam tarzı bakımından Batı'daki alışkanlıklar öne çıkıyor." ifadelerini kullandı.

Kanser oranlarının 2030'da 2013'e göre iki katına çıkmasının beklendiğini belirten Korkaya, "2030'da gelişmekte olan ülkelerde özellikle de büyük şehirlerdeki kanser oranı, gelişmiş ülkelerle aynı seviyeye gelecek. İşin acı tarafı o gelişmekte olan ülkelerdeki ölüm oranı daha fazla olacak çünkü hem gelişmekte olan ülkelerde muhtemelen ilk tanıyı koyma süresi çok daha fazla olacak hem de kanser tedavilerine ulaşmak daha zor olacak." dedi.

Korkaya, kanser tedavisinin en önemli parçasının erken teşhis olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kanser başladığı andan itibaren vücudun ona bir tepkisi var. Savunma sistemimiz, bulunduğu organ tüm bunlar kanserin gelişip büyümemesi, oluşmaması için savaş veriyor. İlk başlarda bu savaşla vücut hala dengeyi koruyabiliyor, belli bir süreçten sonra kanser artık bağışıklık sistemini alt ediyor. Dolayısıyla o safhayı geçtikten sonra tedavi çok daha zor oluyor. Ne kadar tedavi uygularsanız uygulayın vücudun savunma sistemi ortadan kalktıktan sonra o tedavi pek anlam ifade etmiyor."

Türkiye'deki kanser çalışmaları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Korkaya, "Özellikle son 10 yılda kansere olan ilgimden dolayı Türkiye'deki kanserle ilgili çalışan arkadaşların birçoğunu biliyorum. 15 yıl öncesine göre karşılaştırırsak şu anda Türkiye’deki araştırmaların çok daha iyi düzeyde olduğunu söyleyebilirim. Çok daha güzel şeyler oluyor. Hatta buradaki birçok çalışmamızı da Türkiye’deki arkadaşlarla ortak yapıyoruz." diye konuştu.