Dünyanın 50 farklı ülkesinde gönüllü olarak sağlık hizmeti veren Yeryüzü Doktorları, doğal afetler, savaşlar, iç çatışmalar sebebiyle yardıma muhtaç olan insanlara ulaşmak adına mesleklerinin zekâtı olarak hayır çalışmalarını sürdürüyor.
Yeryüzü doktorlarının dünyadaki olumsuzluklara karşı ülkemizde oluşan bir iyilik hareketi olduğunu söyleyen Yeryüzü Doktorları Yönetim Kurulu Başkanı Uzman Doktor Yahyahan Güney, yaptıkları çalışmalar hakkında İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.
İnsanın özünde bir adalet arayışı, bir hakkaniyet ve merhamet var olduğunu belirten Güney, "Bu bütün coğrafyalarda var. Bizim geleneğimizde, dinimizde, tarihimizde bu çok yoğun. Dünyanın her tarafında var. Ancak bu eşitsizlikleri adaletsizlikleri afet ve acil durumlar gibi olumsuzlukların kısa sürede çözümü yok. Ancak insanlık bir takım yanlışlıklara yönelik refleksler geliştiriyor. Bizim ülkemizde de merhamete dayalı ötekini düşünün diğer gam hareketler var. Yeryüzü doktorları da dünyadaki olumsuzluklara karşı bizim ülkemizdeki sağlık insan gücünün yapmaya çalıştığı bir iyilik hareketidir. Dünyanın neresinde olursa olsun bir mazluma, mağdura, ihtiyacı olan sağlık hizmeti vermeye çalışan bir yapıdır. Bunun ülkemiz nezdinde oluşturduğu bir tecrübe, uzun geçmişe dayalı bir hayır hareketidir. " dedi.
"İnsani ve kalkınma yardımları çok geniş bir yelpazedir"
Güney, "Yeryüzü doktorları, kuruluşundan beri yaklaşık 50 ülkede çalıştı. Aynı yerlerde uzun süreli projeler de gerçekleştirdi. Bunu yaparken de ülkemizin diğer insani yardım kuruluşlarıyla beraber çalıştık. Aynı zamanda dünyanın değişik ülkelerinden kaynaklanan insani yardım kurumlarıyla birlikte çalışmalar yaptık. İnsani yardımın dünyadaki diğer aktörleri ile geçmişe dayalı ilişkili olan bir kurum. Yurtdışındaki kurumlarla birlikte ve beraber oldukça sığınmacıların, mağdurların ve göçmenlerin faydalandığını gördük. İnsani ve kalkınma yardımları çok geniş bir yelpazedir. Yeryüzü doktorları genel olarak sağlıkçılardan oluşuyor. Kendi mesleğinde infak etmekten başladığı için belirli alanlarda odaklanmayı, belirli alanlarda ihtisaslaşmayı kendisine bir hareket tarzı olarak seçmiş bir kurumdur. Bu uzmanlığın da sahada daha etkin olduğunu görüyor. Diğer alanlarında odaklanmış olan cemiyetlerle de zaman zaman yardımlaşıyor. Sağlık alanında odaklaşmanın ve bir bilgi birikiminin, uzmanlaşmanın da katkılarını görüyor." ifadelerini kullandı.
"Dünya insani yardım günü Irak'ta sağlıkçılara yapılan bir saldırı sonucunda seçilmiş bir gündür"
Siyasi çatışmaların olduğu yerlerde güvenlik risklerinin olabildiğini söyleyen Güney, şöyle konuştu:
"Kutuplaşmaya dayalı sosyal hareketlerin arasında kalıyoruz. Zaten dünyada insani yardımın en büyük problemi budur. Çünkü insani yardım yapmaya çalışırken mutlaka bir takım çıkar grupları, ideolojik gruplar bu insani yardımı kendi alanlarına çekmeye çalışırlar. Bu, insani yardımın doğasında var. Hatta dünyada insani yardım günü diye bir gün var ve bugün İnsani yardımı yapan bir gruba yönelik Irak'ta yapılan bir saldırı sonucunda seçilmiş bir gündür. İnsani yardımın en büyük problemi budur. Diğer taraftan bizim derneğimizin sadece hekimlerden, eczacılardan oluştuğu zannedilmesin. Derneğimizin profesyonel iş süreçleri, bahçe kitlesi, derneğimize gönül veren, destek verenlerin çoğu sağlıkçı değil. Çünkü hastaya merhamet daha gerçekçi bir yardım alanıdır. Bu nedenle birçok bağışçımız sağlıklı ilişkisi olmayan insanlardır. Onlar bizim çocuklara, bebeklere, annelere yaptığımız yardımları görüyorlar ve destekliyorlar."
"Allah bizden hayırlı iyi ve güzel işler yapmamızı istiyor"
Yaptıkları çalışmalar ve yardımlardan faydalananların kendilerine çeşitli şekillerde teşekkür ettiklerini dile getiren Güney, "Yaptığımız çalışmalardan her faydalanan, her ameliyat olan, her kapasitesini geliştirdiğimiz hastaneden hizmet alan kişiler oraya verilen hizmetin tamamen karşılıksız ve merhamete dayalı olduğunu görünce değişik şekillerde memnuniyetlerini dile getiriyorlar. Bizi de işimizi gücümüzü bırakıp böyle bir harekete destek vermeye iten en büyük güç ve motivasyon da budur. Yoksa bizim de herkes gibi kendi işimiz, kendi geçimimiz, ailemiz ve akrabalarımız var. Kendi hayatımıza dair hedeflerimiz var. Bu işlerin arasında bir mola verip, hayır hareketine koşmamızın en büyük sebebi budur. Onunla birlikte bizim medeniyetimizde de aynı şekilde bir memnuniyetin ötesinde Allah'ın rızası var. Çünkü Allah bize, hayırlı iyi ve güzel işler yapmamızı istiyor. İnşallah ahirette de karşılığını umuyoruz." diye konuştu.
"İhtiyaç neyse ona öncelik veriyoruz"
Gittikleri ülkelerde ihtiyaca binaen çalışmalar yaptıklarını hatırlatan Güney, bazen çok küçük dokunuşlarla hayat kurtardıklarını söyledi.
Güney, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sağlık ihtiyacı hayatın bütün ihtiyaçları arasında çok küçük bir yekûn tutuyor. Biz dokunduğumuz coğrafyanın tamamında etkili olamıyoruz. Ancak dokunduğumuz yerlerde ihtiyaç neyse ona yönelik bir öncelik veriyoruz. Bunun örneğini Yemen'de anlatabiliriz. Yemen'de yıllar önce şimdiki siyasi durum yoktu. O zaman farklı iç çatışmalardan kaynaklı hastalar vardı. Hocalardan, akademisyenlerden uzmanlardan oluşan ekipler göndererek onların yapılamayan ameliyatlarını yaptık. Yemen'deki üniversitelerle kendi üniversitelerimiz arasında irtibatları kurduk. En son çıkan iç savaştan sonra ambargo oldu. Şartlar ortadan kalktı. Artık güvenlik riskleri oluştu. Bu sefer açlık meydana geldi. Annelerde, çocuklarda ciddi beslenme yetersizliği oluştu. Buna yönelik beslenme sağlığı merkezleri açtık. Aynı coğrafyada farklı zaman diliminde farklı ihtiyaçlar oldu. Aynı şekilde Somali'de büyük bir kıtlık ve Somali devletinin çöküşü vardı. Gittiğimiz zaman doğru düzgün sağlık kuruluşu yoktu. Öncelikle gönüllü sağlık ekipleri gönderdik. Ardından bir sağlık kuruluşu açıp uzun bir dönem hastane işlettik. Daha sonra eğitim ihtiyacı hissederek ebelik okulu, hemşirelik okulu, sağlık meslek okulları gibi okullara destek verdik. Oradaki tıp fakültelerinde eğitimi destekledik. Üniversitelerimize öğrenciler getirdik. Kurban faaliyetleri için gönüllü ekipleri gönderdik. Çok fazla sayıda olan katarakt ve görme sorunları sebebiyle katarakt kampları düzenledik. Geçen yıl Somali’de 2 bin katarakt ameliyatı yaptık. Yüzlerce insana gözlük dağıttık. Şimdi mültecilik olayı oldu. Mültecilikle birlikte anne sağlık merkezi açtık. Mültecilerin çok yoğun olduğu bir yerde mülteci polikliniğimiz var. Bunun gibi birçok faaliyetimiz devam ediyor. Süreç içerisinde neye ihtiyaç varsa onu yapmaya çalışıyoruz. Aynı şey Filistin için de geçerlidir. Yaralılara evde sağlık hizmeti, fizik tedavi hizmeti veriyoruz. Kendi kurmuş olduğumuz merkezlerde birçok hastaya fizik tedavi desteği veriyoruz. Olduğumuz coğrafya ve ihtiyaca göre yardımlarımız değişiyor."
"Yeryüzü doktorları Türkiye'de sağlık alanında bir öncü"
Yeryüzü doktorları Türkiye'de sağlık alanında bir öncü olduğunu ve sonrasında da birçok benzer sağlık kuruluşu kurulduğunu söyleyen Güney, bu tür kurumların artmasının kendilerini mutlu ettiğini ifade etti.
Güney, "Açıkçası bu bizi çok memnun ediyor. Hem hayırda yarıştırıyor hem de 'Bir hayra sebep olan o hayrı yapan gibidir.' şeklinde örneklik göstermiş olduk. Dünyada hem İslam ülkelerinde hem de gayri İslami ülkelerde çok büyük yardım kuruluşları var. Bunların çok fazla ciroları ve çok fazla sayıda çalışan gönüllüleri var. Biz de bu anlamda ülkemizi temsil etmeye çalışıyoruz. İnsani yardım konusunda Türkiye, çok yeni ve önümüzde daha kat edeceğimiz çok mesafe var. Dünyada uluslararası insani yardımda büyük aşamalar kaydetmiş birçok kurum var. Onların tecrübelerini de görüyoruz ve kendimizi adapte ederek yol almaya çalışıyoruz." dedi.
"Derneğimizin son dönemlerde yönelimi özellikle birinci basamak sağlık hizmetleridir"
Gittikleri ülkelerde öncelikle birinci basamak sağlık hizmetleri verdiğini ve bunun hastalıkları önlemek için çok daha faydalı olduğunu vurgulayan Güney, "Sağlıklı doğum, sağlıklı gebelik takibi birinci basamakta tespit edilebilir ve önlenebilir hizmetlerledir. Bu alanda harcanan paralar, yapılan çalışmalar çok daha etkin ve verimli oluyor. İlerlemiş bir kanser hastasının tedavisi de gerçekçidir. Hem çok bağlıdır hem de çok büyük sistemler gerektirmektedir. Fakat ishal olmuş bir çocuğa verilebilecek küçük bir ishal ilacı, onun vücudunun düzgün bir şekilde hidrate olması, sıvı ihtiyacının giderilmesi, onun hayatını kurtarmaktadır. Bunun maliyeti 5 lira, 15 lira ya da 50 liradır. Ama diğeri 50 milyon liradır. Siz elinizdeki imkânı, maddi değeri, insan gücünü en fazla fayda olacak alanlara yöneltirseniz daha etkili olduğunu görürsünüz. Biz de son dönemde özellikle bu alanlara daha fazla yoğunlaşıyoruz. Bununla ilgili kampanyalar düzenliyoruz. 'Doğmak en temel hak' kampanyamız devam ediyor. Yine, 'Bebekler aç kalmasın' adıyla 5-6 yıldır süren ve büyük bağışların geldiği bu beslenme kampanyaları çok değerli oldu. Binlerce çocuğun hayatını kurtardık ve kurtarmaya devam ediyoruz." şeklinde konuştu.
Güney, son olarak şunları kaydetti:
"21. yüzyılın özelliği, bir işi çok iyi yapmanız gerekmiyor. Bunu insanlara dönüp anlatmanız, etkinliğini göstermeniz gerekiyor. Bu hayır kurumunun neler yaptığını merak edenler yyd.org.tr adresine girerek faaliyetlerimizi yalın bir şekilde görebilirler. Destek vermek isteyenler banka hesaplarımıza ya da kredi kartlarıyla düzenli bağış yapabilirler. 6612'ye gönderecekleri bir kısa mesajla bir mazlumun, mağdurun yarasına merhem olabilirler." (Nizamettin Aşkın- İLKHA)