Başbakan Erdoğan `Uzun menzilli roketleri dışardan almıyor artık Türkiye`de üretiyoruz. İhtiyacımız olan gemileri de ülkemizde üretiyoruz. Aynı şekilde ATAK helikopterlerini Türkiye`de üretiyoruz önümüzdeki yıl seri üretime başlıyoruz. Mayınlara karşı korumalı kirpi adı verdiğimiz araçları yine milli sanayimiz ile Türkiye`de üretiyoruz. Artık başka ülkelerde değil burada Türkiye`de gerçekleştiriyoruz. Bakın burada Kütahya`da bir hususu tekrar ifade etmek istiyorum. Vatandaşlarımızın da komşu ülkelerimizin de dünya ülkelerinin bunu iyi bilmesini istiyorum. Bizim Türkiye olarak hiçbir ülkenin topraklarında iç işlerinde gözümüz yok. Biz ülkemizde huzur istediğimiz kadar ülkemizin huzuru ile doğrudan bağlantılı olarak bölgemizde de sadece ve sadece huzur istiyoruz. Biz kendi ülkemizde istikrar refah istediğimiz kadar doğru orantılı olarak bölgemizde de istikrar güvenlik ve huzur istiyoruz. Biz her zaman barıştan yanayız, sorunların diyalog yoluyla istişare yoluyla çözülmesinden yanayız. Ancak ülkemizin güvenliğine yönelik bir tehdit olursa gereken tedbiri almaktan da asla çekinmeyiz. Birliğimize, toprak bütünlüğümüze refahımıza yönelik bir tehdit karşısında aslı sessiz ve tepkisiz kalamayız.
Burada bir gerçeği ifade etmek istiyorum. Biz elbette yurtta sulh cihanda sulh deyip gereğini yapıyoruz. Barış için, sulh için ülkemiz için Türkiye olarak çok aktif barışçıl bir politika izliyoruz. Amma Akçakale`ye bombayı atarsan orada 5 vatandaşımız şehid olursa bunun karşısında sessiz kalacak değiliz. Biz de ona misliyle mukabele etmek durumundayız. Gazi Mustafa Kemal yurtta sulh cihanda sulh derken her halde Çanakkale`ye gelen düşmana da sulh demedi. Kurtuluş Savaşı bunun için yapıldı. Birilerinin yanlış anladığı gibi biz yurtta sulh cihanda sulh ilkesini pasif olarak tepkisizlik olarak yorumlayamayız. Ülkemizi doğrudan ilgilendiren sorunlar karşısında seyirci olarak asla kalamayız.
Şimdi Gazze`deki çocukların masum insanların üzerine korkakça namertçe bomba yağarken bize dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek susacak mıyız? Suriye halkı acımasızca bombalanırken biz her koyun kendi bacağından asılır deyip bunu seyir mi edeceğiz? Bugün ülkemize sığınan 180 bin Suriyeli kardeşimiz muhaliflerin zulmünden kaçarak gelmedi, zorba Beşar`ın zulmünden kaçarak geldi. Bize, bunları seyretmek yakışır mı? Biz, zulümden kaçan bu kardeşlerimize açık kapı politikası ile kapımızı açtık. Bu millete yakışan budur onun için açtık. Tarih bize böyle bir sorumluluk yüklüyor bu millete yakışanı yaptık. Biz, Dumlupınar`daki şehitlerimizin zihniyeti ile hareket ediyoruz. Biz, Domaniç`teki o Osmanlı`yı kuran ruhun anlayışı ile hareket ediyoruz. Ne diyor muhalefet? Sizin Gazze`de ne işiniz var diyor. Suriye ile neden ilgileniyorsunuz diyor Lübnan`dan Kosova`dan Myanmar`dan size ne diyor? Hiç kusura bakmasınlar, biz 7 milyarlık bu dünyanın içinde yaşıyoruz. Bizim görevimiz nedir bunu çok iyi biliriz. Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz. Her yerle biz de ilgileniriz. Ama bunlar TV ekranındaki ecdadımızı zannediyorum o muhteşem yüzyıl belgeselindeki gibi tanıyorlar. Bizim öyle bir ecdadımız yok. Biz öyle bir Kanuni, öyle bir Sultan Süleyman tanımadık. Onun ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Saray`da o gördüğünüz dizilerdeki gibi geçmedi. Bunu çok iyi görmemiz anlamamız lazım. Ben o dizilerin yönetmenlerini de o TV sahiplerini de milletimin huzurunda kınıyorum. Bu konuda da ilgilileri uyarmamıza rağmen yargının da gerekli kararı vermesini bekliyoruz. Bu milletin değerleri ile oynayanlara milletçe gereken dersin, cevabın hukuk içeirsinde verilmesi gerekir. Biz şehitlerimizin bulunduğu kardeşlerimizin yaşadığı her yere gider onların sorunları ile ilgileniriz. Bu aziz millet tarihi boyunca bunu yaptı bugün de biz bunu yapıyoruz.
Bugün bize Suriye ile ilgilenmeyin diyenler kendileri gidip eli kanlı zalim lideri ile hatıra fotoğrafı çektirmekten çekinmiyorlar. Zalimin yanında olsaydık biz muhalefet özellikle bizim muhalefetimiz Türkiye`deki sizin Suriye`de ne işiniz var diyecekti. Bunlar bir gariptir akşam başka konuşurlar sabah başka konuşurlar. Mazlumun yanında yer aldığımız için ciddi şekilde rahatsız oluyorlar. Kendileri her zaman tarihleri boyunca zalimlerin yanında yer aldılar. Hitlerin, Musoli`nin, Stalin`in yanında yer aldılar. Bugün de aynısını yapıyorlar. Zalime arka çıkıyor mazlumu görmezden geliyor. Bakın dün Muharrem ayının 10`u idi. Hazreti Hüseyin Efendimizin, Ehli Beyt`in katledilmesinin senei devriyesiydi. Hazreti Hüseyin Efendimiz`e gitme seni öldürecekler denildiğinde hepimize ilke olacak bir söz söylemişti. `Eğer ben bu zülme direnmezsem ilerde müslümanlar beni örnek alır zulme boyun eğerler. Eğer ben gitmezsem ilerde zalime karşı kimse direnmez` der. Biz milletçe hep mazlumun yanında olduk ve olacağız. Her zaman hakkı savunduk ve milletçe bundan sonra da hakkı savunacağız. Sınırımıza aldığımız tedbirlerden de kimse farklı anlamlar çıkarmaya gayret etmesin, biz bu tedbiri sınırımızda alıyoruz. Neden, Akçakale`ye Ceylanpınar`a bu bombaları atanların farklı şeyler yapmayacağını nereden bilelim? Biz bir NATO ülkesiyiz ve NATO ülkesi olarak da yasaların gereği orası aynı zamanda NATO`nun da talebimiz halinde yapma alanı içindedir. Biz sulh ve barıştan yanayız. Ama ülkemizi savunmak için her türlü tedbiri almak hakkımızdır ve her tedbiri alırız.