İşgalci İsrail tarafından toprakları gasbedilen Filistinliler, 30 Mart Toprak Günü dolayısıyla düzenlemeye hazırlandıkları gösteri ve etkinliklerle adalet arayacak.

Bu kapsamda yarın abluka altındaki Gazze, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs ile İsrail sınırları içinde kalan topraklar ve dünyanın çeşitli başkentleri geniş katılımlı gösterilere hazırlanıyor.

Filistinliler, geçen yıl Toprak Günü'nde Gazze sınırında başlattıkları Büyük Dönüş Yürüyüşü'ne yaklaşık bir yıldan bu yana devam ediyor. Bu gösterilere İsrail askerlerinin müdahalesi sonucu şu ana kadar 200'den fazla Filistinli şehit oldu. Toprak Günü münasebetiyle yarın Gazze-İsrail sınırında kitlesel gösterilerin düzenlenmesi bekleniyor.

İşgalci İsrail ordusu ise gösterilerin arefesinde Gazze sınırına tank ve keskin nişancıların da arasında bulunduğu askeri yığınak yaptı.

TOPRAK GÜNÜ NEDİR?
İşgalci İsrail, 30 Mart 1976'da ülkenin kuzeyindeki Celile bölgesinde yaşayan İsrail vatandaşı Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koydu. Bunun üzerine Filistin halkı, bu gasbı protesto etmek için genel greve gitti ve gösteriler düzenledi.

İşgalci İsrail polisi gösterilere katılan Filistinlilere ateş açarak 6 kişiyi şehit etti, binlerce kişiyi yaraladı. İsrail'in kuzeyindeki Celile bölgesinde bulunan Deir Hanna beldesinde yaşanan bu olay, polis ile İsrail vatandaşı olan Filistinliler arasındaki ilk kitlesel çatışma olması sebebiyle büyük önem kazandı.

Olayın gerçekleştiği tarihte, Deir Hanna beldesinde yaşayan Filistinlilerin yaklaşık yüzde 20'sini Hristiyanlar, geri kalanını ise Müslümanlar oluşturuyordu.

"Toprak Günü" olarak anılan bu olay, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmanın kaynağı kabul edilen toprak konusunda Filistinlilerin gösterdiği direnişin simgesi olarak görülüyor.

FİLİSTİNLİLER TOPRAKLARININ YÜZDE 15'İNİ KULLANABİLİYOR
Toprak Günü'nün geçmişi "Nekbe" (Büyük Felaket) olarak bilinen 1948'de İsrail'in kurulması ve sonrasındaki olaylar zincirine kadar uzanıyor.

Filistin İstatistik Merkezinin Mart 2015'teki verilerine göre İsrail, 27 bin kilometrekarelik Filistin topraklarının yüzde 85'ine el koymuş durumda. Filistinliler kendi vatanlarının sadece yüzde 15'ini kullanabiliyor.

MİLYONLAR SÜRGÜNDE YAŞIYOR
Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki mülteci kamplarının yanı sıra başta Suriye, Lübnan ve Ürdün olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde vatanlarından uzakta hayat süren milyonlarca Filistinli, hala yüzlerinin "çalınan cennet" olarak tanımladıkları Filistin'e dönük olduğunu her fırsatta dile getiriyor.

Birleşmiş Milletler'in (BM) "Evlerine geri dönmeyi ve komşularıyla huzur içinde yaşamayı arzulayan mültecilerin, mümkün olan en yakın zamanda bu arzularını gerçekleştirmelerine izin verilmeli ve geri dönmemeye karar verenlerin arazileri için tazminat ödenmeli" şeklindeki 194 sayılı kararını ise İsrail uygulamayı reddediyor.

İsrail içerisinde yaşayan Filistinlilerin de istedikleri her bölgeye yerleşmeleri mümkün değil.

İsrail parlamentosundaki Filistinli milletvekili Ahmet Teybi'nin aktardığına göre şu anda İsrail toprakları içerisinde bulunan 920 köy ve kasabada Arapların yaşaması yasak.

Teybi, söz konusu 920 köy ve kasabaya yerleşmek isteyenlerin, buranın yöneticisi olan dernek tipi organizasyonlardan onay alması gerektiğini ve bu yapıların da Yahudi olmayanlara onay vermediğini kaydetti.