ABD Başkanı Donald Trump'ın Golan Tepeleri'yle ilgili sözlerinin yankıları sürerken, buna dair tepkiler de artarak gelmeye devam ediyor. Konuyu Doğruhaber Gazetesindeki köşesine taşıyan HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, bu adımların stratejik büyük hamleler olduğuna işaret etti.

"HÜDA PAR'ın Sesine Kulak Verin" başlığıyla Doğruhaber Gazetesindeki köşesine önemli konuları taşıyan Demir, Türkiye ve dünyada yaşanan önemli olayların gözden kaybolmaması ve sağlıklı çıkarımlarda bulunulabilmesi adına HÜDA PAR'ın, dikkatli bir şekilde takip edilmesine gerektiğini vurguladı.

Demir'in, köşe yazısındaki ilgili kısmın tamamı şöyle:

"Öte taraftan siyonizm aklı İslam coğrafyasını kasıp kavuruyor. Trump ile beraber Amerika'ya da neredeyse tam anlamıyla hakim olan siyonist zihniyet, Amerika’nın dünyadaki bütün siyasi, ekonomik, politik güç ve avantajlarını da arkasına alarak kendisine göre bir dünya dizayn etmeye başladı. İran'a herkes ABD'nin ambargo koymaya çalıştığını sanıyor. Ancak hakikatte bu ambargoyu siyonizm koyuyor. Önümüzdeki süreçte İran'ın tüm hayat damarlarını kesmeye çalışacaktır.

Suudi-Mısır-BAE-İsrail-ABD birlikteliğinin mimarı da yine siyonizm'dir. Günümüzün en popüler stratejisi; ABD'nin İslam coğrafyasındaki tüm taşeron ve piyonlarından vazgeçip bölgesel aktör olarak israili sahaya sürmesidir. Büyük oranda da başarılı oluyor. Zira Suriye üzerinden İslam ümmeti bir birine düşmekle kalmamış, Suudi, Mısır ve BAE de siyonist yayılmacılığının köşe taşlarını döşeyip duruyorlar.

Trump’ın, daha önce Kudüs'ü siyonistlerin başkenti ilan etmesi ve şimdide de Golan Tepeleri’nin siyonist egemenliğine tanıması gayri hukuki bir adımdır. ABD, er geç dediğini yapacak ve Golan'ı İsrail toprağı olarak tanıyacaktır. Doğu Akdeniz'de de yine baş aktörlüğünü İsrail'in yaptığı bir enerji ittifakı kuruldu. Bütün bunlar bir biri üzerine binen, bir önceki adım, sonrakinin zeminini hazırlayan stratejik büyük hamlelerdir.

İslam ümmeti ise; ciddi bir dağınıklık içinde, gelinen süreci okumaktan bile neredeyse aciz bir noktaya gelmiştir. Müslümanlar ülkelerin İİT, Arap birliği, Körfez İşbirliği Konseyi gibi teşekkülleri ise bir araya gelmekte bile zorlanıyorlar. Bir araya gelseler dahi bu birliktelikler icra noktasında bir şey ifade etmiyor. Yani anlayacağımız; İslam ümmeti hiç bir zaman böyle kötü bir noktaya gelmemişti.

Bütün bu olup biten önemli olayların gözden kaybolmaması ve sağlıklı çıkarımlarda bulunabilmemiz için HÜDA PAR'ı dikkatli bir şekilde takip edelim. Günübirlik politikalarda kaybolmadan, süreçlerin milletimizin ve ümmetin maslahatı doğrultusunda gözler önüne serildiğini net bir şekilde göreceksiniz." (Ramazan Casuk-İLKHA)