Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Bilişim Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şevki Işıklı, hayatı kolaylaştırmak için kullanılan son teknoloji akıllı cihazların, bilgisayar korsanlarının uyguladığı bazı yöntemlerle özel hayatı tehdit eden, kişileri ve kurumları zarara uğratan casus cihazlara dönüşebildiği uyarısında bulundu.
Işıklı, dünyada gittikçe artan siber tehditler ve bundan korunma yollarıyla ilgili yaptığı açıklamada, dünyada 50 milyar cihazın birbirine bağlı olduğunu söyledi.
Akıllı telefonların insanların, dünya ile bağlantısını sağladığını ifade eden Işıklı, "Onlarla radyo dinleyebiliyor, haber okuyabiliyoruz. Bu cihazlarla video, film, oyun, alışveriş, bilet, kamera ve ses kaydına erişim de mümkün. Onlar yanımızdayken kendi notlarımıza, kontaklarımıza, elektronik postlarımıza hatta banka hesaplarımıza veya alışveriş sitelerine erişebiliyoruz. Onları evde unutursak ya da kaybedersek çoğumuz derin bir kaygı bozukluğu yaşıyoruz. Hatta çoğumuz nomofobik olduk. Onlar yanımızda yoksa bizim için dünya yok oluyor. Paramız, saygınlığımız hatta işimiz tehlikeye giriyor." diye konuştu.
Işıklı, bu cihazların aynı zamanda dünyayı da kişiye bağladığını, kişileri hiç tanımadıkları insanlarla iletişime geçirdiğini belirtti.
Bunlardan bazılarının bilgisayar korsanı, hacker, suçlu veya terörist olmasının muhtemel olduğuna dikkat çeken Işıklı, bu yolla özel hayata erişilebildiğini dile getirerek, "Cep telefonları bazen cebimizde akrep ya da içimizdeki hain gibidir. Bazıları onlara gammaz, hain ya da casus der. Haksız da sayılmazlar. Bunlar, hiç iyi sıfatlar değildir. Nerede olduğumuz, kiminle ne konuştuğumuz, nerede, ne kadar, niçin harcama yaptığımızın bilgilerini kaydediyorlar. Yani bizi fişliyorlar. Çektiğimiz fotoğrafları, gönderdiğimiz e-postaları, okuduklarımızı, araştırdıklarımızı görüyorlar." diye konuştu.
"Herkesin kullandığı şarj makineleri çok riskli"
Işıklı, hayatı kolaylaştırmak için kullanılan son teknoloji akıllı cihazların, bilgisayar korsanlarının uyguladığı bazı yöntemlerle özel hayatı tehdit eden, kişilere ve kurumları zarara uğratan araçlara dönüşebildiği görüşünü dile getirdi.
Bazı cihazların kapalıyken bile veri ürettiğini belirten Şevki Işıklı, şunları kaydetti:
"Hatta hacklenmiş şarj cihazları, yeni bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Suçluların kullandığı virüsler, indirilen bir programla veya şarj cihazıyla telefonunuza bulaşabiliyor. Bu yöntem çok bilinmiyor, fakat USB şarjlar da hacklenebiliyor. Hackerlar, USB şarj cihazına, iPhone'un güvenlik duvarını aşabilen virüsler yerleştirmeyi başardılar. Telefonunuzu modifiye edilmiş şarj cihazına taktığınız anda casus yazılım gizlice telefonunuza yükleniyor. Hacker, telefonunda yaptığınız her şeyden haberdar oluyor, şifrelerinizi alıyorlar. Havalimanı, otobüs terminali ya da metrobüs gibi herkesin kullandığı şarj makineleri çok riskli. Google Play ve App Store'da neredeyse her şeyin uygulaması var. Facebook mobil uygulamasını varsayılan şekilde yüklediğinizde, telefonunuzdan ses kaydı yapma ve görüntü çekme izni de vermiş oluyorsunuz."
Android telefona Facebook uygulaması indirildiğinde, henüz hesap açıp, şifre oluşturup kullanım sözleşmesi onaylanmadan önce, telefon numarasının ağda paylaşıldığını aktaran Işıklı, "Uygulamayı yükledikten sonra ise yaşadığınız yeri, adınızı ve e-posta adresinizi paylaşıyor. Aynı şeyi Angry Birds oyunun da yaptığı ortaya çıktı. Bunlar gizlilik ve güvenlik ayarlarıyla pek ilgili değil. Her şey ekranın arkasında, görünmeyen kodlar kısmında olup bitiyor. Sokakta karşınıza çıkan biri sizden telefon numaranızı istediğinde yaşadığınız tereddüt, bunun yanında çok naif kalıyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Stalker ekonomisi dünyayı esir aldı"
Instagram'da paylaşılan eğlenceli bazı fotoğrafların boşanma ve velayet mahkemelerinde aleyhte kanıt olarak kullanılabileceğine dikkati çeken Işıklı, "Stalk denilen çevrimiçi yakın takip, birçok insanın canını sıkıyor. Siber sapıklardan korunmak zor. Sadece taciz etmiyorlar, takip ve tehdit edip korkutuyorlar. Bunu, hakkınızda siber dedikodu yayıp, kişisel verilerinizi yaymakla tehdit ederek yapıyorlar. Sonuç olarak, kurbanlar, gerçek hayatta tacize uğruyorlar. Stalker ekonomisi dünyayı esir aldı, fakat başımıza gelinceye kadar bunu umursamıyoruz." ifadelerini kullandı.
Şevki Işıklı, fütürist Marc Goodman'ın, "Google unutmaz, affetmez, silmez. Dokunduğunuz her tuşu, sizi tahlil etmek, profilinizi çıkartmak ve kategorize etmek için biriktirir" sözünü anımsatarak, güzel bir eylem olarak nitelendirilen paylaşmanın ciddi bir maliyeti olduğunu söyledi.
Sosyal ağların, toplumların yeni arşiv daireleri olduğunu ifade eden Işıklı, "Nerede olduğumuzu polis, eşimiz, sevgilimiz ya da ebeveynlerimiz bilmiyorken, mobil telefon şirketleri biliyor. GPS antenleri, Wi-Fi noktaları ve uydu sistemlerini kullanıyorlar. Facebook ve Google, arama sırasında cep telefonunuzun mikrofonunu sizinle birlikte kullanıyor. Sadece konuşmalarınızı değil, çevredeki sesleri de kaydediyorlar. GPS, yani konum bilgileri büyük risk." dedi.
GPS konum verileriyle belli bir zamanda aynı konumda kimlerin bulunduğunun bilgilerinin kaydedildiğini belirten Işıklı, "Google Maps gibi navigasyon hizmeti veren uygulamaların konum servisini açabilirsiniz. Bu mantıklı. Ama çoğunun ilgisi olmadığı halde konum bilgisi istemesi, onlara karşı şüphelenmemizi haklı çıkarır." diye konuştu.
"Robot ağlar büyük tehdit"
Doç. Dr. Şevki Işıklı, dünyada zombi bilgisayarların sayısının gittikçe arttığını, hackerların cephaneliğindeki en etkili silahın uzaktan kontrol edilen bilgisayarlardan oluşan robot ordusu (Botnet) olduğunu söyledi.
Sanal dünyada, yer altında kalan bazı şirketlerin 2 milyondan fazla bilgisayarı kontrol ettiğini, bunların zombi bilgisayarlardan oluşan dev bir orduya sahip olduğunu ifade eden Işıklı, "Robot ağlar büyük tehdit. Hackerlar, zombi ağlarını spam göndermek, 'DDoS' saldırısı yapmak, yasa dışı içerik saklamak, hizmeti aksatmak veya durdurmak için kullanıyorlar. Yol açtıkları maddi zarar, 100 milyon doların üzerinde. Suçun sanayi devrimi yaşanıyor. Halkın çoğu zombi bilgisayar kullandığının farkında bile değil." dedi.
Işıklı, trojen virüslerin de sanal dünyada sık karşılaşılan tehditlerden biri olduğunu, bu virüslerin normal bir yazılımın içine tıpkı Truva atına saklanmış askerler gibi gizlendiğini aktararak, "Program kurulduğunda gizlice aktif olur. 'Uzaktan sil' gibi komutlarla sizi tehdit ederler. Ekranınıza gelen '24 saat içinde şu kadar ödeme yapmazsan bilgisayarındaki her şey geri getiremeyeceğin şekilde silinecek' şeklinde tehdit ediyorlar ve dediklerini yapmak konusunda çok ciddi olabiliyorlar." değerlendirmesinde bulundu.