Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki Al Noor ve Linwood camilerine yönelik gerçekleştirilen ve 50 Müslüman’ın şehid olduğu vahşi haçlı katliamına bir tepki de Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçe halkından geldi.
Cami saldırısının kesinlikle bireysel bir saldırı olmadığını söyleyen Cami-Der Başkan Yardımcısı Abdullah Çelik, "Son cami saldırısı hilal ile haçın, hak ile batıl savaşının son perdesidir. Bu cami saldırısı kesinlikle bireysel bir saldırı değildir. Yeryüzünde İslam’a, Müslümanlara olan kinlerin, düşmanlığın göstergesidir. Tabi bunun önlemi alınmazsa Müslümanlar birlik olmazsa bu ve buna benzer saldırılar artarak devam edecektir. İnsanlıktan nasibini almayan din düşmanlarının saldırıları ilk değildir. Son da olmayacaktır. Tarihe baktığımızda değişik tarih ve zamanlarda böyle saldırılara şahit olmuşuz. Haçlılar ve onların destekçilerinin, kuklalarının ele geçirdikleri İslam topraklarında ilk işleri mabetlere saldırmak olmuştur. Moğol istilasında biz bunu görüyoruz. Haçlılar Kudüs’ü ele geçirdikleri zaman biz görüyoruz, nihayetinde en son bunu Yeni Zelanda'da gürdük.” dedi.
"Cami ümmetin vahdeti, ümmetin birliği ve ümmetin diriliş mekânıdır"
Çelik, "Cami ve mescitler ümmetin kırmızı çizgisidir. Camilerin hedef seçilmesi sıradan değildir. Biz eğer ne kadar camilerin fonksiyonunu, önemini bilmesek de ve unutmuş olsak da kâfirler, emperyalistler bunu çok iyi biliyor. 17 bin kilometre ötede Ayasofya ile ilgili verilen mesajlar, bu işin ne kadar projeli ve programlı olduğunun göstergesidir. Allah’u Teâlâ'nın yeryüzünde ilk inşa ettirdiği bina Kâbe’dir. Resulullah'ın da ilk inşa ettiği bina Kuba Mescidi'dir. Dolayısıyla haçlılar ve Siyonistler bunun farkındalar. Maalesef biz Müslümanlar bu işin farkında değiliz, işin ehemmiyetini görmüyoruz. Camilerimize sahip çıkmıyoruz. Oysa cami ümmetin vahdeti, ümmetin birliği ve ümmetin diriliş mekânıdır. Resulullah’ın yaptığı gibi camileri imar etmemiz, camilere sahip çıkıp, camileri doldurmamız lazım. Müslümanların kendi aralarındaki basit ihtilafları bırakarak asıl olan mücadelesine ve asıl olan birliğine sarılması lazım. Bu olmadığı sürece bu gibi saldırılar artarak devam edecek. Hele hele bizim içimizde camilere ve mescitlere yönelik ihanet olduğu sürece ve biz buna müsaade ettiğimiz sürece birçok ülkede cami ve benzeri saldırılara cesaret vermiş oluruz. Dolayısıyla ellerinde yetki ve imkânı olan herkesin üzerine düşen görevi yapması lazım. En önemlisi de sembolik de olsa Ayasofya gibi ne olursa olsun ibadete açılması lazım.” ifadelerini kullandı.
"Müslümanların acziyeti ve pasifliği zalimlerin ellerini güçlendirdi"
Cami saldırısını kınayan esnaf Mahmut Diril, "Yeni Zelanda'da yaşanan dramatik olayı kınıyoruz. Hakikaten bu gün Müslümanların acziyeti ve pasifliği, o zalimlerin ellerini güçlendirdi. Müslümanların pasifliğinden dolayı cesaretlenip camilerimize, kutsal mekânlarımıza saldırıyorlar. Bundan dolayı İslam ümmetinin bir an önce, vahdet içinde, aynı fikir, aynı zikir ve aynı hedef doğrultusunda, bu zalimlerin bir daha böyle bir şeye teşebbüs etmemesi için bir araya gelmesini istiyoruz. Şayet bir araya gelmezsek görüş ve fikir ayrılığına düşersek kâfirler bundan güç kazanıp bu gibi saldırıları tekrar tekrar yapacaklar.” şeklinde konuştu.
Bu gibi hain saldırılara dur dememiz gerektiğini söyleyen Murat Yıldız ise, "Caminin içinde bir terörist, onlarca Müslüman’ı şehid ediyor. Bu da Müslümanların vahdetinin olmayışından dolayıdır. Bu kişi katliamı gerçekleştirmeden önce 70 adrese mesaj atmış ve bu katliamı işleyeceğine dair bilgi vermiş. Bu katliam göz göre göre yapılmıştır. Bu katliam özellikle Müslümanlara yapıldığı için kimseden bir ses çıkmıyor. Bu olayın olmasının sebebi de İslam ülkelerinin yan yana duramayışıdır. Tabi bu sadece Yeni Zelanda'da olan bir olay değil, İngiltere'de, Fransa'da, Avrupa’nın birçok ülkesinde hep yaşanıyor. Bu her zaman yaşanacak bir durum ve buna karşı Müslümanların bir araya gelip örgütlenmesi gerekir. Bu hain saldırılara dur dememiz gerekiyor. Bu gün bizler susarsak ardımızdan gelenler de susarlar. Biz Müslümanlar şu an 1,5 milyarız. Bedir'deki 300 Müslüman kadar olamıyorsak vay halimize, bizler böyle devam edersek bu zalimler daha çok katliam yaparak kardeşlerimizi şehid ederler. Biz bunların karşısında hep duracağız, ölmedik, dimdik ayakta duracağız inşallah.” dedi.
"Müslümanlar olarak birbirimize sahip çıkmazsak daha birçok cami katliamı göreceğiz"
Müslümanlar olarak bir birimize sahip çıkmazsak daha birçok cami katliamı yaşanacağını belirten Mehmet Acet, "Yeni Zelanda'da yapılan katliam büyük bir zülümdür. Bir zalim, silahlı olarak iki caminin içine girip onlarca Müslüman’ı katlediyor. 'Peygamberimiz orduyu savaşa gönderirken sahabelerine şu tavsiyelerde bulunuyordu. Camilere, kiliselere ve herhangi bir mabede yaklaşmayın, orada insanları öldürmeyin.' Bu insanların suçları sadece camilerinde namaz kılmaktır. Bu ise silahlı bir şekilde onlarca Müslüman’ı katlediyor. Ve bununla da yetinmeyip, kamera ile görüntü çekip, bütün dünyaya izlettiriyor. Bu da gösteriyor ki zalimler, ellerinden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorlar. Bunu yapmalarının en büyük sebeplerinden biri de Müslümanların bir araya gelmemesinden kaynaklanıyor. Eğer Müslümanlar olarak bir birimize sahip çıkmazsak daha birçok cami katliamı göreceğiz. Fransa'da birkaç insan öldürüldü diye İslam ülkelerinin liderleri oraya gidip kınadılar. Müslümanlar olarak bu zulme büyük bir tepki vermeleri lazım.” ifadelerini kullandı.
Vatandaşlardan Ali Yol ise "Yeni Zelanda'da yapılan katliamı kınıyoruz. Bu katliam yapılmadan önce yaklaşık 70 civarında farklı farklı yerlere mail atmış, bu katliamı yapacağım diye, bu maillerin atılmasına rağmen hiçbir yerde tepki verilmedi. Daha sonra katliamı gerçekleştirirken Facebook’ta canlı yayın yapıyor. Tabi bu sadece bir olay değil, birçok İslam ülkesinde Müslümanlar katlediliyor. Yeter artık, bu katliamlara dur demek lazım. Müslümanların bir araya gelip bu gibi katliamlara dur demesi lazım, ben buradan bu katliamı şiddetle kınıyorum.” dedi. (Sabri Acet-İLKHA)