Gelişen teknolojiyle beraber birçok meslek, unutulmaya yüz tuttu. Taş ustacılığından antikacılığa, kalaycılıktan değirmenciliğe, emanetçilikten semerciliğe kadar yüze yakın mesleğin çoğu tarihe karışırken bazıları ise direnmeye devam ediyor.
Hazır giyime karşı direnen mesleklerden olan manifaturacılık, eski günleri arıyor. Geçmişte revaçta olan bu mesleği babasından devralan Mardinli Hüseyin Özgün, geçmiş günlerdeki kadar olmasa da yine kendi mesleklerinin taliplilerinin olduğunu kaydediyor.
Manifaturacılığın azalması ile birlikte vatandaşlarda adet halini almış düğünlerde hediyeleşmenin de azaldığına dikkat çeken Özgün, babasının 60, kendisinin ise 30 yılını bu mesleğe verdiğinin altını çiziyor.
"Gençler hazır giyimi tercih ediyor"
30 yıldır abisi ile birlikte baba mesleğini devam ettirdiklerini söyleyen Özgün, şunları söyledi:
"Babam 60 yıl manifaturacılık yaptı. Kendisi emekli olduktan sonra ben ve abim de 30 yıldır bu mesleği devam ettiriyoruz. Eskiye nazaran satışımız yüzde 50 düşmüş. Çünkü şimdiki gençler genel olarak hazır giyimi tercih ediyor. Çünkü terzilerde istediği modeli yaptıramıyorlar, yapsa bile kumaş alıp dikilmesinin maliyeti yüksek oluyor ama hazır giyimde istediği modeli ve daha uyguna alabiliyor. Bundan 20 yıl önce dükkânımızın yarısı erkeklere yarısı ise bayanlara ait kumaşlar mevcuttu ve hem erkek hem de bayan müşterilerimiz çoktu. O kadar rağbet vardı ki yetiştiremiyorduk. Zamanla erkekler hazır giyime yönelince ve erkek müşterilimiz kalmayınca dükkânı sadece bayanlara yönelik tahsis ettik. Şimdilik piyasada fiyat belirsizliği olduğu için sattığımız kumaşların yerine aynısı alamıyoruz."
"Eskiden elbise almanın ve diktirmenin bir heyecanı vardı"
Kumaş metresinin 15 TL'den başlayıp 100 TL'ye kadar çıktığını ve bir elbiseye 3 metre kumaşın gittiğini kaydeden Özgün, bir elbisenin maliyeti 45 ile 300 TL arası değiştiğini söyledi.
Özgün, "Yabancı kumaşları Dubai ile Kore'den, yerli kumaşları ise İstanbul ile Bursa'dan toptancılar vasıtasıyla getirtiyoruz. Eskiden her bir düğünde 100-200 kumaş parça satıyorduk. Düğün sahipleri kumaşları satın alıp, düğünden önce dost ve akrabalara hediye (xilat) ediyorlardı ve onları bu şekilde düğünlerine davet ediyorlardı. Eskiden o kadar iş yoğundu ki yetiştiremiyorduk. Birçok müşterimiz bekleye bekleye bir şey almadan gidiyorlardı. Şimdi ise müşterilere hasretiz. Gerçekten eskiden elbise almanın ve diktirmenin bir heyecanı vardı. Müşteriler özene özene alıyorlardı sonra terziye götürüp istedikleri modelde diktiriyorlardı ve bundan zevk alıyorlardı. Ama şu an artık eski heyecan yok. Çünkü şimdi hazır giyime kaçıyorlar." dedi.
"Anneme elbise dikmek için kumaş almaya geldim"
Kumaş çeşitlerinin çok güzel olduğunu ve özellikle yaşlı kadınların artık daha çok tercih ettiğini belirten müşterilerden Necah Osman, "Şimdi ki gençler hazır giyimi tercih ediyor ama yaşlılarımız hala eskisi gibi kumaş alıp dikiyorlar. Hem kızıma hem anneme elbise için bir parça almaya geldim. Yaşlılar için parça kumaş daha iyidir, çünkü kendilerine uyacak şekilde istedikleri gibi diktiriyorlar." diye konuştu.
"Ninelerimizin giydiği yöresel kıyafetleri kızlarımız tercih etmeye başladı"
Eskiden ninelerinin giydiği yöresel kıyafetlere şimdiki kız ve gelinlerin onlara özenip giymeye başladığını söyleyen Amine Şan, "Eskiden ninelerimiz ve annelerimiz şaldan yapılan kıyafetleri giyiyorlardı. Yöresel kıyafet dediğimiz bu şal parçalarını alıp diktiriyorlardı. Giyim kuşamları hepsi yöreseldi şimdi ise onların eskiden giydiği elbiseler moda olmuş! Şimdi ki kız ve gelinler şaldan yapılan elbiselere rağbet ediyorlar. Ben de kızıma diktirmek için bir parça şal aldım." dedi. (M. Salih Keskin, Mehmet Aslan – İLKHA)