Yeni Zelanda'da yaşanan katliama yönelik yazılı bir basın açıklaması yapan Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi, Batı'nın, İslam ile terörü özdeşleştirmek adına uzun yıllardır sistematik bir manipülasyon uyguladığına dikkat çekti.
Batı dünyasının kendi içerisindeki İslam karşıtı terörü görmezden geldiğine vurgu yapılan açıklamada , ABD ve Avrupa ülkelerinde Müslümanların hergün hedef alındığını ve onlarca terör olayının yaşandığını ancak bu sistematik vahşeti bireysel hadise gibi gösterilmeye çalışıldığı ifade edildi.
Açıklamada, "Batı dünyasının islamafobi adı altında Müslümanlara ve islama karşı uyguladığı sistematik ayrımcılık ile birlikte kendi içinde yaptığı katliamları görmezden geliyor. Her defasında 'İslami terör' yakıştırmasıyla Müslümanları töhmet altında bırakmaya çalışan batı dünyası, müslümanlara karşı uyguladığı ayrımcılık ve katliamları meşru görerek bu tür katliamlara imza atanları da ya 'akli dengesi bozuk ya da psikolojik sorunları var' diyerek işin içerisinden sıyrılmayı bir maharet olarak görüyor." denildi.
"Londra'da yılda 7 bin 500 civarında İslam karşıtı terör eylemi gerçekleşmektedir"
Müslümanların, günlük hayatın her alanında sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldığı, yaralanma ve ölümle neticelenen saldırıların gerçekleştiği, ibadethane ve mezarlıkların kundaklandığı, Müslümanlara ait ev ve iş yerlerinde sivil insanlar varken, söz konusu yerlerin yakıldığı belirtilen açıklamada, "Örneğin, Alman resmî rakamlarının verilerine göre Almanya'da 2001-2014 yılları arasında 297 cami saldırısı gerçekleştirilmiş, 1990-2011 yılları arasında 746 Neonazi cinayeti işlenmiştir. ABD merkezli Southern Poverty Hukuk Merkezi verilerine göre, ABD'deki nefret grubu sayısı 2016'da yüzde 14 artarak 892'ye çıkmıştır. Bu oluşumların çoğu Müslümanları hedef almaktadır. Londra Belediyesi verilerine göre, kentte günde ortalama 20 İslam karşıtı suç işlenmektedir. Bu verilere göre İngiltere'de değil, yalnızca Londra'da yılda 7 bin 500 civarında İslam karşıtı terör eylemi gerçekleşmektedir. Fransa İslamofobi ile Mücadele Kolektifi (CCIF) verilerine göre, Fransa'da İslam karşıtı suç sayısı 2015'in ilk altı ayında 274'tür. Bu rakam yalnızca CCIF'nin tespit edebildiklerini kapsamaktadır." ifadelerine yer verildi.
"Müslümanlara yönelik saldırılar 3 kat arttı"
Hollanda'da İslamofobi ve Ayrımcılık Bildirim Merkezi verilerine göre, ülkedeki Müslümanlara yönelik ayrımcılık, şiddet ve saldırılar 2013-2016 yılları arasında üç kat, camilere yönelik saldırıların ise iki kat arttığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Belçika'da resmî statüde hizmet veren Eşit Haklar Merkezi verilerine göre, ülkedeki ırkçı saldırıların yüzde 80'den fazlası Müslümanları hedef almaktadır. Bu korkunç tablo, ABD ve Avrupa ülkelerinde Müslümanları hedef alan terörün giderek tırmandığını göstermektedir. Ancak siyasi mercileri, medyası, sivil yapılanmaları, akademisi ve kültür-sanat mecralarıyla Batı dünyası, yaşananları görmezden gelmeyi tercih etmektedir. Müslümanların canına kasteden saldırılar 'kaza', her gün onlarca insanın öldüğü ya da yaralandığı terör eylemleri ise 'adli suç' olarak lanse edilmekte, camileri hedef alan yüzlerce kundaklama olayının üstü örtülmektedir. Faili Müslüman olan bir hadiseyi 'İslamcı terör' olarak dünya kamuoyunun gündemine taşıyan Batı medyası, bir Hristiyan terör eylemi gerçekleştirdiğinde ise 'aklî dengesi bozuk, işsiz, psikopat' ve benzeri sıfatlar kullanarak olayı basit bir saldırı gibi vermektedir."
"Gerçeklerin üstü örtülmeye çalışılmıştır"
Geçmişte yapılan ve üstü örtülen saldırılarında hatırlatıldığı açıklamanın sonunda, şu ifadelere yer verildi:
Almanya'da işlenen Neonazi cinayetleri uzun yıllar ülkede yaşayan Türklerin kendi aralarındaki bir hesaplaşma olarak lanse edilmiş, ardından 'dönerci cinayeti' denilerek bireyselleştirilmeye çalışılmıştır. Söz konusu cinayetlerin Alman derin devleti ile bağlantılı Hristiyan Neonazi örgütleri tarafından planlı ve sistematik bir şekilde gerçekleştirildiği ortaya çıkmıştır. 2015 yılı şubat ayında ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde üç Müslüman gencin kendi evlerinde silahla vurularak öldürülmesi Batı medyası tarafından büyük oranda görmezden gelinmiş, yayınlanan haberlerse olayı basit bir saldırı olarak vermiştir. Olayda failin Hristiyan oluşu, masum gençleri yalnızca Müslüman oldukları için katletmesi gibi gerçeklerin üstü örtülmeye çalışılmıştır. Yine 2015 yılı eylül ayında ABD'nin Teksas eyaletinde yaşayan 14 yaşındaki Ahmed Muhammed adlı bir genç, kendi tasarladığı elektronik saati okula götürdüğünde bomba taşıdığı şüphesi ile kelepçele-nerek gözaltına alınmış, ailesi de sorguya alınmıştır." (Nizamettin Aşkın- İLKHA)